slider 735 slider 734 slider 733 slider 732 slider 730 slider 729 slider 727 slider 725

  Yazdır

Tarih : 21.07.2008

Yazar : Dr.Veysi SEVİĞ

Mükellefe kolaylık mı, işkence mi

19.07.2008 | Veysi Seviğ | Yorum

Amme Alacaklarıın Tahsil Usulu Hakkındaki Yasa'nın 48'inci maddesinde 5766 sayılı yasa ile yapılan değişiklik gereği olarak 01.07.2008 tarihinden geçerli olmak üzere, amme alacağının vadesinde ödenmesi, haciz uygulanması veya haczedilen malın paraya çevrilmesi hallerinin, amme borçlusunu çok zor duruma düşüreceğinin anlaşılması halinde, söz konusu amme alacağı 36 ayı geçmemek üzere tecil edilerek takside bağlanabilmektedir.

Aynı yasal düzenleme çerçevesinde amme borçlusunun alacaklı daireleri itibariyle tecil edilen borçlarının toplamı 50 bin YTL'yi aşmadığı takdirde borçludan teminat aranmayacaktır. Borç tutarının 50 bin YTL'yi aşması halinde 50 bin YTL'yi aşan kısmın yarısı kadar teminat gösterilmek suretiyle taksitlendirme yapılabilecektir.

Konuya ilişkin olarak Maliye Bakanlığı tarafından yayımlanmış bulunan Seri A Sıra No: 2 Tahsilat Genel Tebliği ile yapılan açıklamalar uyarınca "amme borçlusunun alacaklı tahsil daireleri itibariyle tecil edilecek borçlarının toplamının 50 bin YTL'yi (bu tutar dahil) aşmaması şartıyla tecil edilecek borçlar için teminat aranmayacaktır. Teminat aranmaksızın yapılacak tecil ve taksitlendirmelerde 50 bin YTL'lik sınır alacaklı amme idarelerinin her bir tahsil dairesine olan tecile konu borç toplamları dikkate alınarak belirlenecektir."

Diğer yandan "Teminat aranılmaksızın yapılacak tecil ve taksitlendirmelere ilişkin belirlenen 50 bin YTL'lik sınır tecilli borçların toplamı esas alınarak uygulanacağından, borçlunun tecil edilmiş ve tecil şartlarına uygun olarak ödeme yaptığı borçları için bu sınır dikkate alınmış ise bu borçlar ödenmediği sürece yeni tecil talepleri dikkate alınmayacaktır."

Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkındaki Yasa'nın 48'inci maddesindeki değişiklikten yararlanmak isteyen bazı okurlarımız mevcut vergi borçlarının yeni koşullar çerçevesinde taksitlendirilmesi için ilgili vergi dairelerine başvurmaya başlamışlardır. Ancak bu okurlarımızın bir bölümünden almış bulunduğumuz bazı mesaj ve mektuplardan anlaşılacağı üzere vergi dairelerinin mükelleflere yasa ile tanınan vergi borçlarının taksitlendirilmesine getirilen kolaylıktan henüz haberdar olmadıklarını göstermektedir.

Bu konuda bir okurumuzdan almış bulunduğumuz yazılı mesaj aynen şöyledir:

"Vergi dairesine olan vergi borcumu 25.06.2008 tarihinde teminatlı olarak 5 taksitte ertelettim. Onlar da ertelemeyi kabul ettiler. Ancak 30 Haziran 2008'de banka hesaplarımıza bloke koydular. Tam bir hafta uğraş sonucunda bu blokeyi kaldırttım. Ancak bu kez de müşterilerime maliyeye borcum olduğunu ve alacaklarımın vergi dairesine ödenmesiyle ilgili haciz yazıları göndermişler. Bütün müşterilerime rezil oldum. Hatta müşterilerim bana kardeşim benim kendi borcumdan kapıma yazı gelmiyor siz nasıl kapıma yazı göndertirsiniz diye çıkışmaktalar. Hatta işin boyutunu ticareti kesmeye götürenler bile oldu."

Yukarıdaki satırları içeren yakınma mesajı yazılı olarak bizde mevcuttur.

Bir vergi mükellefi ödeyemediği vergi borcu için bağlı olduğu vergi dairesine yazılı olarak başvurarak borçlarının tecilini talep etmiş ve bu konuda kendisinden istenen teminatı göstermek suretiyle vergi borcunu taksitlendirmiş olmasına karşılık bu kişinin varlıklarına bilahere haciz işlemi uygulanmış bununla da yetinilmemiş müşterilerine yazı gönderilerek söz konusu mükellefin mevcut alacaklarının vergi dairesine ödenmesi talep edilmiştir.

İdarece yapılan bu işlemlerle vergi borcunu taksitlendirmiş bulunan bir vergi borçlusunun ticari yaşamı riskli hale gelmiş, piyasada itibarı kayba uğramıştır.

Oysa mevcut yasal düzenlemeler içersinde borcunu taksitlendirmiş olan bir vergi borçlusu hakkında yukarıda okurumuzun bize bildirdiği şekilde herhangi bir idari işlemin yapılmasına yönelik bir düzenleme mevcut değildir.

Günümüzün ekonomik koşulları dikkate alındığında ticari yaşamda karşılaşılan sürprizler, ödeme ve tahsilat zorluklarının vergi mükelleflerini zor durumda bıraktığı gözlenmektedir.

Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkındaki Yasa da konuya ilişkin değişikliklerden beklenen amaç, vergi borçlularının borçlarını ödemesine kolaylık sağlamaktır.

Söz konusu kolaylığın sağlanması ile ilgili maddenin gerekçesine göre yapılan bu yeni düzenleme ile "amme borçlularına tecil kapsamında borçlarını ödemeleri imkanı tanınmaktadır."

Oysa uygulamada mükellefe sağlanan tecil kolaylığı ile bağlantılı olarak idarece borçlunun ticari faaliyetini kısıtlayıcı, piyasa itibarını sarsıcı bazı işlemler yapılabilmekte bunun doğal sonucu olarak büyük bir olasılıkla söz konusu mükelleflerin piyasadan silinmelerine daha açıkçası yok olmalarına yönelik dramatik bir ortam yaratmaktadır.

Kanımızca yeni düzenlemeden yararlanmak üzere vergi dairelerine iyi niyetle başvuran vergi mükelleflerine yapılan bu tür muameleler hukuki dayanaktan yoksun aynı zamanda ticari yaşamın idamesi açısından son derece tehlikeli bir olgudur.

 

Kaynak:Referans Gazetesi

 

 

Amme Alacaklarıın Tahsil Usulu Hakkındaki Yasa'nın 48'inci maddesinde 5766 sayılı yasa ile yapılan değişiklik gereği olarak 01.07.2008 tarihinden geçe...

( KB)