slider 735 slider 734 slider 733 slider 732 slider 730 slider 729 slider 727 slider 725

  Yazdır

Danıştay Üçüncü Daire Başkanlığına Ait Kararlar

Ortağı olduğu limited şirketten tahsil edilemeyen kamu alacağı nedeniyle davacı adına, ortak sıfatıyla, hissesi oranında düzenlenen 14.2.2006 tarih ve 251-261 sayılı, 20.2.2006 tarih ve 393-395 sayılı


26 Temmuz 2008 Tarihli Resmi Gazete

Sayı: 26948

 

Danıştay Üçüncü Daire Başkanlığından:

 

Esas  No     : 2007/4952

Karar No   : 2008/1270

 

            Kanun Yararına Temyiz Eden: DANIŞTAY BAŞSAVCISI

          Davacı: ..........................

          Vekili: .................................. Kemeraltı/İZMİR

          Karşı Taraf: Hasan Tahsin Vergi Dairesi Müdürlüğü-İZMİR

          İstemin Özeti: Ortağı olduğu limited şirketten tahsil edilemeyen kamu alacağı nedeniyle  davacı adına, ortak sıfatıyla, hissesi oranında düzenlenen 15.2.2006 tarih ve 305, 306 sayılı ödeme emirlerini; limited şirket kuruluş sözleşmesinin değiştirilmesi niteliğini taşıması nedeniyle Ticaret Sicili Gazetesinde ilan edilmekle üçüncü kişileri de bağlayıcı nitelik kazanan pay  devrinin muvazaa içerdiği ileri sürülerek genel mahkemelerde açılan iptal davasına konu edilip, iptali sağlanmadıkça, payını bütün hak ve yükümlülükleriyle devreden ortağın,  kamu alacağının ait olduğu döneme bakılmaksızın 6183 sayılı Yasanın 35'inci maddesine göre cebren takip edilemeyeceği gözetilmeden düzenlenen ödeme emirlerinde hukuka uygunluk bulunmadığı gerekçesiyle iptal eden  İzmir 2. Vergi Mahkemesinin  13.9.2006 gün ve E:2006/267, K:2006/810 sayılı kararını; kamu alacağının tahsili için davacı adına hissesi oranında düzenlenen ödeme emirlerinden davacının hisselerini devrettiği 15.10.1999 tarihine kadar isabet eden  kısmında  yasaya aykırılık bulunmadığı bu tarihi aşan dönemlere ait amme alacaklarının tahsili amacıyla düzenlenen ödeme emirlerinde ise yasal isabet bulunmadığı gerekçesiyle kısmen bozan ve karar düzeltme istemini reddeden İzmir Bölge İdare Mahkemesinin 18.1.2007 gün ve E:2006/3954, K:2007/221 sayılı kararının; limited şirketteki payını devreden ortağın şirketten ayrıldığı tarihten önceki dönemlere ait olsa da şirket borcundan dolayı takip edilemeyeceğinden, düzenlenen ödeme emirlerinin hukuka aykırı olması nedeniyle Danıştay Başsavcısı tarafından kanun yararına temyiz edilmiştir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

          Hüküm veren Danıştay Üçüncü Dairesince; Danıştay Başsavcısı tarafından kanun yararına temyiz edilen İzmir Bölge İdare Mahkemesinin 18.1.2007 gün ve E:2006/3954, K:2007/221 sayılı kararı incelendikten ve Tetkik Hakimi M.Oğuz Ulaş'ın açıklamaları dinlendikten sonra  işin gereği görüşülüp düşünüldü:

          Türk Ticaret Kanununun 511'inci maddesinin 4'üncü ve 7'nci bentlerinde; limited şirket ortak ve müdürlerinin her birinin ad, soyad, ikametgah ve tabiyetlerinin tescil ve ilan edileceği belirtilmiş, 515'inci maddesinde mukavelede yapılan her değişikliğin de tescil ve ilan edileceği, mukavelelerin değiştirilmesi hakkındaki kararların üçüncü şahıslar hakkında, tescil tarihinden itibaren hüküm ifade edeceği kurala bağlanmıştır.

          Ortak sıfatıyla ve sermaye payına göre sorumluluğun paya bağlı olması nedeniyle payların bütün hak ve yükümlülükleriyle devri ve ticaret sicilinde tescili, sorumluluğu kaldırıcı etki yapacağından, davacının, pay devrinden sonraki bir tarihte şirketin hangi dönemin vergi borcundan dolayı olursa olsun ortak sıfatıyla sorumlu tutularak ödeme emriyle takibine olanak bulunmamaktadır.

          Davaya konu yapılan ödeme emirlerinin, 6183 sayılı Yasanın  limited şirket ortaklarının şirket tüzel kişiliğinden tahsil edilemeyen kamu alacaklarından sermaye hisseleri oranında sorumlu olduklarını öngören 35'inci maddesine göre düzenlendiği; davacının ortak sıfatıyla cebren takip edildiği ve hisselerin 15.10.1999 tarihinde devredilerek bu devrin İzmir 3. Asliye Ticaret Mahkemesi kararıyla hükmen ticaret siciline tescilinin yapıldığı saptanmışken, ödeme emirlerini bu nedenle iptal eden vergi mahkemesi kararını kısmen bozan Bölge İdare Mahkemesi kararında hukuka uygunluk görülmemiştir.

          Açıklanan nedenlerle,  Danıştay Başsavcısının temyiz isteminin kabulü ile İzmir Bölge İdare Mahkemesinin 18.1.2007 günlü ve E:2006/3954, K:2007/221 sayılı kararının; 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 51'inci maddesi uyarınca kanun yararına ve hükmün hukuki sonuçlarına etkili olmamak üzere bozulmasına, kararın bir örneğinin Maliye Bakanlığı ile Danıştay Başsavcılığına gönderilmesine ve Resmî Gazete’de yayımlanmasına 21.4.2008 gününde oybirliğiyle karar verildi.

—— • ——

Danıştay Üçüncü Daire Başkanlığından:

 

Esas  No          : 2007/4953

Karar No          : 2008/1271

 

            Kanun Yararına Temyiz Eden: DANIŞTAY BAŞSAVCISI

          Davacı: ..........................

          Vekili: .............................................Kemeraltı/İZMİR

          Karşı Taraf: Hasan Tahsin Vergi Dairesi Müdürlüğü-İZMİR

          İstemin Özeti: Ortağı olduğu limited şirketten tahsil edilemeyen kamu alacağı nedeniyle  davacı adına, ortak sıfatıyla, hissesi oranında düzenlenen 14.2.2006 tarih ve 251-261 sayılı, 20.2.2006 tarih ve 393-395 sayılı ödeme emirlerini; limited şirket kuruluş sözleşmesinin değiştirilmesi niteliğini taşıması nedeniyle Ticaret Sicili Gazetesinde ilan edilmekle üçüncü kişileri de bağlayıcı nitelik kazanan pay  devrinin muvazaa içerdiği ileri sürülerek genel mahkemelerde açılan iptal davasına konu edilip, iptali sağlanmadıkça, payını bütün hak ve yükümlülükleriyle devreden ortağın,  kamu alacağının ait olduğu döneme bakılmaksızın 6183 sayılı Yasanın 35'inci maddesine göre cebren takip edilemeyeceği gözetilmeden düzenlenen ödeme emirlerinde hukuka uygunluk bulunmadığı gerekçesiyle iptal eden  İzmir 2. Vergi Mahkemesinin  13.9.2006 gün ve E:2006/268, K:2006/811 sayılı kararını; şirketteki hisselerini devrettiği 15.10.1999 tarihine kadar doğmuş olan kamu alacağının tahsili için davacı adına hissesi oranında düzenlenen ödeme emirlerinde yasaya aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle bozan ve karar düzeltme istemini reddeden İzmir Bölge İdare Mahkemesinin 18.1.2007 gün ve E:2006/3955, K:2007/222  sayılı kararının; limited şirketteki payını devreden ortağın şirketten ayrıldığı tarihten önceki dönemlere ait olsa da şirket borcundan dolayı takip edilemeyeceğinden, düzenlenen ödeme emirlerinin hukuka aykırı olması nedeniyle Danıştay Başsavcısı tarafından kanun yararına temyiz edilmiştir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

          Hüküm veren Danıştay Üçüncü Dairesince; Danıştay Başsavcısı tarafından kanun yararına temyiz edilen İzmir Bölge İdare Mahkemesinin 18.1.2007 gün ve E:2006/3955, K:2007/222 sayılı kararı incelendikten ve Tetkik Hakimi M.Oğuz Ulaş'ın açıklamaları dinlendikten sonra  işin gereği görüşülüp düşünüldü:

          Türk Ticaret Kanununun 511'inci maddesinin 4'üncü ve 7'nci bentlerinde; limited şirket ortak ve müdürlerinin her birinin ad, soyad, ikametgah ve tabiyetlerinin tescil ve ilan edileceği belirtilmiş, 515'inci maddesinde mukavelede yapılan her değişikliğin de tescil ve ilan edileceği, mukavelelerin değiştirilmesi hakkındaki kararların üçüncü şahıslar hakkında, tescil tarihinden itibaren hüküm ifade edeceği kurala bağlanmıştır.

          Ortak sıfatıyla ve sermaye payına göre sorumluluğun paya bağlı olması nedeniyle payların bütün hak ve yükümlülükleriyle devri ve ticaret sicilinde tescili, sorumluluğu kaldırıcı etki yapacağından, davacının, pay devrinden sonraki bir tarihte şirketin hangi dönemin vergi borcundan dolayı olursa olsun ortak sıfatıyla sorumlu tutularak ödeme emriyle takibine olanak bulunmamaktadır.

          Davaya konu yapılan ödeme emirlerinin, 6183 sayılı Yasanın  limited şirket ortaklarının şirket tüzel kişiliğinden tahsil edilemeyen kamu alacaklarından sermaye hisseleri oranında sorumlu olduklarını öngören 35'inci maddesine göre düzenlendiği; davacının ortak sıfatıyla cebren takip edildiği ve hisselerin 15.10.1999 tarihinde devredilerek bu devrin İzmir 3. Asliye Ticaret Mahkemesi kararıyla hükmen ticaret siciline tescilinin yapıldığı saptanmışken, ödeme emirlerini bu nedenle iptal eden vergi mahkemesi kararını bozan Bölge İdare Mahkemesi kararında hukuka uygunluk görülmemiştir.

          Açıklanan nedenlerle,  Danıştay Başsavcısının temyiz isteminin kabulü ile İzmir Bölge İdare Mahkemesinin 18.1.2007 günlü ve E:2006/3955, K:2007/222 sayılı kararının; 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 51'inci maddesi uyarınca kanun yararına ve hükmün hukuki sonuçlarına etkili olmamak üzere bozulmasına, kararın bir örneğinin Maliye Bakanlığı ile Danıştay Başsavcılığına gönderilmesine ve Resmî Gazete’de yayımlanmasına 21.4.2008 gününde oybirliğiyle karar verildi.

—— • ——

Danıştay Üçüncü Daire Başkanlığından:

 

Esas  No     : 2007/4954

Karar No   : 2008/1272

 

            Kanun Yararına Temyiz Eden: DANIŞTAY BAŞSAVCISI

          Davacı: ..........................

          Vekili: ............................................. Kemeraltı/İZMİR

          Karşı Taraf: Hasan Tahsin Vergi Dairesi Müdürlüğü-İZMİR

          İstemin Özeti: Ortağı olduğu limited şirketten tahsil edilemeyen kamu alacağı nedeniyle  davacı adına, ortak sıfatıyla, hissesi oranında düzenlenen 14.2.2006 tarih ve 272-283 sayılı ödeme emirlerini; limited şirket kuruluş sözleşmesinin değiştirilmesi niteliğini taşıması nedeniyle Ticaret Sicili Gazetesinde ilan edilmekle üçüncü kişileri de bağlayıcı nitelik kazanan pay  devrinin muvazaa içerdiği ileri sürülerek genel mahkemelerde açılan iptal davasına konu edilip, iptali sağlanmadıkça, payını bütün hak ve yükümlülükleriyle devreden ortağın,  kamu alacağının ait olduğu döneme bakılmaksızın 6183 sayılı Yasanın 35'inci maddesine göre cebren takip edilemeyeceği gözetilmeden düzenlenen ödeme emirlerinde hukuka uygunluk bulunmadığı gerekçesiyle iptal eden  İzmir 2. Vergi Mahkemesinin  13.9.2006 gün ve E:2006/269, K:2006/812 sayılı kararını; şirketteki hisselerini devrettiği 15.10.1999 tarihine kadar doğmuş olan kamu alacağının tahsili için davacı adına hissesi oranında düzenlenen ödeme emirlerinde yasaya aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle bozan ve karar düzeltme istemini reddeden İzmir Bölge İdare Mahkemesinin 18.1.2007 gün ve E:2006/3956, K:2007/223  sayılı kararının; limited şirketteki payını devreden ortağın şirketten ayrıldığı tarihten önceki dönemlere ait olsa da şirket borcundan dolayı takip edilemeyeceğinden, düzenlenen ödeme emirlerinin hukuka aykırı olması nedeniyle Danıştay Başsavcısı tarafından kanun yararına temyiz edilmiştir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

          Hüküm veren Danıştay Üçüncü Dairesince; Danıştay Başsavcısı tarafından kanun yararına temyiz edilen İzmir Bölge İdare Mahkemesinin 18.1.2007 gün ve E:2006/3956, K:2007/223 sayılı kararı incelendikten ve Tetkik Hakimi M.Oğuz Ulaş'ın açıklamaları dinlendikten sonra  işin gereği görüşülüp düşünüldü:

          Türk Ticaret Kanununun 511'inci maddesinin 4'üncü ve 7'nci bentlerinde; limited şirket ortak ve müdürlerinin her birinin ad, soyad, ikametgah ve tabiyetlerinin tescil ve ilan edileceği belirtilmiş, 515'inci maddesinde mukavelede yapılan her değişikliğin de tescil ve ilan edileceği, mukavelelerin değiştirilmesi hakkındaki kararların üçüncü şahıslar hakkında, tescil tarihinden itibaren hüküm ifade edeceği kurala bağlanmıştır.

          Ortak sıfatıyla ve sermaye payına göre sorumluluğun paya bağlı olması nedeniyle payların bütün hak ve yükümlülükleriyle devri ve ticaret sicilinde tescili, sorumluluğu kaldırıcı etki yapacağından, davacının, pay devrinden sonraki bir tarihte şirketin hangi dönemin vergi borcundan dolayı olursa olsun ortak sıfatıyla sorumlu tutularak ödeme emriyle takibine olanak bulunmamaktadır.

          Davaya konu yapılan ödeme emirlerinin, 6183 sayılı Yasanın  limited şirket ortaklarının şirket tüzel kişiliğinden tahsil edilemeyen kamu alacaklarından sermaye hisseleri oranında sorumlu olduklarını öngören 35'inci maddesine göre düzenlendiği; davacının ortak sıfatıyla cebren takip edildiği ve hisselerin 15.10.1999 tarihinde devredilerek bu devrin İzmir 3. Asliye Ticaret Mahkemesi kararıyla hükmen ticaret siciline tescilinin yapıldığı saptanmışken, ödeme emirlerini bu nedenle iptal eden vergi mahkemesi kararını bozan Bölge İdare Mahkemesi kararında hukuka uygunluk görülmemiştir.

          Açıklanan nedenlerle,  Danıştay Başsavcısının temyiz isteminin kabulü ile İzmir Bölge İdare Mahkemesinin 18.1.2007 günlü ve E:2006/3956, K:2007/223 sayılı kararının; 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 51'inci maddesi uyarınca kanun yararına ve hükmün hukuki sonuçlarına etkili olmamak üzere bozulmasına, kararın bir örneğinin Maliye Bakanlığı ile Danıştay Başsavcılığına gönderilmesine ve Resmî Gazete’de yayımlanmasına 21.4.2008 gününde oybirliğiyle karar verildi.

—— • ——

Danıştay Üçüncü Daire Başkanlığından:

 

Esas  No     : 2007/4955

Karar No   : 2008/1273

 

            Kanun Yararına Temyiz Eden: DANIŞTAY BAŞSAVCISI

          Davacı: ..........................

          Vekili: ............................................. Kemeraltı/İZMİR

          Karşı Taraf : Hasan Tahsin Vergi Dairesi Müdürlüğü-İZMİR

          İstemin Özeti: Ortağı olduğu limited şirketten tahsil edilemeyen kamu alacağı nedeniyle  davacı adına, ortak sıfatıyla, hissesi oranında düzenlenen 14.2.2006 tarih ve 232-238, 262-264 sayılı ile 17.2.2006 tarih ve 324, 325, 328-333 sayılı ödeme emirlerini; limited şirket kuruluş sözleşmesinin değiştirilmesi niteliğini taşıması nedeniyle Ticaret Sicili Gazetesinde ilan edilmekle üçüncü kişileri de bağlayıcı nitelik kazanan pay  devrinin muvazaa içerdiği ileri sürülerek genel mahkemelerde açılan iptal davasına konu edilip, iptali sağlanmadıkça, payını bütün hak ve yükümlülükleriyle devreden ortağın,  kamu alacağının ait olduğu döneme bakılmaksızın 6183 sayılı Yasanın 35'inci maddesine göre cebren takip edilemeyeceği gözetilmeden düzenlenen ödeme emirlerinde hukuka uygunluk bulunmadığı gerekçesiyle iptal eden  İzmir 2. Vergi Mahkemesinin  13.9.2006 gün ve E: 2006/270, K: 2006/813 sayılı kararını; şirketteki hisselerini devrettiği 15.10.1999 tarihine kadar doğmuş olan kamu alacağının tahsili için davacı adına hissesi oranında düzenlenen ödeme emirlerinde yasaya aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle bozan ve karar düzeltme istemini reddeden İzmir Bölge İdare Mahkemesinin 18.1.2007 gün ve E: 2006/3957, K: 2007/224  sayılı kararının; limited şirketteki payını devreden ortağın şirketten ayrıldığı tarihten önceki dönemlere ait olsa da şirket borcundan dolayı takip edilemeyeceğinden, düzenlenen ödeme emirlerinin hukuka aykırı olması nedeniyle Danıştay Başsavcısı tarafından kanun yararına temyiz edilmiştir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

          Hüküm veren Danıştay Üçüncü Dairesince; Danıştay Başsavcısı tarafından kanun yararına temyiz edilen İzmir Bölge İdare Mahkemesinin 18.1.2007 gün ve E: 2006/3957, K: 2007/224 sayılı kararı incelendikten ve Tetkik Hakimi M.Oğuz Ulaş'ın açıklamaları dinlendikten sonra  işin gereği görüşülüp düşünüldü:

          Türk Ticaret Kanununun 511'inci maddesinin 4'üncü ve 7'nci bentlerinde; limited şirket ortak ve müdürlerinin her birinin ad, soyad, ikametgah ve tabiyetlerinin tescil ve ilan edileceği belirtilmiş, 515'inci maddesinde mukavelede yapılan her değişikliğin de tescil ve ilan edileceği, mukavelelerin değiştirilmesi hakkındaki kararların üçüncü şahıslar hakkında, tescil tarihinden itibaren hüküm ifade edeceği kurala bağlanmıştır.

          Ortak sıfatıyla ve sermaye payına göre sorumluluğun paya bağlı olması nedeniyle payların bütün hak ve yükümlülükleriyle devri ve ticaret sicilinde tescili, sorumluluğu kaldırıcı etki yapacağından, davacının, pay devrinden sonraki bir tarihte şirketin hangi dönemin vergi borcundan dolayı olursa olsun ortak sıfatıyla sorumlu tutularak ödeme emriyle takibine olanak bulunmamaktadır.

          Davaya konu yapılan ödeme emirlerinin, 6183 sayılı Yasanın  limited şirket ortaklarının şirket tüzel kişiliğinden tahsil edilemeyen kamu alacaklarından sermaye hisseleri oranında sorumlu olduklarını öngören 35'inci maddesine göre düzenlendiği; davacının ortak sıfatıyla cebren takip edildiği ve hisselerin 15.10.1999 tarihinde devredilerek bu devrin İzmir 3. Asliye Ticaret Mahkemesi kararıyla hükmen ticaret siciline tescilinin yapıldığı saptanmışken, ödeme emirlerini bu nedenle iptal eden vergi mahkemesi kararını bozan Bölge İdare Mahkemesi kararında hukuka uygunluk görülmemiştir.

          Açıklanan nedenlerle,  Danıştay Başsavcısının temyiz isteminin kabulü ile İzmir Bölge İdare Mahkemesinin 18.1.2007 günlü ve E: 2006/3957, K: 2007/224 sayılı kararının; 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 51'inci maddesi uyarınca kanun yararına ve hükmün hukuki sonuçlarına etkili olmamak üzere bozulmasına, kararın bir örneğinin Maliye Bakanlığı ile Danıştay Başsavcılığına gönderilmesine ve Resmî Gazete’de yayımlanmasına 21.4.2008 gününde oybirliğiyle karar verildi.

—— • ——

Danıştay Üçüncü Daire Başkanlığından:

         

Esas  No     : 2007/4956

Karar No   : 2008/1274

 

            Kanun Yararına Temyiz Eden: DANIŞTAY BAŞSAVCISI

          Davacı: ..........................

          Vekili: ............................................. Kemeraltı/İZMİR

          Karşı Taraf: Hasan Tahsin Vergi Dairesi Müdürlüğü-İZMİR

          İstemin Özeti: Ortağı olduğu limited şirketten tahsil edilemeyen kamu alacağı nedeniyle  davacı adına, ortak sıfatıyla, hissesi oranında düzenlenen 14.2.2006 tarih ve 239-250 sayılı, 18.2.2006 tarih ve 334, 335 sayılı, 20.2.2006 tarih ve 370, 377, 382, 383, 389, 390 sayılı ödeme emirlerini; limited şirket kuruluş sözleşmesinin değiştirilmesi niteliğini taşıması nedeniyle Ticaret Sicili Gazetesinde ilan edilmekle üçüncü kişileri de bağlayıcı nitelik kazanan pay  devrinin muvazaa içerdiği ileri sürülerek genel mahkemelerde açılan iptal davasına konu edilip, iptali sağlanmadıkça, payını bütün hak ve yükümlülükleriyle devreden ortağın,  kamu alacağının ait olduğu döneme bakılmaksızın 6183 sayılı Yasanın 35'inci maddesine göre cebren takip edilemeyeceği gözetilmeden düzenlenen ödeme emirlerinde hukuka uygunluk bulunmadığı gerekçesiyle iptal eden  İzmir 2. Vergi Mahkemesinin  13.9.2006 gün ve E: 2006/272, K: 2006/805 sayılı kararını; şirketteki hisselerini devrettiği 15.10.1999 tarihine kadar doğmuş olan kamu alacağının tahsili için davacı adına hissesi oranında düzenlenen ödeme emirlerinde yasaya aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle bozan ve karar düzeltme istemini reddeden İzmir Bölge İdare Mahkemesinin 18.1.2007 gün ve  E: 2006/3958,  K: 2007/225  sayılı kararının; limited şirketteki payını devreden ortağın şirketten ayrıldığı tarihten önceki dönemlere ait olsa da şirket borcundan dolayı takip edilemeyeceğinden, düzenlenen ödeme emirlerinin hukuka aykırı olması nedeniyle Danıştay Başsavcısı tarafından kanun yararına temyiz edilmiştir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

          Hüküm veren Danıştay Üçüncü Dairesince; Danıştay Başsavcısı tarafından kanun yararına temyiz edilen İzmir Bölge İdare Mahkemesinin 18.1.2007 gün ve E: 2006/3958, K: 2007/225 sayılı kararı incelendikten ve Tetkik Hakimi M.Oğuz Ulaş'ın açıklamaları dinlendikten sonra  işin gereği görüşülüp düşünüldü:

          Türk Ticaret Kanununun 511'inci maddesinin 4'üncü ve 7'nci bentlerinde; limited şirket ortak ve müdürlerinin her birinin ad, soyad, ikametgah ve tabiyetlerinin tescil ve ilan edileceği belirtilmiş, 515'inci maddesinde mukavelede yapılan her değişikliğin de tescil ve ilan edileceği, mukavelelerin değiştirilmesi hakkındaki kararların üçüncü şahıslar hakkında, tescil tarihinden itibaren hüküm ifade edeceği kurala bağlanmıştır.

          Ortak sıfatıyla ve sermaye payına göre sorumluluğun paya bağlı olması nedeniyle payların bütün hak ve yükümlülükleriyle devri ve ticaret sicilinde tescili, sorumluluğu kaldırıcı etki yapacağından, davacının, pay devrinden sonraki bir tarihte şirketin hangi dönemin vergi borcundan dolayı olursa olsun ortak sıfatıyla sorumlu tutularak ödeme emriyle takibine olanak bulunmamaktadır.

          Davaya konu yapılan ödeme emirlerinin, 6183 sayılı Yasanın  limited şirket ortaklarının şirket tüzel kişiliğinden tahsil edilemeyen kamu alacaklarından sermaye hisseleri oranında sorumlu olduklarını öngören 35'inci maddesine göre düzenlendiği; davacının ortak sıfatıyla cebren takip edildiği ve hisselerin 15.10.1999 tarihinde devredilerek bu devrin İzmir 3. Asliye Ticaret Mahkemesi kararıyla hükmen ticaret siciline tescilinin yapıldığı saptanmışken, ödeme emirlerini bu nedenle iptal eden vergi mahkemesi kararını bozan Bölge İdare Mahkemesi kararında hukuka uygunluk görülmemiştir.

          Açıklanan nedenlerle,  Danıştay Başsavcısının temyiz isteminin kabulü ile İzmir Bölge İdare Mahkemesinin 18.1.2007 günlü ve E:2006/3958, K:2007/225 sayılı kararının; 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 51'inci maddesi uyarınca kanun yararına ve hükmün hukuki sonuçlarına etkili olmamak üzere bozulmasına, kararın bir örneğinin Maliye Bakanlığı ile Danıştay Başsavcılığına gönderilmesine ve Resmî Gazete’de yayımlanmasına 21.4.2008 gününde oybirliğiyle karar verildi.

—— • ——

Danıştay Üçüncü Daire Başkanlığından:

         

Esas  No     : 2007/4957

Karar No   : 2008/1275

 

            Kanun Yararına Temyiz Eden: DANIŞTAY BAŞSAVCISI

          Davacı: ..........................

          Vekili: ............................................. Kemeraltı/İZMİR

          Karşı Taraf: Hasan Tahsin Vergi Dairesi Müdürlüğü-İZMİR

          İstemin Özeti: Ortağı olduğu limited şirketten tahsil edilemeyen kamu alacağı nedeniyle  davacı adına, ortak sıfatıyla, hissesi oranında düzenlenen 14.2.2006 tarih ve 267 sayı ile 17.2.2006 tarih ve 327 sayılı ödeme emirlerini; limited şirket kuruluş sözleşmesinin değiştirilmesi niteliğini taşıması nedeniyle Ticaret Sicili Gazetesinde ilan edilmekle üçüncü kişileri de bağlayıcı nitelik kazanan pay  devrinin muvazaa içerdiği ileri sürülerek genel mahkemelerde açılan iptal davasına konu edilip, iptali sağlanmadıkça, payını bütün hak ve yükümlülükleriyle devreden ortağın,  kamu alacağının ait olduğu döneme bakılmaksızın 6183 sayılı Yasanın 35'inci maddesine göre cebren takip edilemeyeceği gözetilmeden düzenlenen ödeme emirlerinde hukuka uygunluk bulunmadığı gerekçesiyle iptal eden  İzmir 2. Vergi Mahkemesinin  13.9.2006 gün ve E:2006/273, K:2006/806 sayılı kararını; şirketteki hisselerini devrettiği 15.10.1999 tarihine kadar doğmuş olan kamu alacağının tahsili için davacı adına hissesi oranında düzenlenen ödeme emirlerinde yasaya aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle bozan ve karar düzeltme istemini reddeden İzmir Bölge İdare Mahkemesinin 18.1.2007 gün ve E:2006/3959, K:2007/226  sayılı kararının; limited şirketteki payını devreden ortağın şirketten ayrıldığı tarihten önceki dönemlere ait olsa da şirket borcundan dolayı takip edilemeyeceğinden, düzenlenen ödeme emirlerinin hukuka aykırı olması nedeniyle Danıştay Başsavcısı tarafından kanun yararına temyiz edilmiştir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

          Hüküm veren Danıştay Üçüncü Dairesince; Danıştay Başsavcısı tarafından kanun yararına temyiz edilen İzmir Bölge İdare Mahkemesinin 18.1.2007 gün ve E:2006/3959, K:2007/226 sayılı kararı incelendikten ve Tetkik Hakimi M. Oğuz Ulaş'ın açıklamaları dinlendikten sonra  işin gereği görüşülüp düşünüldü:

          Türk Ticaret Kanununun 511'inci maddesinin 4'üncü ve 7'nci bentlerinde; limited şirket ortak ve müdürlerinin her birinin ad, soyad, ikametgah ve tabiyetlerinin tescil ve ilan edileceği belirtilmiş, 515'inci maddesinde mukavelede yapılan her değişikliğin de tescil ve ilan edileceği, mukavelelerin değiştirilmesi hakkındaki kararların üçüncü şahıslar hakkında, tescil tarihinden itibaren hüküm ifade edeceği kurala bağlanmıştır.

          Ortak sıfatıyla ve sermaye payına göre sorumluluğun paya bağlı olması nedeniyle payların bütün hak ve yükümlülükleriyle devri ve ticaret sicilinde tescili, sorumluluğu kaldırıcı etki yapacağından, davacının, pay devrinden sonraki bir tarihte şirketin hangi dönemin vergi borcundan dolayı olursa olsun ortak sıfatıyla sorumlu tutularak ödeme emriyle takibine olanak bulunmamaktadır.

          Davaya konu yapılan ödeme emirlerinin, 6183 sayılı Yasanın  limited şirket ortaklarının şirket tüzel kişiliğinden tahsil edilemeyen kamu alacaklarından sermaye hisseleri oranında sorumlu olduklarını öngören 35'inci maddesine göre düzenlendiği; davacının ortak sıfatıyla cebren takip edildiği ve hisselerin 15.10.1999 tarihinde devredilerek bu devrin İzmir 3. Asliye Ticaret Mahkemesi kararıyla hükmen ticaret siciline tescilinin yapıldığı saptanmışken, ödeme emirlerini bu nedenle iptal eden vergi mahkemesi kararını bozan Bölge İdare Mahkemesi kararında hukuka uygunluk görülmemiştir.

          Açıklanan nedenlerle,  Danıştay Başsavcısının temyiz isteminin kabulü ile İzmir Bölge İdare Mahkemesinin 18.1.2007 günlü ve E:2006/3959, K:2007/226 sayılı kararının; 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 51'inci maddesi uyarınca kanun yararına ve hükmün hukuki sonuçlarına etkili olmamak üzere bozulmasına, kararın bir örneğinin Maliye Bakanlığı ile Danıştay Başsavcılığına gönderilmesine ve Resmî Gazete’de yayımlanmasına 21.4.2008 gününde oybirliğiyle karar verildi.

—— • ——

Danıştay Üçüncü Daire Başkanlığından:

 

Esas  No     : 2007/4958

Karar No   : 2008/1276

 

            Kanun Yararına Temyiz Eden: DANIŞTAY BAŞSAVCISI

          Davacı: ..........................

          Vekili: ............................................. Kemeraltı/İZMİR

          Karşı Taraf: Hasan Tahsin Vergi Dairesi Müdürlüğü-İZMİR

          İstemin Özeti: Ortağı olduğu limited şirketten tahsil edilemeyen kamu alacağı nedeniyle  davacı adına, ortak sıfatıyla, hissesi oranında düzenlenen 17.2.2006 tarih ve 326 sayılı ödeme emrini; limited şirket kuruluş sözleşmesinin değiştirilmesi niteliğini taşıması nedeniyle Ticaret Sicili Gazetesinde ilan edilmekle üçüncü kişileri de bağlayıcı nitelik kazanan pay  devrinin muvazaa içerdiği ileri sürülerek genel mahkemelerde açılan iptal davasına konu edilip, iptali sağlanmadıkça, payını bütün hak ve yükümlülükleriyle devreden ortağın,  kamu alacağının ait olduğu döneme bakılmaksızın 6183 sayılı Yasanın 35'inci maddesine göre cebren takip edilemeyeceği gözetilmeden düzenlenen ödeme emrinde hukuka uygunluk bulunmadığı gerekçesiyle iptal eden  İzmir 2. Vergi Mahkemesinin  13.9.2006 gün ve E:2006/274, K:2006/807 sayılı kararını; şirketteki hisselerini devrettiği 15.10.1999 tarihine kadar doğmuş olan kamu alacağının tahsili için davacı adına hissesi oranında düzenlenen ödeme emrinde yasaya aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle bozan ve karar düzeltme istemini reddeden İzmir Bölge İdare Mahkemesinin 18.1.2007 gün ve E: 2006/3960, K: 2007/227  sayılı kararının; limited şirketteki payını devreden ortağın şirketten ayrıldığı tarihten önceki dönemlere ait olsa da şirket borcundan dolayı takip edilemeyeceğinden, düzenlenen ödeme emrinin hukuka aykırı olması nedeniyle Danıştay Başsavcısı tarafından kanun yararına temyiz edilmiştir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

          Hüküm veren Danıştay Üçüncü Dairesince; Danıştay Başsavcısı tarafından kanun yararına temyiz edilen İzmir Bölge İdare Mahkemesinin 18.1.2007 gün ve E: 2006/3960, K: 2007/227 sayılı kararı incelendikten ve Tetkik Hakimi M. Oğuz Ulaş'ın açıklamaları dinlendikten sonra  işin gereği görüşülüp düşünüldü:

          Türk Ticaret Kanununun 511'inci maddesinin 4'üncü ve 7'nci bentlerinde; limited şirket ortak ve müdürlerinin her birinin ad, soyad, ikametgah ve tabiyetlerinin tescil ve ilan edileceği belirtilmiş, 515'inci maddesinde mukavelede yapılan her değişikliğin de tescil ve ilan edileceği, mukavelelerin değiştirilmesi hakkındaki kararların üçüncü şahıslar hakkında, tescil tarihinden itibaren hüküm ifade edeceği kurala bağlanmıştır.

          Ortak sıfatıyla ve sermaye payına göre sorumluluğun paya bağlı olması nedeniyle payların bütün hak ve yükümlülükleriyle devri ve ticaret sicilinde tescili, sorumluluğu kaldırıcı etki yapacağından, davacının, pay devrinden sonraki bir tarihte şirketin hangi dönemin vergi borcundan dolayı olursa olsun ortak sıfatıyla sorumlu tutularak ödeme emriyle takibine olanak bulunmamaktadır.

          Davaya konu yapılan ödeme emrinin, 6183 sayılı Yasanın  limited şirket ortaklarının şirket tüzel kişiliğinden tahsil edilemeyen kamu alacaklarından sermaye hisseleri oranında sorumlu olduklarını öngören 35'inci maddesine göre düzenlendiği; davacının ortak sıfatıyla cebren takip edildiği ve hisselerin 15.10.1999 tarihinde devredilerek bu devrin İzmir 3. Asliye Ticaret Mahkemesi kararıyla hükmen ticaret siciline tescilinin yapıldığı saptanmışken, ödeme emrini bu nedenle iptal eden vergi mahkemesi kararını bozan Bölge İdare Mahkemesi kararında hukuka uygunluk görülmemiştir.

          Açıklanan nedenlerle,  Danıştay Başsavcısının temyiz isteminin kabulü ile İzmir Bölge İdare Mahkemesinin 18.1.2007 günlü ve E: 2006/3960, K: 2007/227 sayılı kararının; 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 51'inci maddesi uyarınca kanun yararına ve hükmün hukuki sonuçlarına etkili olmamak üzere bozulmasına, kararın bir örneğinin Maliye Bakanlığı ile Danıştay Başsavcılığına gönderilmesine ve Resmî Gazete’de yayımlanmasına 21.4.2008 gününde oybirliğiyle karar verildi.

—— • ——

Danıştay Üçüncü Daire Başkanlığından:

 

Esas  No     : 2007/4959

Karar No   : 2008/1277

 

            Kanun Yararına Temyiz Eden: DANIŞTAY BAŞSAVCISI

          Davacı: ..........................

          Vekili: ............................................. Kemeraltı/İZMİR

          Karşı Taraf: Hasan Tahsin Vergi Dairesi Müdürlüğü-İZMİR

          İstemin Özeti: Ortağı olduğu limited şirketten tahsil edilemeyen kamu alacağı nedeniyle  davacı adına, ortak sıfatıyla, hissesi oranında düzenlenen 14.2.2006 tarih ve 270, 271 sayılı ödeme emirlerini; limited şirket kuruluş sözleşmesinin değiştirilmesi niteliğini taşıması nedeniyle Ticaret Sicili Gazetesinde ilan edilmekle üçüncü kişileri de bağlayıcı nitelik kazanan pay  devrinin muvazaa içerdiği ileri sürülerek genel mahkemelerde açılan iptal davasına konu edilip, iptali sağlanmadıkça, payını bütün hak ve yükümlülükleriyle devreden ortağın,  kamu alacağının ait olduğu döneme bakılmaksızın 6183 sayılı Yasanın 35'inci maddesine göre cebren takip edilemeyeceği gözetilmeden düzenlenen ödeme emirlerinde hukuka uygunluk bulunmadığı gerekçesiyle iptal eden  İzmir 2. Vergi Mahkemesinin  13.9.2006 gün ve E: 2006/275, K: 2006/808 sayılı kararını; şirketteki hisselerini devrettiği 15.10.1999 tarihine kadar doğmuş olan kamu alacağının tahsili için davacı adına hissesi oranında düzenlenen ödeme emirlerinde yasaya aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle bozan ve karar düzeltme istemini reddeden İzmir Bölge İdare Mahkemesinin 18.1.2007 gün ve E: 2006/3961, K: 2007/228  sayılı kararının; limited şirketteki payını devreden ortağın şirketten ayrıldığı tarihten önceki dönemlere ait olsa da şirket borcundan dolayı takip edilemeyeceğinden, düzenlenen ödeme emirlerinin hukuka aykırı olması nedeniyle Danıştay Başsavcısı tarafından kanun yararına temyiz edilmiştir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

          Hüküm veren Danıştay Üçüncü Dairesince; Danıştay Başsavcısı tarafından kanun yararına temyiz edilen İzmir Bölge İdare Mahkemesinin 18.1.2007 gün ve E: 2006/3961, K: 2007/228 sayılı kararı incelendikten ve Tetkik Hakimi M. Oğuz Ulaş'ın açıklamaları dinlendikten sonra  işin gereği görüşülüp düşünüldü:

          Türk Ticaret Kanununun 511'inci maddesinin 4'üncü ve 7'nci bentlerinde; limited şirket ortak ve müdürlerinin her birinin ad, soyad, ikametgah ve tabiyetlerinin tescil ve ilan edileceği belirtilmiş, 515'inci maddesinde mukavelede yapılan her değişikliğin de tescil ve ilan edileceği, mukavelelerin değiştirilmesi hakkındaki kararların üçüncü şahıslar hakkında, tescil tarihinden itibaren hüküm ifade edeceği kurala bağlanmıştır.

          Ortak sıfatıyla ve sermaye payına göre sorumluluğun paya bağlı olması nedeniyle payların bütün hak ve yükümlülükleriyle devri ve ticaret sicilinde tescili, sorumluluğu kaldırıcı etki yapacağından, davacının, pay devrinden sonraki bir tarihte şirketin hangi dönemin vergi borcundan dolayı olursa olsun ortak sıfatıyla sorumlu tutularak ödeme emriyle takibine olanak bulunmamaktadır.

          Davaya konu yapılan ödeme emirlerinin, 6183 sayılı Yasanın  limited şirket ortaklarının şirket tüzel kişiliğinden tahsil edilemeyen kamu alacaklarından sermaye hisseleri oranında sorumlu olduklarını  öngören 35'inci maddesine göre düzenlendiği; davacının ortak sıfatıyla cebren takip edildiği ve hisselerin 15.10.1999 tarihinde devredilerek bu devrin İzmir 3. Asliye Ticaret Mahkemesi kararıyla hükmen ticaret siciline tescilinin yapıldığı saptanmışken, ödeme emirlerini bu nedenle iptal eden vergi mahkemesi kararını bozan Bölge İdare Mahkemesi kararında hukuka uygunluk görülmemiştir.

          Açıklanan nedenlerle,  Danıştay Başsavcısının temyiz isteminin kabulü ile İzmir Bölge İdare Mahkemesinin 18.1.2007 günlü ve E: 2006/3961, K: 2007/228 sayılı kararının; 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 51'inci maddesi uyarınca kanun yararına ve hükmün hukuki sonuçlarına etkili olmamak üzere bozulmasına, kararın bir örneğinin Maliye Bakanlığı ile Danıştay Başsavcılığına gönderilmesine ve Resmî Gazete’de yayımlanmasına 21.4.2008 gününde oybirliğiyle karar verildi.