- Makaleler
-
Ekonomik kriz hız kaybediyor mu
Yazdır
Tarih : 01.11.2008
Yazar : Dr.Veysi SEVİĞ
Ekonomik kriz hız kaybediyor mu
01.11.2008 | Veysi Seviğ | Yorum
Dünya borsalarında son günlerde yaşanan ve nispeten önceki haftalara nazaran sakin bir görüntü, bir süredir etkisini sürdüren finansal krizin atlatılmak üzere olduğu kanısını giderek artırmaktadır.
Oysa yaşanan bu sakinlik kanımızca geçicidir. Bu sakinliğin gerisinde piyasalarda sorunlu olan kuruluşlara özellikle devlet yetkililerinin vermiş olduğu parasal destek ve taahhütler vardır.
Amerika Birleşik Devletleri ve Avrupa Birliği ülkelerinin bir bölümü şu anda ülkelerinde bazı özel sektör kuruluşlarına taahhüt borçlusu konuma gelmişlerdir. Bu ülkeler sorunlu kuruluşlara sermaye katkısı ve sermaye artırımı sözü vermişlerdir.
Yaşanan krizin mali boyutu hakkında değişik rakamsal veriler dile getirilmektedir. Ancak yaşanan krizin dünya çapında mali portresinin 2.5 trilyon dolar civarında olduğu hesaplanmaktadır. Bu miktarın nasıl ve nereden sağlanacak kaynaklarla finanse edileceği ise henüz aydınlığa kavuşmamıştır.
Krizin doğuşuna neden olan dolar bazlı sorunlar giderek artarken bir süreliğine doların diğer konvertibil paralar nezdinde de değeri artmıştır.
Bu artışın dayanağı yoktur ve dolayısıyla geçicidir.
Amerika Birleşik Devletleri'nde hazırlanan destek programının nasıl ve hangi kaynaklardan sağlanacak parasal gelirlerle karşılanacağı konusu ise bu satırların kaleme alındığı ana kadar belli değildir. Muhtemelen başkanlık seçiminden sonra bu durum yeni başkanın başta gelen gündemi haline dönüşecektir.
Avrupa Birliği'nde krizin ilk aşamasında özel kesime aktarılan ve aktarılması düşünülen parasal desteklerin ise aynı şekilde yakın bir gelecekte tartışma konusu haline dönüşmesi beklenmektedir.
Krizin ana kaynağı olan ve bir anlamda üzerinde yazılı rakamsal değerler olmasına rağmen bir anda değeri düşen kâğıtların eski değerlerine yani üzerinde yazılı değerlere ulaşması artık mümkün değildir.
Gerçekte varlığa dayalı menkul kıymet borsaları artık eski ihtişamlı görüntüsünü yitirmiş bulunmaktadır. Bir başka anlatımla finans piyasalarında hayali kazanç sağlayan kâğıtlar değerini yitirmiştir. Bundan dolayı ortaya çıkan zararın finansmanı için acilen üretilen çözüm yollarının maliyeti ise henüz tam olarak belirlenmemiştir.
Bu çöküşün yol açtığı işsizlik, talep durgunluğu gibi olgular ise yeni bir dengenin oluşmasına neden olacaktır.
Ancak kur paritelerinde ortaya çıkan değişimler yine para kazandırmaktadır. Bu durum gözlerden ve dikkatlerden kaçmamaktadır.
Konuyu ülkemiz açısından örnekleyecek olursak, geçen günlerde dolar ülkemizde 1.70 YTL'ye alıcı bulurken, bu kur 1.50'li alanlara doğru gerilemiştir. Doların 1.70 olduğu gün bir milyon dolar piyasaya süren bir kişi perşembe günü en az 1.149.000 dolar alma olasılığına kavuşmuştur. Yani ülkemizde yaşanan kur oynaklığı bir milyon dolara birkaç gün içerisinde 149 bin dolar kazandırmıştır. Bu kazanç vergiye tabi değildir.
Olayı ülkemiz açısından irdeleyecek olursak, bize göre doların 1.70 ila 1.50'li kurlar arasında dolaşması, borsanın bir miktar yükselmesi ekonomimiz açısından herhangi bir anlam ifade etmemektedir.
Gelişmeler ne yönde olursa olsun ülkemizin başında cari işlemler açığı olarak görülen bir risk alanı vardır.
Bir de bunun yanında son yaşanan ekonomik olaylardan dolayı tedirginlik ve duraksamanın yarattığı piyasa sığlaşması karşımıza çıkmaktadır.
İster istemez daralan dünya ekonomisinden ülkemize düşen pay da azalacaktır.
Türkiye dünya üzerinde yaşanan olumsuz ekonomik gelişmelerden kurtulmak zorundadır.
Dünya ekonomisinin bundan bir yıl önceki seviyesine ulaşması ve eski canlılığını kazanması mümkün değildir. Türkiye'nin de geçen yıl sürdürmüş bulunduğu ekonomi ve para politikası artık geçmişteki durumu muhafaza etme şansına sahip değildir.
Gerçekte dünya bir önemli değişim daha yaşamaktadır. Başta Birleşik Amerika yönetimi olmak üzere krizden etkilenen ülkelerde mevcut siyasi yöneticilerin ekonomi üzerindeki yönlendirme olanakları artık giderek yok olmaya başlamıştır. Dolayısıyla yaşanan ekonomik olaylar siyasileri yönlendirir hale gelmiştir.
Bu bağlamda ekonomiyi artık bir anlamda para kümeleri yönetir hale gelmiş, izlenen para politikaları ekonominin yönlendiricisi olmuştur.
Yaşanan krizin artık etkisini kaybettiği veya hafiflediğini söylemek yanlıştır.
Söz konusu krizin altında henüz farkına varılmaya başlanan parasal şişkinlik ve bağımlılık vardır.
Bu şişkinlik ve bağımlılık sürdüğü sürece yeni değişimlere muhatap olmak kaçınılmaz bir sebep sonuç ilişkisi olarak karşımıza çıkacaktır.
Geçen günlerde Greenspan'in açıkça ifade ettiği (bir anlamda itiraf) gibi söz konusu olan, bir sistemin çöküşüdür.
Kaynak:Referans Gazetesi
Dünya borsalarında son günlerde yaşanan ve nispeten önceki haftalara nazaran sakin bir görüntü, bir süredir etkisini sürdüren finansal krizin atlatılm...
( KB)