- Makaleler
-
Yapı denetim şirketleri KDVnin yarısı oranında tevkifat uygulayabilir
Yazdır
Tarih : 22.10.2008
Yazar : Dr.Veysi SEVİĞ-Bumin DOĞRUSÖZ
Yapı denetim şirketleri KDVnin yarısı oranında tevkifat uygulayabilir
22.10.2008 | Veysi Seviğ - Bumin Doğrusöz | Yorum
Yapı denetim hizmetlerinde, hizmeti alanlar tarafından adlarına düzenlenen fatura bedeli üzerinde hesaplanan katma değer vergisinin yarısı oranında tevkifat uygulanabilir.
Bazı büyük inşaatlarla ilgili olarak sözleşmeli yapı denetim hizmeti vermekteyiz. Biz hizmeti piyasada kurulmuş firmalardan sağlayarak bir anlamda aracılık hizmeti yapıyoruz. Yapı denetim şirketlerine ödenen hizmet bedelleri üzerinden hesaplanan katma değer vergisi tevkifata tabi midir"
Katma Değer Vergisi Yasası'nın 9. maddesinin 1. fıkrasına gereği olarak "Mükellefin, Türkiye içinde ikametgahının, işyerinin, kanuni iş merkezi ve iş merkezinin bulunmaması hallerinde ve gerekli görülen diğer hallerde Maliye Bakanlığı, vergi alacağının emniyet altına alınması amacıyla, vergiye tabi işlemlere taraf olanları verginin ödenmesinden sorumlu" tutabilmektedir.
Bu yetki çerçevesinde yayımlanan 91, 95, 97, 99, 104, 107 ve 108 seri numaralı Katma Değer Vergisi Genel tebliğlerinde tevkifat yapmakla yükümlü kurum ve kuruluşlar ile tevkifat yapılacak işlemler ve tevkifat oranları açıklanmış bulunmaktadır.
91 Seri No'lu Katma Değer Vergisi Genel Tebliği'nin 93 Seri No'lu Katma Değer Vergisi Genel Tebliğ ile değişik (A/5-f) bölümünde sayılan kurum ve kuruluşlara verilen yapı denetim hizmetleri tevkifat kapsamına alınmıştır.
99 Seri No'lu Katma Değer Vergisi Genel tebliğ ile de yapı denetim kuruluşlarının 91 Seri Numaralı Katma Değer Vergisi Genel Tebliğinin (A/2) bölümünde sayılan kurum ve kuruluşların yanı sıra bütün katma değer vergisi mükelleflerine verdikleri yapı denetim hizmetlerinden katma değer vergisi tevkifatı yapılması uygun görülmüştür.
Diğer yandan Yapı Denetimi Hakkındaki Yasa'nın "Yapı Denetimi Hizmet Sözleşmeleri" başlıklı 5.maddesinde; Yapı denetimi hizmet sözleşmeleri yapı sahibiyle denetim kuruluşları arasında akdedilir. Bu sözleşmenin bir sureti taahhütname ekinde ilgili idareye verilir.
Bu sözleşmede; taahhüt edilen hizmetin konusu, yeri, inşaat alanı, süresi, varsa yapı sahibi ile yapı müteahhidi arasında akdedilen sözleşmede yer alan yapının fiziki özellikleri, yapı denetimi hizmet bedeli, yapı denetiminde görev alacak teknik personel listesi ve diğer yükümlülükler yer alır.
İlgili idare; yapı denetimi hizmet sözleşmesinde yer alan hükümlere, yapı sahibinin uyması halinde yapı tatil tutanağı düzenleyerek inşaatı durdurur, yapı denetim kuruluşunun uymaması halinde ise yapı denetimi komisyonuna bildirimde bulunur.
Yapı denetimi hizmetleri için denetim kuruluşlarına ödenecek hizmet bedelleri, asgari hizmet bedelinden az olmamak kaydıyla, projenin özellikleri ile yapının bulunduğu bölgenin fiziki, ekonomik ve sosyal özellikleri dikkate alınarak bu sözleşmede belirtilir.
Asgari hizmet bedeli, yapı yaklaşık maliyetinin yüzde 3'üdür. Yapım süresi, iki yılı aşan yapılarda, bu oran, her altı ay için yüzde on arttırılır, iki yıldan kısa süren yapılarda ise her altı ay için yüzde 5 azaltılır.
Yapı denetimi hizmet sözleşmesi ve hizmet bedellerinin ödenme esasları bir yönetmelikle düzenlenmiştir.
"Yapı Denetimi Uygulama Usul ve Esasları Yönetmeliği"nin Yapı Denetimi Hesabının Tutulması başlıklı 13. Maddesi'ne göre "Yapı denetim kuruluşlarının hizmet bedellerinin karşılanması amacıyla, il özel idareleri ve belediyeler adına bankada yapı denetim hesabı açılır. Yapı denetimi için yapı Denetimi Yasası'nda öngörülen hizmet bedelleri yapı sahibi tarafından bu hesaba yatırılır. Hizmet bedelleri, yapı sahibi ve ilgili dairenin onayı ile yapı denetim kuruluşuna bu hesaptan ödenir. Bu hesap başka amaçla kullanılamaz. Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkındaki Yasa'da belirtilen borçlar da dahil olmak üzere haczedilemez ve hesaba tedbir konulamaz.
Yapı Denetim hesabı, ilgili idarelerin kendi muhasebe sistemine göre tutulur. Bu hesaplardan ödemeler, encümen kararına gerek olmadan ita amiri veya yetkilendirdiği kişinin imzasıyla yapılır."
Tüm bu açıklamalar çerçevesinde yapı denetim firması tarafından verilen yapı denetim hizmetine ilişkin fatura, Yapı Denetim Sözleşmesi düzenlenen ve yapı denetim hizmetini fiilen satın alan mükellef adına düzenlenir.
Bu durumda, yapı denetim kuruluşları tarafından 91, 95 ve 99 seri numaralı Katma Değer Vergisi Genel Tebliğleri'nin ilgili bölümlerinde sayılan kurum ve kuruluşlar ile gerçek usulde katma değer vergisi mükelleflerine verilen yapı denetim hizmetlerinde, hizmeti alanlar tarafından adlarına düzenlenen fatura bedeli üzerinde hesaplanan katma değer vergisinin yarısı oranında tevkifat uygulanarak 2 no.lu katma değer vergisi beyannamesi ile beyan edilmektedir.(V. Seviğ)
GAYRİMENKUL SATIŞ KAZANCI
Sahibi bulunduğum gayrimenkulü 2006 yılında satın aldım. Bu gayrimenkulü Kasım ayında satacağım. Bu durumda ortaya bir kazanç çıkması halinde bu kazancın vergilendirilmesinde ve beyanında dikkate alınması gereken unsurlar nelerdir"
Gelir Vergisi Yasası'nın mükerrer 80/6. maddesi uyarınca arsa, arazi, bina daire gibi gayrimenkullerin iktisap tarihinden başlayarak beş yıl içinde elden çıkartılmasından doğan kazançlar değer artış kazancı olarak kabul edilmektedir. Bu tür elde edilen değer artış kazançlarının vergilendirilmesi aşamasında elden çıkarma karşılığında alınan para ve ayınlarla sağlanan ve para ile temsil edilebilen her türlü menfaatlerin tutarından, elden çıkarma dolayısıyla yapılan ve satıcıda kalan giderlerin ve ödenen vergi ve harçların indirilmesi suretiyle net kazanç bulunmaktadır.
Ancak; mal ve hakların elden çıkartılmasında iktisap bedeli, elden çıkarılan mal ve hakların elden çıkarıldığı ay hariç olmak üzere Devlet İstatistik Enstitüsünce belirlenen toptan eşya fiyat endeksindeki artış oranında arttırılarak hesaplanır.
Dolayısıyla satışı gerçekleştirilen gayrimenkulün elden çıkarılma bedelinden, iktisap bedeli ve satış dolayısıyla katlanılan giderlerin indirilmesi sonucu kalan tutar değer artış kazancına konu olan miktarı oluşturmaktadır.
Diğer yandan bilindiği üzere Harçlar Kanunu'nun 63. maddesinde tapu ve kadastro harcının, vergi değeri ile mükellef tarafından beyan edilmiş olan değerden yüksek olanı üzerinden hesaplanacağı belirtilmiştir. Bu durumda gayrimenkulün satış bedelinin tapu harcının emlak vergisi tarhına esas bedelden farklı olduğu durumlarda satışa ilişkin tapu harç matrahının değil, gerçek satış bedelinin dikkate alınması gerekir.
Satış işleminin 2008 yılında yapılması halinde elde edilen kazancın 6.800 YTL'si gelir vergisinden bağışık tutulmuştur. (V. Seviğ)
ULUSLARARASI TAŞIMACILIKTA İSTİSNA
Yabancı taşımacı firmalara Türkiye'den müşteri bularak aracılık işi yapıyorum. Katma Değer Vergisi Kanunu'nun 14. maddesi uyarınca Transit ve Türkiye ile yabancı ülkeler arasında yapılan taşımacılık işlerinde, Bakanlar Kurulu tarafından belirlenecek taşıma işleri vergiden müstesna tutulmaktadır. Bizim yapmış olduğumuz iş yurt dışına müşteri temini olup, bu iş yabancı ülkelerle Türkiye arasında yapılan ve aynı zamanda Türkiye ile yabancı ülkeler arasındaki taşımacılık işini de içine almaktadır. Biz de bu istisnadan yararlanabilir miyiz"
Katma Değer Vergisi Yasası'nın 14. maddesinin 1. fıkrası uyarınca 24.12.1984 gün ve 84/ 8889 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile Transit ve Türkiye ile yabancı ülkeler arasında deniz, hava, kara ve demiryolu ile yapılan yük ve yolcu taşıma işlerinin vergiden istisna olduğu hususu karara bağlanmıştır.
Söz konusu istisna sadece taşıma işini kapsamaktadır. Bir başka anlatımla söz konusu istisna kapsamına yabancı ülkede başlayıp Türkiye'den geçerek yabancı bir ülkede sona eren, yabancı bir ülkeden başlayıp Türkiye'de sona eren ve Türkiye'de başlayıp yabancı bir ülkede sona eren taşımacılık işleri girmektedir.
Ancak taşımacılık işinin istisna kapsamında olabilmesi için mevcut mevzuat çerçevesinde yapılan bir taşımacılık işinin bizzat gerçekleştirilmesi gerekir. Buna göre taşımacılık işinin bizzat firmanızca üstlenilmiş olması veya tamamının veyahut da bir kısmının başka firmalara yaptırılması halinde gerek taşıma işini yaptıran kişiye karşı muhatap olarak işi üstlenen, gerekse ikinci derecede yüklenici pozisyonunda olarak nakliyeyi gerçekleştiren firmanın bu faaliyetleri istisna kapsamındadır.
Buna karşılık taşıma işinin aracılık yapan firma tarafından üstlenilmemesi halinde söz konusu istisnadan yararlanmak mümkün değildir. Bir başka anlatımla sadece uluslar arası taşımacılıkla ilgili olarak araca yük bulma ya da yüke araç bulma şeklinde verilen aracılık hizmeti ile bu faaliyet dolayısıyla alınan komisyonlar, uluslar arası taşımacılık hizmeti olarak değerlendirilmemekte olup, söz konusu aracılık hizmeti karşılığı alınan komisyonlar katma değer vergisine tabi tutulmaktadır.
Benzer bir konuda İstanbul Vergi Dairesi Başkanlığı tarafından verilen bir özelgede de "Uluslar arası taşımacılık komisyonlarının katma değer vergisine tabi olduğu" bildirilmiştir. ( 30.07.2008 gün ve KDV.MUK.B.07.1.GİB.4.34.17.01.14.6683) (V. Seviğ)
LOJMAN GİDERİNİN KİRA GELİRİNDEN İNDİRİMİ
Kendime ait bulunan ve İstanbul dışında kiraya vermiş bulunduğum evimin kira gelirinden lojmana ödemekte olduğum bedel indirim konusu yapılabilir mi" (Ben banka kredisi ile aldığım dairemi kiraya verdim. Buna karşılık işim nedeniyle şahsıma tahsis edilen lojman içinde kira ödemesi yapıyorum.)
Gelir Vergisi Yasası'nın 70.maddesinde gayrimenkul sermaye iradının tanımı yapılmış olup, bu kapsamda binaların sahipleri tarafından kiraya verilmesi nedeniyle elde edilen iratlar da gayrimenkul sermaye iradı olarak tanımlanmıştır.
Aynı yasanın 74.maddesinin birinci fıkrasının 10 numaralı bendinde, sahibi bulundukları konutları kiraya verenlerin kira ile oturdukları konutun kira bedeli (kira indirimi gayri safi hasılattan bu maddenin (1) ila 9 ve 11 numaralı bentlerinden yazılı giderler düşüldükten sonra kalan miktar üzerinden yapılır; kiranın indirilmeyen kısmı gider fazlalığı sayılmaz .) kira hasılatından indirilebileceği belirtilmiştir.
Bu nedenle lojman için ödemekte olduğunuz kira bedellerini beyan ettiğiniz şahsınıza ait konut kira gelirinden indirim konusu yapmanız mümkün olup, söz konusu indirimi yaparken Gelir Vergisi Yasası'nın 74/10. maddesindeki hükmü dikkate almanız gerekmektedir. (V. Seviğ)
YARGI KARARLARINDA
KATMA DEĞER VERGİSİNDE İNDİRİM
Danıştay 7. Dairesi E.2000/7839 K.2002/445 T.5.2.2002
Davacının ilgili yıla ait defter ve belgelerinin incelemeye ibraz edilmemesi nedeniyle, KDV indirimleri kabul edilmeyerek adına cezalı tarhiyat yapılmıştır. 3065 sayılı Kanunun 29 ve 34.maddelerine göre, yüklenilen KDV'nin indirim konusu yapılabilmesi için, indirime konu verginin fatura ve benzeri belgelerde hem ayrıca gösterilmesi, hem de alış belgelerinin vergiyi doğuran olayın meydana geldiği takvim yılı içinde yasal defterlere kaydedilmiş olması zorunlu olup, bu koşulun, kaydı zorunlu belgelerin yükümlülerin tutulması zorunlu defterlerine kayıt düzenine uyularak yazılmış olmasını ifade etmesi, olayda yükümlülerin alış belgelerini yalnızca bilgisayara kaydetmeleri, buna karşın söz konusu belgeleri gerek Vergi Usul Kanunu gerekse bu kanuna göre çıkartılmış tebliğlerle belirlenmiş tasdikli defterlere süresi içinde kaydetmemiş olmaları dolayısıyla KDV indiriminden yararlanmalarının mümkün olmaması ve bilanço esasına göre defter tutan davacının 1996 yılına ait belgelerinin 1997 yılının mart ayına kadar muhasebeci tarafından yasal defterlere kaydedilmediği hususunun da dava dilekçesinde belirtilmiş olması sebepleriyle, yasal defterlere geçirilmeyen belgelerin bilgisayar hafızasında bulunması indirim hakkı vermeyeceğinden yapılan tarhiyatta hukuka aykırılık yoktur.
Danıştay 7. Dairesi E.2000/5897 K.2002/4212 T.17.12.2002
Davacı şirketin sahte fatura kullandığından bahisle KDV indirimleri kabul edilmeyerek adına cezalı tarhiyat yapılmıştır. Vergi Usul Kanununun 230. maddesinde; faturaların düzenlenme tarihi ile seri ve sıra numarası faturada bulunması zorunlu bilgiler arasında sayıldıktan sonra 231/5. maddesinde; faturanın, malın teslimi veya hizmetin yapıldığı tarihten itibaren azami on gün içinde düzenleneceği, 227/3. fıkrasında ise kanunda öngörülen zorunlu bilgileri taşımayan belgelerin vergi kanunları bakımından hiç düzenlenmemiş sayılacağı hükme bağlanmıştır. Davacının KDV indiriminde kullandığı faturalardan, X Ltd. Şti. ile Y Pazarlama Şirketi ve Z tarafından düzenlenen faturalara ilişkin olarak, satıcı kişi ve firmaların kayıtları ile ibraz edilen faturaların tarihleri ve tutarları arasında fark bulunduğu olayda, üzerinde tahrifat yapıldığı açık olan ve bu haliyle hiç düzenlenmemiş sayılan faturalara dayanılarak KDV indiriminden yararlanılmasına olanak bulunmadığından, yapılan tarhiyatta hukuka aykırılık yoktur.
Danıştay Vergi Dava Daireleri Genel Kurulu E.2001/285 K.2001/412 T.9.11.2001
Radyo işletmeciliği yapan yükümlünün ilgili yıl defter ve belgelerinin incelenmek amacıyla ibrazı yazı ile istenildiği halde herhangi bir mazeret belirtmeksizin ibraz etmediğinin anlaşıldığı olayda, yükümlünün KDV indirimleri kabul edilmeyerek adına yapılan cezalı tarhiyat Yerel Mahkemece kaldırılmışsa da; Mahkemece yükümlüden defter ve belgeleri istenerek; 3065 sayılı KDV Kanunu'nun 29 ve 34. maddeleri uyarınca ihtilaflı dönemde indirim konusu yapılan katma değer vergilerinin, davacı şirkete yapılan teslim ve hizmetler dolayısıyla hesaplanarak, düzenlenen fatura ve benzeri vesikalarda yer alıp almadığının ve defterlerinde kayıtlı olup olmadığının tespiti için, ibraz edilecek bu faturalardan vergi dairesi de haberdar edilip, gerçek mal teslim ve hizmet alımına ilişkin olup olmadıklarının araştırılması sağlandıktan sonra yapılacak değerlendirme neticesinde karar verilmesi gerekirken, incelemenin işyerinde yapılmamış olmasından bahisle tarhiyatı kaldıran Yerel Mahkeme kararında yasal isabet yoktur.
ÖZELGELERDE
SERBEST MESLEK KAZANCI
1. İzmir Vergi Dairesi Başkanlığı'nın 13.10.2008 tarih ve 8451 sayılı özelgesi;
"GVK'nın 68. maddesinde, serbest meslek kazancının tespitinde hasılattan indirilebilecek giderler sayma yoluyla belirtilmiş olup, serbest meslek erbabının kendisine ait işyerini elde etmek için yapmış olduğu borçlanmalar nedeniyle ödeyeceği faizlerin gider olarak indirileceğine dair özel bir hükme yer verilmemiş ise de aynı maddenin 1. bendinde genel giderler düzenlemesinde işyeri kendi mülkü olanların kira yerine amortismanı gider olarak kabul edilmiştir. Bununla beraber, iktisadi kıymetlerin değerlemesine ilişkin açıklamalar içeren 163 seri no'lu VUK Genel Tebliğinde ise, iktisadi kıymetlerin iktisap tarihinden ilgili hesap dönemi sonuna kadar tahakkuk eden kredi faizlerinin maliyet bedeline intikal ettirilmesinin zorunlu olduğu, işletme dönemine ait olanların ise ilgili bulundukları yıllarda doğrudan gider yazılabilecekleri veya maliyete intikal ettirilerek amortismana tabi tutulabilecekleri düzenlemesine yer verilmiştir. Bu hüküm ve açıklamalar gereğince, işyeri olarak kullanılmak üzere tüketici kredisi ile satın alınan gayri menkule ilişkin kredi faiz ödemeleri iktisadi kıymetin aktife alındığı tarihten hesap dönemi sonuna kadar tahakkuk edenleri maliyet bedeline intikal ettirilmesi, bu tarihten sonra yapılan faiz ödemelerinin ise doğrudan gider yazılması veya maliyet bedeline dahil edilmesi gerekir."
2. Adana Vergi Dairesi Başkanlığı'nın 15.3.2007 tarih ve 763 sayılı özelgesi;
"Fakir ve yardıma muhtaç öğrencilere giyim yardımları için anlaşılan mağazalara fatura karşılığı yapılan ödemeler ancak GVK'nın 28/2. maddesinde yer alan resmi ve özel müesseseler ile şahıslar hesabına Türkiye'de tahsilde bulunan öğrencilere iaşe, ibate ve tahsil gideri olarak ödenen paraların gelir vergisinden istisna olduğuna dair hükmün uygulanmasına ilişkin 128 seri no'lu GVK Genel Tebliğinde yer alan şartların gerçekleşmiş olması halinde kazancın tespitinde gider olarak dikkate alınabilir. Bu şartları taşımayan ödemeler ancak bağış olarak nitelendirilir ve kazancın tespitinde gider olarak kabul edilmezler. Bununla beraber, bu ödemelerin GVK'nın 89/4. maddesinde belirtilen şartları taşıması halinde beyan edilecek gelirden indirim konusu yapılması mümkündür."
3. İstanbul Vergi Dairesi Başkanlığı'nın 23.7.2008 tarih ve 16120 sayılı özelgesi;
"Serbest meslek erbabının kısmen işyeri olarak kullanacağı mülkiyeti kendisine ait gayrimenkul için hesaplayacağı amortisman tutarının yarısı ile gayrimenkule ilişkin olarak ödediği tapu harcının kazancın tespitinde gider olarak indirim konusu yapması mümkündür. Ancak söz konusu gayrimenkule ait sigorta poliçe bedelinin ise GVK'nın 68. maddesinde yer alan ‘Mesleki Giderler' arasında sayılmaması sebebiyle, kazancın tespitinde gider olarak indirilmesi mümkün değildir."
4. İstanbul Vergi Dairesi Başkanlığı'nın 26.9.2008 tarih ve 20694 sayılı özelgesi;
"Serbest meslek erbabının yanında çalıştıracağı eşine yapacağı ücret ödemelerini ücret bordrosunda gösterilmesi şartıyla GVK'nın 68/1. maddesi düzenlemesi gereğince kazancın tespitinde gider olarak indirim konusu yapması mümkündür. Aynı şekilde sosyal güvenlik prim bedelleri de fiilen ödenmiş olması şartı ile ait olduğu yıla bakılmaksızın fiilen ödemenin yapıldığı tarihte gider olarak yazılabilir."
SÖZÜN ÖZÜ
BOZUK SAATLER DAHİ HER YİRMİDÖRT SAATTE İKİ KEZ GERÇEĞİ SÖYLER
Pitigrilli
YAPI DENETİM HİZMET BEDELİ NASIL HESAPLANIR
- Asgari hizmet bedeli, yapı yaklaşık maliyetinin yüzde 3'üdür.
- Yapım süresi 2 yılı aşan yapılarda oran, her altı ay için yüzde 10 arttırılır.
- 2 yıldan kısa süren yapılarda oran her altı ay için yüzde 5 azaltılır.
- Yapı Denetim hesabı, ilgili idarelerin kendi muhasebe sistemine göre tutulur.
- Ödemeler, ita amiri veya yetkilendirdiği kişinin imzasıyla yapılır.
Kaynak:Referans GazetesiYapı denetim hizmetlerinde, hizmeti alanlar tarafından adlarına düzenlenen fatura bedeli üzerinde hesaplanan katma değer vergisinin yarısı oranında te...
( KB)