- Makaleler
-
İdari vergi yaptırımlarında tekerrür
Yazdır
Tarih : 08.09.2008
Yazar : Bumin DOĞRUSÖZ
İdari vergi yaptırımlarında tekerrür
08.09.2008 | Bumin Doğrusöz | Yorum
Tekerrür, bir suçtan dolayı cezanın kesinleşmesinden sonra, tekrar suç işleyenlere, ilk suçun yaptırımının suçu önleyicilik işlevinin yetersiz kaldığı görüşü ile verilecek cezanın artırılması şeklinde tanımlanabilir. Tekerrür müessesesi özünde, suç failinin suç işleme eğiliminin önlenmesinde ve failin suç işlemekten alıkonulmasında verilen önceki cezanın yetersiz kaldığı, bu nedenle sonraki cezanın bu maksatları da gerçekleştirebilmesi için artırılması gerektiği düşüncesine dayanmaktadır. Vergi suçlarında tekerrür, Vergi Usul Kanunu'nun (VUK) 339. maddesinde, şu şekilde düzenlenmiştir:
"Vergi ziyaına sebebiyet vermekten veya usulsüzlükten dolayı ceza kesilen ve cezası kesinleşenlere, cezanın kesinleştiği tarihi takip eden yılın başından başlamak üzere vergi ziyaında beş usulsüzlükte iki yıl içinde tekrar ceza kesilmesi durumunda vergi ziyaı cezası yüzde elli, usulsüzlük cezası yüzde yirmi beş artırılmak suretiyle uygulanır."
VUK'nın bu düzenlemesi, sadece idari para cezalarında tekerrürü düzenlemektedir. Öğretideki tekerrür türleri açısından kanun bu düzenlemesiyle çeşitli tekerrür sistemlerinden, önceki cezanın infazı aranmayıp, sadece kesinleşmesinin yeterli görülmesiyle mefruz tekerrürü, tekerrür hükümlerinin uygulanmasında önceki suçla sonraki suçun aynılığını aramak suretiyle özel tekerrürü, tekerrüre esas alınacak önceki suçun belirli zaman diliminde işlenmiş olmasını aramakla da süreli tekerrür tipini benimsemiştir.
Aktardığımız maddeye göre sonraki suçların cezasının tekerrür hükümleri uyarınca artırılabilmesi için, önceki suçun cezasının kesinleşmiş olması gerekmektedir. Bu nedenle tekerrür hükümlerinin uygulanabilmesi için, önceki cezanın tarh ve tebliğ olunması yeterli değildir. Burada cezanın kesinleşmiş olmasından maksat, cezanın artık uyuşmazlığa konu edilemez ve tahsil edilebilir hale gelmesidir. Bir başka anlatımla önceki cezanın tekerrüre esas alınabilmesi için süresi cezanın dava açılmayarak kesinleşmiş olması yahut cezayı onayan yargı kararının kesinleşmiş bulunması veya uzlaşılmış olması gerekir. Önceki kesinleşmiş cezanın tahsil edilmiş olup olmamasının ise tekerrür uygulaması açısından önemi yoktur.
Tekerrür hükümlerinin uygulanmasında, önceki kesinleşmiş cezanın aynı türden olması gereklidir. Bir başka anlatımla tekerrür hükümlerinin uygulanabilmesi için hem önceki hem sonraki cezanın vergi ziyaı cezası yahut usulsüzlük türünde olması gerekir. Önceki ve sonraki ceza farklı türden ise örneğin önceki ceza usulsüzlük, sonraki ceza vergi ziyaı cezası ise sonraki cezaya tekerrür hükümleri uygulanamaz.
Ceza kişiliğe bağlı olduğundan tekerrür hükümlerinin uygulanması için önceki cezanın aynı vergiden kaynaklanması yahut aynı vergi dairesinin yetki alanında işlenmiş bulunması veya aynı mükellefiyet dolayısıyla kesilmiş bulunması şart değildir. Örneğin, Kadıköy Vergi Dairesi'ne kayıtlı olarak kırtasiyecilikle uğraşan bir mükellefe bu işi ile uğraştığı sırada kayba uğrattığı Gelir Vergisi dolayısıyla kesilen vergi ziyaı cezasının kesinleşmesinden sonra, işini bırakarak, iki yıl sonra büfe işletmesi dolayısıyla Beşiktaş Vergi Dairesi'nin mükellefi olması ve bu faaliyeti ile ilgili olarak kayba uğrattığı Katma Değer Vergisi dolayısıyla vergi ziyaı cezası kesilmesini gerektiren bir durumun ortaya çıkması halinde bu mükellefe ceza, tekerrür hükmü uyarınca yüzde elli artırılarak kesilecektir.
Tekerrür hükümlerinin uygulanabilmesi için, ikinci ve sonraki cezaların, ilk cezanın kesinleşmesini takip eden yıl başından sonra kesilmiş olması gerekmektedir. Örneğin vergi ziyaı cezası Danıştay onaması ile 05.02.2005 tarihinde kesinleşen bir mükellefe, tekerrür hükümleri, ancak 01.01.2006 tarihinden sonra kesilebilecek cezalar için uygulanacaktır. 05.02.2005 ila 01.01.2006 tarihleri arasında kesilecek cezalarda ise tekerrür hükümlerinin uygulanması mümkün değildir. Teorik herhangi bir temeli olmayan "izleyen yıl başından başlamak üzere" şeklindeki düzenlemenin, "cezanın kesinleşmesinden başlamak üzere" şeklinde değiştirilmesi gerekmektedir.
Öte yandan tekerrür yolu ile artırılacak ceza tutarına sınır çizilmemiş olması da bizce büyük bir eksikliktir. Örneğin hakkında kesinleşmiş 1.000 YTL vergi ziyaı cezası bulunan bir mükellefin, daha sonra hakkında 100.000 YTL vergi ziyaı cezasının kesilmesini gerektiren bir durumun ortaya çıkması halinde, bu ceza yüzde elli artırılarak 150.000 YTL olarak uygulanacaktır. Burada ceza hukukunun tekerrür düzenlenmesi ile güttüğü amacı da aşar biçimde, pek fahiş bir artırım söz konusu olmaktadır. Bu nedenle, inceleme konumunuzu oluşturan yasa hükmünde "Sonraki suçlar için cezaya tekerrürden dolayı artırılması gereken miktar, hiçbir suretle önceki suçlar için kesilmiş olan cezaların en ağırından fazla olamaz" şeklinde bir düzenlemenin eklenmesi zorunludur.
Kaynak:Referans GazetesiTekerrür, bir suçtan dolayı cezanın kesinleşmesinden sonra, tekrar suç işleyenlere, ilk suçun yaptırımının suçu önleyicilik işlevinin yetersiz kaldığı...
( KB)