slider 735 slider 734 slider 733 slider 732 slider 730 slider 729 slider 727 slider 725

  Yazdır

Tarih : 03.01.2008

Yazar : Bumin DOĞRUSÖZ

KDV indiriminin acısı işçiden çıktı

03.01.2008 | Bumin Doğrusöz | Yorum
 

Günümüzde pek çok işyerinde ya çalışanlara işyerlerinde yemek verilmekte veya onlara yemek bedeli adı altında bir ödeme yapılarak izin saatlerinde dışarıda yemek yemeleri kabul edilmektedir. Bazı işyerinde yemek çıkarılmasına rağmen dışarıda çalışan ve yemek saatlerinde işyerine dönme olanağı olmayan servis elemanı yahut pazarlamacı gibi ücretliler için de yemek bedeli olarak ödeme yapılmaktadır.

 

Vergi mevzuatımız hizmet erbabına işverenlerce yemek sağlanmasını, hizmet erbabına yapılan bir ayni ücret ödemesi olarak kabul etmektedir. Yani ücretlinin yiyeceği iki kap yemek, onun için gelirdir ve vergilendirilmesi gerekmektedir.

 

Ancak bir sosyal devletin işçinin yiyeceği iki kap yemekten vergi geliri elde etmek gibi bir düşüncesi olamayacağından, hizmet erbabının bu ayni ücret geliri, Gelir Vergisi'nden istisna edilmiştir.

Gelir Vergisi Kanunu'nun 23/8. maddesinde düzenlenen bu istisna, son derece ayrıntılı kurallara bağlanmıştır. Bu ayrıntılara bakarak düzenlemenin, istisna amaçlı mı olduğunu, yoksa istisnayı sınırlandırarak buradan da vergi alma amaçlı mı olduğunu anlamak pek güçtür.

 

İşverenlerce hizmet erbabına işyerinde yemek yedirtilmesi suretiyle sağlanan menfaatlerin tamamı vergiden istisnadır. Yemeğin dışarıda mı yoksa işyerinde mi pişirildiği, istisna uygulaması açısından önem taşımamaktadır. Önemli olan yemeğin yenildiği yerdir. Yemek işyerinde veya eklentilerinde yeniliyorsa yemek bedeli için ücretli nezdinde bir vergilendirme yapılmaz, işveren yemek harcamasının tamamını gider yazabilir. 

 

Buna karşılık işverenlerce, işyerinde veya müştemilatında yemek verilmeyen durumlarda, hizmet erbabının yemek bedeli için ödeme yapılıyorsa, istisna sınırlıdır. Belli tutarın üzerinde ödeme yapılması halinde, bu tutarı aşan kısmın bordroda ücrete eklenmesi ve ücret gibi vergilendirilmesi gerekmektedir.

 

Bu istisna sınırı son derece önemlidir. Çünkü işverenlerin çoğu yemek bedelini bu istisna ile sınırlı olarak ödemektedir.

 

İstisnadan yararlanılabilmesi için yemek bedeli tutarının bu sınırın altında kalması da yeterli değildir. Ayrıca ödemenin işverenlerce yemek yenilen kuruluşa yapılması ve yemek faturasının işveren adına tanzimi gerekmektedir. Yani işçi hangi büfeden tost veya hangi simit sarayından bir bardak çayla simit ve peynir yemişse, işverenin oraya gidip ödeme yapması gerekmektedir. Neyse ki bu konuda ülkemizde yemek kartı veya yemek fişi dağıtımı yaparak büfelere veya simit saraylarına bunlarla ödeme yapılmasını sağlayan şirketler faaliyete geçmişlerdir. Maliye Bakanlığı da büyük bir anlayış göstererek, yemek kartı veya yemek fişi dağıtımı yapan bu şirketlere yapılan ödemeleri, yemek yenilen kuruluşa yapılan ödeme olarak kabul etmiştir. 

 

Gelir Vergisi Kanunu'nun 23/8. maddesinde belirlenen bu istisna sınırı, 259 sayılı Gelir Vergisi Genel Tebliği uyarınca 2007 yılında günlük 8.80 Yeni Türk Lirası olarak uygulanmıştır. Bu tutar KDV hariç istisna miktarını göstermektedir. Bu nedenle işverenlerce, işyerinde veya müştemilatında yemek verilmeyen durumlarda, hizmet erbabına dışarıda yemek verme hizmeti sağlayan kurumlara yapılan ödemeler için ücretlerde istisna tutarı KDV dahil olarak 10.38 YTL şeklinde ödenmiştir. Yani işçiler işyerleri dışında, günde 10.38 YTL tutarında öğle yemeği yiyebilmişlerdir. 

Öte yandan Gelir Vergisi Kanunu'nun mükerrer 123. maddesine göre bu kanunun 23/8'inci maddesinde yer alan maktu haddin her yıl yeniden değerleme oranında artırılarak uygulanması gerekmektedir. Ayrıca bakanlar kuruluna, bu surette tespit edilen haddi yarısına kadar artırma veya indirme yetkisi verilmiştir.

 

Maliye Bakanlığı bakanlar kurulu kararı önerisine bu haddi dahil etmeyince 2007 yılında 8.80 YTL olan istisna, yeniden değerleme oranı hesabına göre 2008 yılında 9 YTL’ye çıkmıştır.

 

Yani hizmet erbabının yemek bedelleri için yapılan ödemelerde istisna tutarı, geçen ocak ayında uygulanan tutara nazaran 0.20 YTL, bir başka deyişle 20 Yeni Kuruş artmıştır. Oysa geçen ocak ayından bu yana enflasyon artışı yaklaşık yüzde 10’dur. Gözlemlerimiz pazardaki fiyat artışının yüzde 15 olduğu yolundadır. 

 

Şimdi diyeceksiniz ki, hiç olmazsa 20 Yeni Kuruş artmış. Buna da şükret. Ancak artmış mı, azalmış mı" Biraz daha inceleyelim.

Yukarıda dediğimiz gibi bu tutar KDV’siz tutardır. 1 Ocak'tan itibaren yiyecek işlerinde KDV yüzde 18’den yüzde 8’e düşmüştür. Dolayısıyla 2008 için istisna tutarı KDV dahil 9.72 YTL olarak karşımıza çıkmaktadır.

 

İşverenlerce yemek bedeli istisna rakama göre hesaplanarak ödenen hizmet erbabı 2007 yılında dışarıda 10.38 YTL’lik yemek yiyebilirken bu yıl 9.72 YTL’lik yemekle idare edecektir. Geçen yıla göre fiyatlar arttığına ve KDV oranı düştü diye kimse fiyatlarını indirmediğine göre demek ki hizmet erbabı daha az yemek yiyecektir.

 

Görüldüğü üzere istisna haddi KDV hariç yüzde 2,27 artmışsa da KDV dahil yüzde 6,36 azalmıştır. Eğer 2008 yılı başında KDV oranı yüzde 18'den yüzde 8'e düşmeseydi had KDV dahil 10.62 YTL olacaktı. Yemek KDV’li yendiğine göre, istisna tutarı artmamış, azalmıştır.

 

KDV indiriminin acısı, hizmet erbabının yiyeceği iki tosttan veya iki kap yemekten çıkarılamaz. Bu duruma bakanlar kurulunca müdahale edilmeli ve bir kararname ile istisna tutarı günün koşullarına göre yeniden belirlenmelidir.

 

Kaynak:Referans GazetesiGünümüzde pek çok işyerinde ya çalışanlara işyerlerinde yemek verilmekte veya onlara yemek bedeli adı altında bir öd...