slider 735 slider 734 slider 733 slider 732 slider 730 slider 729 slider 727 slider 725

  Yazdır

Tarih : 02.01.2008

Yazar : Dr.Veysi SEVİĞ-Bumin DOĞRUSÖZ

Geçim indirimini ödemeyen işverene vergi cezası var

02.01.2008 | Veysi Seviğ - Bumin Doğrusöz | Analiz
 

SORU: Biz 2007 yılında net ücret üzerinden iş sözleşmesi yaparak işyerine girdik. Şimdi 2008 yılında ücretli çalışanlara asgari geçim indirimi uygulaması yapılacaktır. Bizim sözleşmemizde ise 2008 yılı başından itibaren ücretimizin yüzde 10 oranında, bundan sonraki yıllarda da Üretici Fiyat Artışı’nın iki puan üzerinde net ücret artışı yapılacağına dair hüküm var. Bizim burada öğrenmek istediğimiz, 2008 yılında uygulanacak asgari geçim indirimi bizim net ücret artışı içerisinde mi dikkate alınacak, yoksa ücretimizdeki artış bu miktarın dışında mı kalacak" Bizim gibi ücret sözleşmesini net artışa göre belirleyenler, asgari geçim indiriminden bize göre yararlanamayacaktır.

 

YANIT: Gelir Vergisi Yasası’nın 32. maddesi uyarınca asgari geçim indirimi yasada tanımı yapılmış bulunan şekilde hesaplanacak, bu hesaplama sonucunda bulunan miktar, ücretlinin hesaplanan vergisinden mahsup edilmek suretiyle uygulanacaktır.

 

Diğer yandan yasal düzenleme gereği olarak asgari geçim indiriminin uygulama dönemleri ve mahsup şekli ile diğer hususları belirleme yetkisi Maliye Bakanlığı'nca belirlenecektir.

 

Konuya ilişkin olarak Maliye Bakanlığı'nca belirlenen ilkeler çerçevesinde işverenler kendilerinde mevcut medeni durum ve çocuk sayısı ile ilgili bilgiler doğrultusunda her yıl ocak ayı itibariyle ayrı bir “Asgari geçim indirimine ait bordro” düzenlemek zorundadırlar. Bu bordroda her bir ücretlinin yararlanacağı asgari geçim indirimi ayrı ayrı hesaplanarak gösterilecektir. Yıl içerisinde meydana gelen değişiklikler için ayrı bir bordro düzenlenecektir. Bu bordro ücretlinin medeni halinde ortaya çıkan değişiklikler için olacaktır. Bu bordrolar işveren nezdinde muhafaza edilecek olup, istenildiğinde yetkililere ibraz edilecektir.

 

İşverenler, ocak ayında düzenleyecekleri asgari geçim indirimine ait bordroda her aya ilişkin ücretliler için hesaplayacakları asgari geçim indirimi tutarını göstereceklerdir. Mevcut bilgilere göre hesaplanan yıllık asgari geçim indirimi tutarının her aya isabet eden kısmı ücret üzerinden hesaplanan vergiden mahsup edilecek ve ücretiyle birlikte peşin olarak ödenecek, ödenen bu tutar da ilgili ayın muhtasar beyannamesinde ödenecek gelir vergisinden mahsup edilecektir. Mahsup edilecek bu tutar, ücret ödemesinin yapıldığı dönemde ücret bordrosunda açılan “Asgari geçim indirimi” satırında gösterilecek, net tutara yansıtılacaktır. Hesaplanan asgari geçim indirimine ilişkin tutarlar işveren tarafından ilgili aya ilişkin verilecek muhtasar beyannamede tevkif suretiyle kesilen vergiler toplamından mahsup edilecek kalan tevkifat tutarı ödenecektir.

 

Maliye Bakanlığı yayımlamış bulunduğu, konuya ilişkin tebliğ uyarınca “Muhtasar beyannamede asgari geçim indirimi tutarının mutlak suretle ücretlilere ödenmiş olması gerekmektedir. Ücretlilere ödenmeyen tutarın mahsup edilmesi halinde bu tutar işverence muhtasar beyanname üzerinden eksik beyan edilmiş ve ödenmiş gelir olarak addolunacaktır.” (265 seri numaralı Gelir Vergisi Genel Tebliğ, 04.12.2007 gün ve 26720 sayılı Resmi Gazete) (V. Seviğ)

 

 

HİSSE SENEDİNDEN ZARAR

 

SORU: 2007 yılında hisse senedi alım-satımlarında bazı işlemlerde kazanç elde etmem dolayısıyla stopaja tabi tutuldu. Ancak bazı satışlarım zararla sonuçlandı. Bu durumda zararla sonuçlanan satışlarımı, kazançla sonuçlanan işlemlerden düşmek suretiyle 2007 yılında benden fazla yapılan stopajı geri almam söz konusu olabilir mi"

 

Benim başkaca bir faaliyetim olmadığı için bu durumu beyanname vermek suretiyle düzeltebilir miyim"

 

YANIT: Gelir Vergisi Yasası’nın geçici 67. maddesi ve 263 seri numaralı Gelir Vergisi Genel Tebliğ uyarınca dar mükelleflerde dahil olmak üzere söz konusu yasa maddesi uyarınca tevkifata tabi tutulan ve yıllık veya münferit beyanname ile beyan edilmeyeceği belirtilen menkul kıymet ve diğer sermaye piyasası araçlarının elden çıkarılmasından doğan kazançlar için takvim yılı itibariyle ihtiyari beyanda bulunulabilinir. Bu durumda beyan edilen gelirden aynı türden menkul kıymetler için oluşan zararların tamamı mahsup edilir. Hesaplanan vergiden yıl içinde tevkif edilen vergiler de indirilir. Mahsup edilemeyen tutar genel hükümler çerçevesinde beyan sahibine red ve iade edilir.

Bu durumda Gelir Vergisi Yasası’nın geçici 67. maddesi kapsamında tevkifata tabi tutulan ve yıllık veya münferit beyanname ile beyan edilemeyeceği belirtilen menkul kıymet ve diğer sermaye piyasası araçlarının elden çıkartılmasından doğan kazançlar için sadece tam ve dar mükellef gerçek kişilerin sözü edilen ihtiyari beyanname vermesi mümkün olabilmektedir.

Uygulama vadeli işlem ve opsiyon sözleşmelerinin alım-satıma konu edilmesi durumunda sadece alım satımdan elde edilen kazanç ve oluşan zarar, diğer sermaye piyasası araçları kategorisi altında yapılacak ihtiyari beyanı da kapsamaktadır.

İhtiyari beyan, tam mükelleflerce ikametgahlarının bulunduğu yer vergi dairesine, öteden beri mükellef olanlar için ise bağlı oldukları vergi dairesine yapılacaktır. (V. Seviğ)

 

 

PERSONELE YEMEK BEDELİ

 

SORU: İşyerimizde çalışan personele öğlen yemeklerini yemek üzere “ticket” vermekteyiz. Bilindiği üzere yeni yıl başından itibaren yemek bedellerinde katma değer vergisi oranı yüzde 8 olarak belirlendi.

Biz personelimize kanuni hakkının tamamını katma değer vergili olarak veriyoruz. Bu durumda önümüzdeki yıl (2008 yılında) personelimize vereceğimiz ticket bedeli vergisiz ve vergili en fazla kaç YTL olacaktır"

Bizim yapmış olduğumuz hesaplamaya göre söz konusu ticket bedelleri (8.80x 1.072=) 9.43 YTL olması gerekmektedir.

 

YANIT: Maliye Bakanlığı tarafından yayımlanan 266 seri numaralı Gelir Vergisi Genel Tebliğ uyarınca, Gelir Vergisi Yasası’nın 23. maddesinin 8 numaralı bendinde yer alan, işverenlerce işyeri veya işyerinin müştemilatı dışında kalan yerlerde hizmet erbabına yemek verilmek suretiyle sağlanan menfaatlere ilişkin istisna tutarı, 2008 takvim yılında uygulanmak üzere 9.00 YTL olarak tespit edilmiştir. (28.12.2007 gün ve 26740 sayılı Resmi Gazete) Bu miktar Katma Değer Vergisi hariç tutardır. Katma Değer Vergili yemek bedeli ise 2008 yılında (9.00 x 1.08=) 9.72 YTL olacaktır. Dolayısıyla 266 seri numaralı Genel Tebliğ ile 2008 yılı için geçerli olmak üzere belirlenmiş olan 9.00 YTL yemek bedeli Katma Değer Vergisi hariç tutardır. (V. Seviğ)

 

 

YARGI KARARLARINDA KATMA DEĞER VERGİSİ'NDE İNDİRİM

 

Danıştay 7. Dairesi E.2002/514 K.2004/834 T.6.4.2004

 

Davacı Şirketin, müteharrik yapraklı yevmiye defterinin tasdiksiz arka sahifelerine yapılan kayıtlarda gösterilen KDV indirimlerinin kabul edilmemesi suretiyle hakkında cezalı tarhiyat yapılmış olup; gerek 3065 sayılı KDV Kanunu’nun 29/1-a maddesinde “mükelleflerin vergiye tabi işlemleri üzerinden hesaplanan KDV’den, bu kanunda aksine hüküm olmadıkça faaliyetlerine ilişkin olarak, kendilerine yapılan teslim ve hizmetler dolayısıyla hesaplanarak düzenlenen fatura ve benzeri vesikalarda gösterilen KDV’ni indirebilecekleri” ile 34/1. maddesindeki “yurt içinden sağlanan veya ithal olunan mal ve hizmetlere ait KDV ‘nin alış faturası veya benzeri vesikalar ve gümrük makbuzu üzerinde ayrıca gösterilmek ve bu vesikalar kanuni defterlere kaydedilmek şartıyla indirilebileceğinin” hükme bağlanmış olması, gerekse VUK’nun “Defter Tutma” başlıklı kısmında yer alan, 171. maddesi ile 220 ve 225. maddeleri uyarınca yasanın aradığı koşulları taşımayan defterlerin, Yasa koyucunun vergi uygulamasından beklediği amaçları sağlayacak şekilde tutulduklarından bahsedilemeyecek olması ve bu defterlerin yasal defter, yapılan kayıtların da yasal deftere kayıt olarak kabulünün mümkün olamayacak olması sebepleriyle; yevmiye defterinin tasdiksiz kısımlarına kaydedilmesi nedeniyle yasal deftere yapılmış kayıt olarak kabulüne imkan bulunmayan mal alış ve gider faturalarında yer alan Katma Değer Vergisi, indirime konu edilemeyeceğinden, davacı şirket aleyhinde yapılan tarhiyat yerindedir. (Not : Aksi yönde içtihatlar da mevcuttur).

 

Danıştay Vergi Dava Daireleri Genel Kurulu E.2002/489 K.2003/313 T.16.5.2003

 

Davacı şirketin bir kısım alışlarını içeriği itibariyle yanıltıcı fatura ile belgelendirdiği ve X Limited Şirketinden aldığı üç adet faturanın da alt ve üst nüshalarının farklı meblağlar içerdiğinden bahisle, KDV indirimleri kabul edilmeyerek hakkında cezalı tarhiyat yapılmıştır. 213 sayılı VUK’nun 3. maddesinde vergilendirmede vergiyi doğuran olay ve bu olaya ilişkin muamelelerin gerçek mahiyetinin esas olduğu hükme bağlanmış, 3065 sayılı KDV Kanunu’nun 29/1-a maddesi uyarınca indirim hakkından yararlanabilmenin ön şartı, teslim ve hizmetlerle ilgili fatura ve benzeri vesikaların gerçeği yansıtması yani satın alındığı belirtilen hizmet veya emtia için gerçekte KDV ödenmiş olmasıdır. Oysa ki olayda, gerek davacı şirkete fatura düzenleyen A isimli şahıs hakkında yapılan tespitler neticesinde A’nın davacı şirkete düzenlediği faturanın gerçek bir ticari ilişki sonucunda düzenlenmediğinin açık olması ve bu sebeple bu faturanın KDV indiriminden yararlanmaması gerektiği, gerekse davacı şirketin indirimde kullandığı ve X Limited Şirketince düzenlenen 3 adet faturanın da satıcı firmada kalan nüshalardaki tutarlar ile davacı şirkette bulunan asıllarının farklı olduğunun sabit olması ve içeriği itibariyle yanıltıcı nitelikteki bu faturaların da KDV indirimine konu edilemeyecek olması sebepleriyle, davacı şirket hakkında yapılan tarhiyatta isabetsizlik yoktur.

 

Danıştay 11. Dairesi E.1999/3263 K.2000/3426 T.20.9.2000

 

Davacı ortaklık adına, bilanço esasına göre defter tutması gerekirken işletme hesabı esasına göre defter tuttuğundan bahisle, ilgili dönem KDV indirimleri kabul edilmeyerek cezalı tarhiyat yapılmışsa da; davacı ortaklığın bilanço esasına göre defter tutması gerekirken işletme hesabına göre defter tutması her ne kadar re’sen takdir sebebi ise de, yükümlü ortaklığın işletme defterine kaydettiği belgelerin gerçeği yansıtmadığı veya indirimlerin yasal olmadığı yolunda yapılmış bir tespit bulunmaması sebebiyle ve salt bilanço esasına göre defter tutulmadığından bahisle indirimlerin kabul edilmemesi suretiyle yapılan tarhiyatta yasal isabet yoktur.

 

SÖZÜN ÖZÜ


Taşı delen suyun kuvveti değil, damlaların sürekliliğidir.

 

Kaynak:Referans Gazetesi