slider 735 slider 734 slider 733 slider 732 slider 730 slider 729 slider 727 slider 725

  Yazdır

Tarih : 18.07.2008

Yazar : Dr.Veysi SEVİĞ

Kurumlarda tasfiye işlemleri

18.07.2008 | Veysi Seviğ | Yorum

Türk Ticaret Yasası'nın 439'uncu maddesi uyarınca bir anonim şirketin diğer bir şirketle birleşmesi, bir limited şirket şekline çevrilmesi veya bir kamu tüzel kişiliği tarafından devralınması hariç olmak üzere, infisah eden şirket tasfiye haline girer.

Yasal düzenleme gereği tüzel kişiliği haiz şirketlerin fesih ve infisahı üzerine, şirket mevcutlarının, alacaklarının tahsil, mevcutlarının nakde dönüştürülerek yasa ve anasözleşme hükümlerine göre dağıtılmasını temin eden işlemlere tasfiye denilir.

Tasfiye işlemleri Türk Ticaret Yasası'nın 441'inci maddesi gereği olarak ana sözleşme veya genel kurul kararıyla ayrıca tasfiye memuru atanmadıkça yönetim kurulu tarafından gerçekleştirilir.

Yönetim kurulu tasfiye memurlarını ticaret siciline tescil ve ilan ettirir. Bu bağlamda tasfiye işlerinin yönetim kurulunca yapılması halinde dahi bu zorunluluk yerine getirilir.

Tasfiye, kurumun tasfiyeye girmesine ilişkin genel kurul kararının tescil edildiği tarihte başlar ve tasfiye kararının tescil edildiği tarihte sona erer. Başlangıç tarihinden aynı takvim yılı sonuna kadar olan dönem ile bu dönemden sonraki her takvim yılı sonuna kadar olan dönem ile bu dönemden sonraki her takvim yılı ve tasfiyenin bitiş tarihine kadar olan dönem bağımsız bir tasfiye dönemi sayılır.

Tasfiye memurları görevlerine başlar başlamaz şirketin tasfiyenin başlangıcındaki hali ve durumunu inceleyerek buna göre envanter defteriyle bilançosunu düzenler ve genel kurulun onayına sunar.

Ticaret hukuku açısından tasfiye memurları; şirketin cari işlemlerini tamamlamak, pay bedellerinin henüz ödenmemiş olan kısımlarını gereğinde tahsil etmek, aktifleri paraya çevirmek ve şirket borçlarının ilk tasfiye bilançosundan ve alacaklıların daveti neticesinde anlaşılan duruma göre şirket mevcudundan fazla olmadığı belirlenmiş ise bu borçları ödemekle yükümlüdürler. (TTK. Md: 446)

Şirket borçlarının şirket mevcudundan fazla olması halinde tasfiye memurları keyfiyeti derhal mahkemeye bildirirler; mahkeme bu durumda iflasın açılmasına karar verir.

Tasfiye memurları Kurumlar Vergisi Yasası'nın 17/7'nci maddesi uyarınca kurumun tahakkuk etmiş vergileri ile tasfiye beyannamelerine göre hesaplanan vergiler ve diğer itirazlı (uyuşmazlık aşamasında buluna) tarhiyatlar İcra-İflas Yasası hükümlerine göre karşılık ayırmadan alacaklılara ve ortaklara ödeme yapamaz. Aksi takdirde söz konusu vergilerin asıl, zam ve vergi cezalarından şahsen ve müteselsilen sorumlu olurlar.

Kurumlar Vergisi Yasası'nın 17'nci maddesi uyarınca "Her ne sebeple olursa olsun tasfiye haline giren kurumların vergilendirilmesinde hesap dönemi yerine tasfiye dönemi geçerli olmaktadır.

Aynı yasanın 16'ncı maddesine göre de kurumlarda vergilendirme hesap dönemi itibariyle yapılmaktadır. Hesap dönemii kural olarak bir yıllık bir süreyi kapsar. Tasfiye haline giren kurumların vergilendirilmesinde hesap dönemi yerine tasfiye dönemi geçerli olmaktadır. Tasfiye dönemi kurumun tasfiyeye girdiği tarihten başlar, başlangıç tarihinden yanı takvim yılı sonuna kadar olan dönem ile bu dönemden sonraki her takvim yılı ve tasfiyenin sona erdiği dönem için ilgili takvim yılı başından tasfiyenin bitiş tarihine kadar olan dönem bağımsız bir tasfiye dönemi sayılır. Tasfiyenin başladığı yıl sona ermesi halinde tasfiye dönemi kurumun tasfiyeye girdiği tarihten başlar ve tasfiyenin bittiği tarihe kadar devam eder.

Kurumlar Vergisi Yasası'nın 17/1-c maddesi uyarınca "Tasfiyenin zararla kapanması halinde tasfiye sonucu önceki tasfiye dönemlerine doğru düzeltilir ve ilgili dönemlerde fazla ödenen vergiler mükellefe idare edilir."

Kurumlar Vergisi açısından tasfiye karı, tasfiye döneminin sonundaki servet değeri ile tasfiye döneminin başındaki servet değeri arasındaki olumlu fark olarak kabul edildiğinden, tasfiye memurları tasfiye dönemi başındaki servet değerinin, bir başka anlatımla özsermayesinin doğru tespit edilmesinden sorumludurlar.

Tasfiye karı hesaplanırken;

* Ortaklara veya kurum sahiplerine tasfiye esnasında avans olarak veya diğer şekillerde yapılan her türlü ödemeler tasfiyenin sonundaki servet değerine,

* Mevcut sermayeye ilave olarak ortaklar veya sahipleri tarafından yapılan ödemeler ile tasfiye esnasında elde edilen ve vergiden istisna edilmiş olan kazançlar ve iratlar tasfiye döneminin başındaki servet değerine eklenir,

Tasfiye döneminin başındaki ve sonundaki servet değeri ise kurumun tasfiye dönemi başındaki ve sonundaki bilançosunda görülen öz sermayesidir. Bir yıldan fazla süren tasfiyelerde izleyen tasfiye dönemlerinin başındaki servet değeri, bir önceki dönemin son bilançosunda görülen servet değeridir.

Kurumlar Vergisi Yasası'nın 17'nci maddesi hükmü gereği olarak Maliye Bakanlığı mükelleflerin hukuki statülerini, faaliyet gösterdikleri alanları ve tasfiyeye giriş tarihindeki aktif büyüklüklerini dikkate alarak tasfiye işlemlerine yönelik inceleme yaptırmaya yetkilidir.

 

Kaynak:Referans GazetesiTürk Ticaret Yasası'nın 439'uncu maddesi uyarınca bir anonim şirketin diğer bir şirketle birleşmesi, bir limited şirket şekline çevrilmesi veya bir ka...

( KB)