slider 735 slider 734 slider 733 slider 732 slider 730 slider 729 slider 727 slider 725

  Yazdır

Tarih : 17.09.2008

Yazar : Dr.Veysi SEVİĞ-Bumin DOĞRUSÖZ

Gümrükte zorunlu bekletilen mallar için KDV ödenmez

Veysi Seviğ - Bumin Doğrusöz

17.09.2008 | Veysi Seviğ - Bumin Doğrusöz | Yorum

İthalatçılar, özellikle tatile denk gelen dönemlerde zaman zaman mallarını gümrük depolarında bekletmek zorunda kalıyor. Mevzuata göre, zorunluluk nedeniyle gümrük depolarında bekletilen mallar için KDV ödenmiyor.

 

 

SORU: Gümrükte, ithalat aşamasında zaman zaman zorunluluktan kaynaklanan bir bekleme ve dolayısıyla ithal edilen malların depoda (ardiyede) kalması söz konusu olabilmektedir. Bunda en çok malın tatil günü gümrüklü sahaya gelmesi etkili olmaktadır. Böyle bir durumda gümrük sahasında yapılan hizmetler için ödenen bedeller katma değer vergisine tabi midir"

 

Katma Değer Vergisi Yasası'nın 21. maddesi hükmü gereği olarak ithalatta verginin matrahı aşağıdaki gösterilen unsurların toplamından oluşmaktadır.

* İthal edilen malın gümrük vergisi tarhına esas olan kıymeti, gümrük vergisinin kıymet esasına göre alınmaması veya malın gümrük vergisinden muaf olması halinde sigorta ve navlun bedelleri dahil (CİF ) değeri, bunun belli olmadığı hallerde malın gümrük idaresince tespit edilecek değeri,

* İthalat sırasında ödenen her türlü vergi, resim, harç ve paylar,

* Gümrük beyannamesinin tescil tarihine kadar yapılan diğer giderler ve ödemelerden vergilendirilmeyenler ile mal bedeli üzerinden hesaplanan fiyat farkı, kur farkı gibi ödemeler,

matraha dahil edilmektedir.

Bu bağlamda ardiye ücretlerinin Katma Değer Vergisi Yasası'nın 21/c maddesine göre matraha dahil edilip edilmeyeceği, gümrük beyannamelerinin tescil tarihine kadar;

* "Diğer gider ve ödemelerden vergilendirilmeyenler" ibaresi ile kastedilen kalemlerin neler olduğu,

* "Vergilendirilmeyen ödemeler"in hangilerinin ithalatta katma değer vergisi matrahına dahil edileceği,

* Özellikle ardiye ücretlerinin ithalde katma değer vergisi matrahına eklenip eklenmeyeceği,

hususlarında kanun ve tebliğlerde net bir açıklama yer almamaktadır. ( Kartal, Zihni "Ardiye Hizmetlerinde Katma Değer Vergisi" Vergi Dünyası, Sayı: 325, sf:74)

Uygulamada herhangi bir malın yurda ithali veya yurtdışına ihracı ile ülke üzerinden transit geçmesi hallerinde ithalat, transit geçiş veya ihracat gerçekleşmeden önceki aşamalarda yapılan ve malın gümrük vergisine esas kıymetine girmeyen muhtemel giderler depolama, yükleme, boşaltma, terminal, hamaliye ve benzeri hizmetler karşılığında yapılan harcamalardır.

Ancak, taşıma, yükleme, boşaltma, terminal, tartı, depolama hizmetleri bu alanlarda ticari amaçla veriliyorsa, Katma Değer Vergisi Yasası'nın 1/1 ve 1/3 maddeleri uyarınca Katma Değer Vergisi'ne tabiidir.

Diğer yandan Katma Değer Vergisi Yasası'nın 17/4-o maddesi gereği olarak "Gümrük antrepoları ve geçici depolama yerleri ile gümrük hizmetlerinin verildiği gümrüklü sahalarda; ithalat ve ihracat işlemlerine konu mallar ile transit rejim kapsamında işlem gören mallar için verilen ardiye, depolama ve terminal hizmetleri ile vergisiz satış yapılan iş yerlerinin ve bu iş yerlerine ait depo ve ardiye bağımsız birimlerinin kiralanması hali" Katma Değer Vergisi'nden bağışık tutulmuş bulunmaktadır.

Bu bağlamda konuya ilişkin olarak ağırlıklı görüşe göre "gümrük beyannamesinin tescil tarihine kadar yapılan diğer giderler ve ödemelerden vergilendirilmeyenler" ibaresinden, Katma Değer Vergisi'nin konu ve kapsamına girmeyen giderlerin anlaşılması gerekmektedir. (V. Seviğ)

 

FATURA MALIN TESLİMİNDEN SONRA 7 GÜN İÇİNDE TANZİM EDİLMELİDİR

SORU: İşletmemiz gün içerisinde yapmış olduğu satışlarla ilgili faturaları iki gün sonra düzenleyerek müşterimizin adresine iadeli taahhütlü olarak göndermektedir. Bu arada söz konusu satışların işletmemiz tarafından müşteriye ulaştırılması halinde sevk irsaliyesi tarafımızdan düzenlenmektedir. İşletmemizde yapılan denetimde, bir gün ve denetim günü denetimin yapıldığı saate kadar olan satışlarımız için denetim elamanının talimatı ile tek bir fatura düzenlemek zorunda kaldık. Bunun sonucunda da bize özel usulsüzlük cezası kesildi. Bu konuda hakkımızı nasıl arayabiliriz"

 

YANIT: Vergi Usul Yasası'nın 231/7. maddesinde hükme bağlandığı üzere fatura, malın teslimi veya hizmetin yapıldığı tarihten itibaren azami yedi gün içerisinde düzenlenebilir. Dolayısıyla yasa koyucu mükelleflere yapılan ve fatura kesilmesini gerektiren satışlarda, söz konusu faturanın düzenlenmesine yönelik yedi günlük bir süre tanımış bulunmaktadır.

Diğer yandan aynı yasal düzenleme gereği faturayı düzenlemek zorunda olanlar, müşterinin adı ve soyadı ile bağlı bulunduğu vergi dairesi ve hesap numarasının doğruluğundan sorumludur. Bu bağlamda "fatura düzenleyenin istemesi halinde müşteri kimliğini ve vergi dairesi hesap numarasını gösterir belgeyi ibraz etmek" zorundadır.

Ayrıca müşterinin adresine malın satışı tarafından taşınması veya taşıttırılması halinde satıcının irsaliye düzenlenmesi gerekmektedir.

Yasal zorunlulukların usulüne uygun olarak yerine getirilmesi halinde mükellefler hakkında işlem yapılmaması gerekmektedir.

Kaldı ki yapmış bulunduğunuz satışlar nedeniyle müşterilerinize yasal süresi içerisinde fatura kesmek ve göndermekle yükümlü bulunmanız nedeniyle nezdinizde size yaptırılan işlem mevcut yasal düzenlemelerle örtüşmemektedir.

Söz konusu işlem nedeniyle yasal süresi içerisinde Vergi Usul Yasası'nın 377.maddesi uyarınca dava açmanız mümkün bulunmaktadır. (V Seviğ)

 

WEB SİTESİNDEN ARACILIK HİZMETİ

SORU: Kurmuş olduğumuz site üzerinden yurt dışında faaliyet gösteren bazı kuruluşlarla, Türkiye'de üretim yapan bazı kuruluşları belli bir iş konusunda bağlantı yapmalarını sağlıyoruz. Bu nedenle söz konusu kişilerden belli ücret alıyoruz. Bu konuda yurt dışındaki kuruluşlardan almış olduğumuz ücretler katma değer vergisine tabii midir"

YANIT: Katma Değer Vergisi Yasası'nın 4.maddesinde yer alan tanımlamadan da anlaşılacağı üzere "hizmet, teslim ve teslim sayılan haller ile mal ithalatı dışında kalan işlemlerdir."

Aynı yasanın 6/b maddesinde ise hizmetin Türkiye'de yapılmasının veya hizmetten Türkiye'de faydalanılmasının işlemlerin Türkiye'de yapılmadığını ifade ettiği hususu hükme bağlanmıştır.

Yasal düzenleme gereği olarak hizmetin yurt dışında ifa edilmiş olması ve hizmetten yurt dışında yararlanılmış olması halinde Türkiye'de yapılan bu tür işlemler katma değer vergisine tabi olmamaktadır.

Buna göre internet aracılığıyla ithalatçı ile ihracatçıyı buluşturmanız suretiyle sağlamış bulunduğunuz gelir, hizmetin Türkiye'de yapılmış olması nedeniyle katma değer vergisine tabiidir. (V. Seviğ)

 

 

YARGI KARARLARINDA

 

ZİRAİ KAZANÇLARDA VERGİLEME

Danıştay 4. Dairesi E.2005/1902 K.2005/2577 T.22.12.2005

Çiftçilik faaliyetiyle uğraşan davacı adına 1.6.1992 tarihinde satın aldığı 1964 model kamyon nedeniyle gerçek usulde mükellefiyet tesis edilerek ve ihtilaflı döneme ilişkin beyannamelerini vermediği ileri sürülerek tarhiyat yapılmış ise de; Gelir Vergisi Kanununun 53/1 fıkrasında, çiftçilerin elde ettikleri zirai kazançların bu Kanunun 94. maddesine göre hasılatları üzerinden tevkifat yapılmak suretiyle vergilendirileceği, 54. maddede yazılı işletme büyüklüğü ölçülerini aşan çiftçiler ile bir biçerdövere veya bu mahiyetteki bir motorlu araca veya on yaşına kadar ikiden fazla traktöre sahip olan çiftçilerin kazançlarının gerçek usulde tespit olunarak vergilendirilecekleri, kazançları gerçek usulde vergilendirilmeyen çiftçilerin bu kazançları için beyanname vermeyecekleri hükme bağlanmış olup, 2001/1 no'lu Gelir Vergisi İç Genelgesine göre davacının satın aldığı kamyonun biçerdöver mahiyetinde olduğu belirtilmekte ise de; biçerdöverin ve kamyonun özellikleri ve işlevlerinin farklı ve birbiri yerine ikame edilemeyecek araçlar olması dolayısıyla davacının satın aldığı kamyonun Yasanın 53.maddesi kapsamında kabulüne olanak bulunmaması ve üstelik yasada öngörülmeyen bir durumun iç genelgeyle de getirilemeyecek olması sebepleriyle davacı adına yapılan tarhiyatta ve mükellefiyet tesisi işleminde yasal isabet yoktur.

 

Danıştay 4.Dairesi E.2003/1255 K.2004/180 T.10.2.2004

Bir biçerdöverin ½ hissesine sahip olan davacı adına gerçek usulde zirai gelir vergisi mükellefiyeti tesis edilmiş ise de; GVK'nın 70/8. maddesinde, motorlu nakli ve cer vasıtaları, her türlü motorlu araç, makine ve tesisat ile bunların eklentileri, ticari veya zirai bir işletmeye dahil bulunduğu takdirde bunların iratlarının ticari ve zirai kazanç tespitine müteallik hükümlere göre hesaplanacağı, aynı Kanunun 52/4. maddesinde, çiftçiye ait her türlü ziraat makine ve aletlerinin başka çiftçilerin zirai istihsal işlerinde çalıştırılmasının da zirai faaliyetlerden sayılacağı, 53. maddesinde ise 54.maddede yazılı işletme büyüklüğü ölçülerini aşan çiftçiler ile bir biçerdövere veya bu mahiyetteki bir motorlu araca veya on yaşına kadar ikiden fazla traktöre sahip olan çiftçilerin kazançlarının gerçek usulde tespit olunarak vergilendirilecekleri, kazançları gerçek usulde vergilendirilmeyen çiftçilerin bu kazançları için beyanname vermeyecekleri hükme bağlanmış olup, olayda davacının kendi zirai faaliyetleriyle ilgili olan ve ½ hissesine sahip olduğu biçerdöveri kiraya vermesinin zirai faaliyet kapsamında değerlendirilmesinin gerekmesi ancak, çiftçilerin gerçek usulde vergilendirilmesi için Kanunda öngörülen şekilde biçerdöverin tamamına sahip olma koşulu gerçekleşmemiş olduğu gibi, gerçek usulde vergilendirilmeyi gerektiren diğer koşulların varlığının da ortaya konulamamış olması sebepleriyle, davacı adına tesis edilen mükellefiyete ilişkin işlemde isabet yoktur.

 

Danıştay 4. Dairesi E.2004/468 K.2004/1141 T.24.5.2004

Çiftçilik işiyle uğraşan davacının sahip olduğu kamyon nedeniyle Gelir Vergisi Kanunu'nun 53. maddesindeki şartları taşıdığı iddiasıyla adına gerçek usulde zirai kazanç mükellefiyeti tesis edilmişse de; davacının sahip olduğu kamyonun doğrudan zirai faaliyeti etkileyen ve ürün elde edilmesine katkıda bulunan bir araç olmaması, dolayısıyla GVK'nın zirai kazançta vergilemeyi düzenleyen 53. maddesinde belirtilen "biçerdöver ve bu mahiyetteki motorlu araç" kapsamında değerlendirilemeyecek olması sebebiyle, davacı adına tesis edilen gerçek usulde zirai kazanç mükellefiyetine ilişkin işlemin iptali gerekmektedir.

 

 

ÖZELGELERDE

 

YILLARA YAYGIN İNŞAAT İŞLERİ

1. İzmir Vergi Dairesi Başkanlığı'nın 8.2.2007 tarih ve 157 sayılı özelgesi;

"Bir işin GVK'nın 42. maddesi kapsamında girmesi için; faaliyetin inşaat ve onarım işi olması, inşaat ve onarım işinin birden fazla yıla sirayet etmesi ve inşaat ve onarım işinin resmi veya özel taahhütlere bağlı olarak yapılması gerekmektedir. Yine aynı kanunun 44. maddesinde; inşaat ve onarma işlerinde geçici ve kesin kabul usulüne tabi olan hallerde geçici kabulün yapıldığını gösteren tutanağın idarece onaylandığı tarih; diğer hallerde işin fiilen tamamlandığı veya fiilen bırakıldığı tarih bitim tarihi olarak kabul edileceği hükme bağlanmıştır. Bu hükümler gereğince, ihale alan yüklenici firma ile 09.06.2006 tarihinde düzenlenen sözleşme doğrultusunda yapılan muhtelif sokaklara kilit parke taşı döşenmesi işine ait geçici kabul tutanağının 26.12.2006 tarihinde onaylanması ile aynı yıl içinde biten söz konusu inşaat ve onarım işi, 18.01.2007 tarihinde fatura düzenlenmiş olsa dahi birden fazla takvim yılına yaygın inşaat ve onarım işi kapsamına girmez."

 

2. Gelir İdaresi Başkanlığı'nın 27.4.2006 tarih ve 31824 sayılı özelgesi;

"İnşaat ve onarma işlerinde işe başlama tarihi taahhüde ilişkin sözleşmenin imza tarihidir. İhale ile teslim alınan işlerde ise işe iş yerinin teslimi ile başlanacağı için, işyeri teslim tutanağının düzenlendiği tarih işe başlama tarihi olarak kabul edilir. Bu sebeple, sözleşme tarihi 15.11.2005, yer teslim tarihi 28.11.2005 olan inşaat işine bu tarihte başlanılması gerekirken, inşaat alanının ağaçlarla kaplı olması nedeniyle işe başlanılamamasının ilgili Müdürlüğe bildirilmesi üzerine, Müdürlüğün 27.12.2005 gün ve 27422 sayılı yazılarında alanın inşaata uygun hale getirildiğinin bildirildiği anlaşılmış olup, 27.12.2005 tarihinin işe başlama tarihi olarak kabul edilmesi ve iş tamamlama süresi 240 gün olan söz konusu inşaat işinin yıllara sari inşaat ve onarım işi olarak kabul edilerek yapılacak istihkak ödemelerinden GVK'nın 94/3. maddesine göre tevkifat yapılması gerekir."

 

3. İzmir Vergi Dairesi Başkanlığı'nın 23.11.2007 tarih ve 253 sayılı özelgesi;

"Kooperatif ile Mühendislik firması arasında 28.3.2006 tarihinde imzalanan sözleşmede sözleşmeye konu inşaatların 30 ay içinde bitirileceği, yer tesliminin inşaat ruhsatının alındığı tarihte yapılmış sayılacağı kararlaştırılmıştır. 30 ay içinde teslim edileceği kararlaştırılan inşaat işinin yıllara yaygın inşaat işi olduğu açıktır. Bu sebeple avans ödemelerinin ve işe başlama tarihinden sözleşmenin taraflarca karşılıklı olarak fesh edildiği tarihe kadar bu iş kapsamında yapılan ödemelerin bu şartlara riayetle tevkifata tabi tutulması gerekir."

 

4. İzmir Vergi Dairesi Başkanlığı'nın 17.10.2006 tarih ve 2575 sayılı özelgesi;

"KDVK'nın 10. maddesinde hizmetin ifası veya malın teslimi ile vergiyi doğuran olayın gerçekleşeceği, bunla berber teslim veya ifadan önce fatura veya benzeri belgelerin verilmesi halinde, bu belgede gösterilen miktar ile sınırlı olmak üzere ilgili belgenin düzenlenmesi anında vergiyi doğuran olayın gerçekleşmiş olduğunun kabul edileceği düzenlenmiştir. Bu hüküm gereğince, işin başında avans olarak bir bedelin tahsil edilmesi halinde, bu bedel, bir teslim veya hizmetin karşılığını teşkil etmediğinden avans olarak alınan dövizin tahsil edildiği tarihte vergiyi doğuran olay gerçekleşmemiş olacaktır. Bu itibarla, yıllara yaygın inşaat onarım işleri devam etmekte iken alınan döviz cinsinden avanslar için vergiyi doğuran olay meydana gelmeyeceğinden fatura ve benzeri belge düzenlenmesine gerek bulunmamaktadır. Ancak, fatura ve benzeri belge düzenlenmesi halinde belgede yer alan tutarla sınırlı olmak üzere belgenin düzenlendiği tarihte vergiyi doğuran olay gerçekleşeceğinden, bu tarihteki cari kur üzerinden Türk lirasına çevrilerek bulunan tutar üzerinden katma değer vergisi hesaplanacağı tabiidir."

 

5. İstanbul Vergi Dairesi Başkanlığı'nın 26.12.2007 tarih ve 27415 sayılı özelgesi;

"Sözleşmeye bağlı olarak Ekim 2005 tarihinde başlanılan işin Mayıs 2007 tarihinde fesh edilmesi halinde, işin geçici kabul rejimine bağlı olup olmadığına bakılmaksızın bitim tarihi sözleşmenin fesh edildiğinin ilgili tarafa tebliğ edildiği tarih kabul edilir. Bu sebeple Ekim 2007 tarihinde fesh edildiği tebliğ edilen yıllara yaygın inşaat işinden elde edilen gelir 2007 yılı gelir vergisi beyannamesiyle beyan edilmesi gerekir."

 

6. İstanbul Vergi Dairesi Başkanlığı'nın 29.7.2008 tarih ve 16467 sayılı özelgesi;

"Bir işin, yıllara yaygın inşaat işi olarak kabul edilebilmesi için, taahhüde bağlı olarak başkaları hesabına yapılması ve birden fazla takvim yılına sirayet etmesi gerekmektedir. Özel inşaat işleri ise bünyesinde istihkak ve hak edişe bağlı taahhüt unsuru taşımayan; ancak, birden fazla takvim yılına sirayet edebilen niteliktedir. Gerek kendi arsası üzerine gerekse başkasının arsası üzerine kat karşılığı bina inşa ederek satma işinin yıllara yaygı inşaat ve onarma işleri ile bir ilgisi bulunmamaktadır. Bu sebeplerle, arsa malikleri ile kat karşılığı inşaat sözleşmesi yapan şirketin, bu sözleşmeye istinaden kendi payına düşen bağımsız bölümleri satış vaadi sözleşmesi ile başka şirkete satması işleminin taahhüde bağlı bir inşaat işi olarak değerlendirilmesi mümkün olmayacaktır. Dolayısıyla, kat karşılığı inşaat işine bağlı olarak yapılan ve inşa edilen bina veya bağımsız bölümlerin satışını içeren satış vaadi sözleşmesi uyarınca yapılan ödemeler üzerinden vergi kesintisi yapılmasına gerek bulunmamaktadır."

 

SÖZÜN ÖZÜ

Doğru bir hareket için yanlış zaman yoktur.

HZ. MEVLANA

 

Kaynak:Referans Gazetesiİthalatçılar, özellikle tatile denk gelen dönemlerde zaman zaman mallarını gümrük depolarında bekletmek zorunda kalıyor. Mevzuata göre, zorunluluk ned...

( KB)