slider 735 slider 734 slider 733 slider 732 slider 730 slider 729 slider 727 slider 725

  Yazdır

Tarih : 24.10.2008

Yazar : Bumin DOĞRUSÖZ

Yerli yatırımcının stopajının sıfırlanması inandırıcı mı

23.10.2008 | Bumin Doğrusöz | Yorum

Geçen günlerde Maliye Bakanı'nın açıklamalarına atıfla basında çıkan haberlere göre hisse senedi ve devlet iç borçlanma senedi alım-satım kazançlarında Türkiye'de yerleşik kişilere uygulanan yüzde 10 oranındaki stopajın kaldırılacağına ilişkin haberler yer aldı. Bilindiği gibi bu stopaj yabancı yatırımcılar için söz konusu değil.

Hatırlanacağı gibi Gelir Vergisi'nin söz konusu stopajı düzenleyen geçici 67. maddesinde başlangıçta yerli yabancı ayırımı yapılmazken daha sonra yabancıların baskısı ile maddede 5227 sayılı kanunla değişiklik yapılmış ve söz konusu stopaj yabancı yatırımcılar için kaldırılmış, yerli yatırımcılar için ise stopaj (yüzde 15) korunmakla birlikte bakanlar kuruluna sıfıra kadar indirme yetkisi verilmişti. Bu oran daha sonra 2006/10731 sayılı bakanlar kurulu kararı ile yüzde 10'a indirilmişti.

Burada bir eşitsizlik ve adaletsizlik olduğunu çok önceleri, söz konusu mevzuat değişiklikleri sırasında yazdık, en son olarak 23.7.2007 günlü Referans'taki yazımızda dile getirdik.

Bugüne kadar yerli yatırımcılar üzerindeki bu stopajı savunanların hepsi, hukuki bir gerekçeye dayanamadılar, hep ekonomik gerekçeler ileri sürdüler. Buna karşılık biz de yazımızda "Hiçbir gerekçe, anayasanın eşitlik buyruğunu yok saymak için mazeret olamaz. Ekonomik gerekçeler, dar mükelleflerden stopaj almamayı gerektirebilir. O halde çözüm, bu stopajı kaldırmaktır. Hem dar hem tam mükellefler için kaldırmaktır. Eşitlik bunu gerektirir. Vergilendirmede eşitliğin aksi vergilendirmemede de eşitliktir. Dar mükellefler güçlü, vergiden kaçınabiliyorlar, çifte vergilendirmeyi önleme anlaşmalarından yararlanabiliyorlar, türev işlemlerden kaçınabiliyorlar diye dar mükellefler için stopaj kaldırılıyorsa, bu olanakları olmayan ve stopajdan kaçamayan tam mükellefleri "enayi" kabul edip stopaja tabi tutmak, sonra da adil ve hukuka saygılı vergi siteminden söz etmek, hele vergi sisteminin piyasa koşullarına uygun hale getirildiğinden söz etmek mümkün değildir. Anayasal buyruklara aykırı piyasa düzeni oluşmuşsa, yeniden düzenlenmesi gerekenin anayasal düzen değil, piyasa düzeni olması gerekir. Sadece ekonominin kuralları ile uyumlu olmayan bir vergi sisteminin değil, anayasal buyruklarla uyumlu olmayan bir vergi sisteminin de tutunma şansı yoktur veya zayıftır" demiştik.

Konu zaten söz konusu eşitsizlik yönü ile Anayasa Mahkemesi'nin gündeminde.

Bu konuda Reuters'a bilgi veren Maliye Bakanlığı'ndan bir yetkili "yerli ve yabancı yatırımcılar arasında bir vergi adaletsizliği vardı" demiş. (Radikal 21.10.2008 sf: 17.) Denecek tek şey var: Günaydın.

Şimdi bu adaletsizlik kriz gerekçesi ile gideriliyor.

Madem yerli yatırımcıya adaletsizlik yaptık, o halde Maliye'nin Adalet Bakanı'nın yaptığı gibi, yerli yatırımcıya bir "özür" borcu yok mu"

Şükrü Kızılot Hoca köşesinde konuyu "bonoda dayak ve kıyak ayırımı kalkıyor" başlıklı yazısı ile duyurdu. (Hürriyet 21.10.2008.) Şükrü Hoca'nın deyişi ile "dayak attıklarımızdan" şimdi medet umuyor, onları "aman gelin" diye borsaya, devlet iç borçlanma senedi almaya davet ediyoruz. Çünkü Timur Selçuk'un şarkısındaki gibi "kriz var, kriz var".

Adaletsizlik kalkıyor ama eşitsizlik kalıyor.

Çünkü yerli yatırımcının stopaj oranının sıfıra indirilmesi yasa değişikliği ile yapılmayacak, bakanlar kuruluna verilen yetki kullanılarak bakanlar kurulu kararı ile sağlanacak.

Yabancıların söz konusu kazançlarının vergilendirilmemesi veya sıfır oranında vergilendirilmesi yasal buyruk gereği. Yerlilerin sıfır oranında vergilendirilmesi ise bakanlar kurulunun takdiri. 

Peki kriz bitince ne olacak" Yerli yatırımcı için borsaya girdikten, Hazine bonosu alındıktan sonra yeniden stopaj gelebilecek. Çünkü yasal garanti yok. Konu bakanlar kurulunun takdirine bırakılmış vaziyette.

Eğer Maliye Bakanlığı buradaki stopaj değişikliğini, krizden ziyade, samimiyetle ve gerçekten adalet ve eşitsizliği gidermek amacı ile yapıyorsa ve yerli yatırımcıya da güvence vermek istiyorsa, bu değişikliğin dar mükellefler gibi yasa değişikliği ile yapılmasını sağlamalıdır.

Hemen hemen bütün köşe yazarları yerli yatırımcıda stopajın sıfırlanmasını alkışlıyor. Yerli yatırımcının haklarının "eşitlik" ilkesi içerisinde sağlanması ve teminat altına alınması ise hiçbirinin umurunda değil.

Neyse son sözü zaten önümüzdeki günlerde Anayasa Mahkemesi söyleyecek.

 

 

Kaynak:Referans GazetesiGeçen günlerde Maliye Bakanı'nın açıklamalarına atıfla basında çıkan haberlere göre hisse senedi ve devlet iç borçlanma senedi alım-satım kazançlarınd...

( KB)