- Makaleler
-
Sosyal güvenlik reformunun bazı önemli noktaları
Yazdır
Tarih : 09.10.2008
Yazar : Bumin DOĞRUSÖZ
Sosyal güvenlik reformunun bazı önemli noktaları
09.10.2008 | Bumin Doğrusöz | Yorum
5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu, 1 Ekim'de sessiz sedasız yürürlüğe girdi. Bu kanunla sosyal güvenlik sisteminde ve sağlanan güvencelerde, yükümlülüklerde ve ceza sisteminde pek çok değişiklik yapıldı.
Ancak kanunun sistematiğinin düzenli olmayışı, konuları hep atıflarla karmaşık yapıda düzenlemesi ve pek çok konuyu alt mevzuata bırakması, alt mevzuatın ise yeni yeni yayımlanmaya başlaması, uygulamacıların dahi kafasını karıştırdı.
1 Ekim öncesinde sosyal güvenlik açısından üç kanun ve üç örgüt vardı. İşçi statüsünde olanlar SSK'ya, serbest çalışanlar Bağ-Kur'a, devlet memurları da Emekli Sandığı'na tabi idi. Şimdi bu üç kurum Sosyal Güvenlik Kurumu bünyesinde birleştirilince bu kavramlar da değişti.
Artık hizmet akdi ile bir veya daha fazla işverene bağlı çalışanlar (eskiye göre SSK'lılar) 4/a'lı; kendi adına ve hesabına bağımsız, serbest çalışanlar, basit usulde vergilendirilenler, esnaf ve anonim şirketlerin yönetim kurulu üyeleri ile limited şirketlerin ortakları (eskiye göre Bağ-Kur'lular) 4/b'li; devlet memurları ise (eskiye göre Emekli Sandığı mensupları) 4/c'li oldular.
Uygulamada Bağ-Kur'lu olması gerekenler, örneğin limited şirket ortakları, kendilerini kendi şirketlerinde çalışıyor gibi göstererek SSK kapsamında sosyal güvenlikten yararlanmaya çalışıyorlardı. Yeni düzenlemeye göre sigortalının sigortalı sayılması gereken sigortalılık halinden başka bir sigortalılık hali için prim ödemesi halinde ödenen primler, 4. maddeye göre olması gereken sigortalılık hali için ödenmiş ve süreler olması gereken sigortalılık hali için geçerli kabul edilecektir.
Daha önce 506 sayılı kanun zamanında topluluk sigortası kapsamında SSK'ya tabi olan avukatlar ve noterler, yeni kanunla 4/b'li (eski adı ile Bağ-Kur'lu) oldular.
Eski düzenleme zamanında SSK aylık prim ve hizmet bildirgeleri izleyen ayın sonuna kadar kuruma verilebilmekteydi. Yeni kanunla bu süre değiştirilmiştir. 4/1-a kapsamında sigortalı (SSK'lı) olanlara ilişkin aylık prim ve hizmet bildirgeleri, artık izleyen ayın 23. günü akşamına kadar verilmek durumundadır. Resmi nitelikteki işyerleri için bu süre izleyen ayın 7. günü akşamına kadar şeklinde düzenlenmiştir. 4/1-a kapsamında sigortalı olanların primlerinin kuruma ödenme süresi ise değişmemiştir.
Prim borçlarının Katma Değer Vergisi iade alacağından mahsubu suretiyle ödenmesi de mümkün bulunmaktadır. Bu durumda, Katma Değer Vergisi iade hakkı sahibi olan işveren, kendisinin veya mal ya da hizmet satın aldığı/iştirak/ortaklık ilişkisi içinde bulunduğu işverenlerin prim borçları için de mahsup talep edebilecektir.
Eski düzenleme zamanında anonim şirketlerin kurucu ortakları da Bağ-Kur'a kayıt olmak zorundaydılar. 5510 sayılı kanunla kurucular için bu zorunluluk kaldırılmıştır. Ancak daha önce bu kapsamda Bağ-Kur'lu olanların sigortalılıklarını sürdürmek istemeleri halinde 5510 sayılı kanunun yürürlüğe giriş tarihinden (1 Ekim'den) itibaren 6 ay içerisinde kuruma müracaat etmeleri gerekmektedir. Aksi halde sigortalılıkları 1 Ekim tarihi itibariyle kendiliğinde sona erecektir.
İşverenlerin işyeri defter ve belgelerini saklama süresi 10 yıla çıkmıştır. Ancak 10 yıl olan saklama süresi 2008 yılı için 5 yıl, 2009 yılı için 6 yıl, 2010 yılı için 7 yıl, 2011 yılı için 8 yıl, 2012 yılı için 9 yıl ve 2013 yılından itibaren de 10 yıl olarak uygulanacaktır. Kamu sektöründeyse saklama süresi 30 yıla çıkarılmış olup, 2008 yılı için 5 ve sonraki yıllarda 30 yıl tamamlanıncaya kadar her yıl birer yıl artırılarak uygulanacaktır.
Sigortalılar ve hak sahiplerinin gelir, aylık ve ödenekleri, sağlık hizmeti sunucularının genel sağlık sigortası hükümlerinin uygulanması sonucu kurum nezdinde doğan alacakları, devir ve temlik edilemeyecek. Gelir, aylık ve ödenekler; Sosyal Güvenlik Kurumu'nun takip ve tahsili gereken alacakları ile nafaka borçları dışında haczedilemeyecek.
Bu arada 5510 sayılı kanunun yürürlük tarihinden önce sigortalılığı tescil edilmiş olanların, emekli olduktan sonra Sosyal Güvenlik Destek Primi ödemeleri yolu ile emekli aylıkları kesilmeksizin çalışma hakları da korundu. Bu şekilde çalışanların da statülerinin devamı sağlandı. Ancak 5510 sayılı kanunun yürürlüğünden sonra sigortalılığı tescil edilenlerin ileride emekli olduklarında tekrar çalışabilmeleri, ancak emekli maaşını durdurmaları koşulu ile mümkün olabilecektir.
Kaynak:Referans Gazetesi5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu, 1 Ekim'de sessiz sedasız yürürlüğe girdi. Bu kanunla sosyal güvenlik sisteminde ve sağ...
( KB)