slider 735 slider 734 slider 733 slider 732 slider 730 slider 729 slider 727 slider 725

  Yazdır

Tarih : 01.12.2007

Yazar : Dr.Veysi SEVİĞ

KDVde Kısmi İstisna

30.11.2007 / Veysi Seviğ / Yorum

 

Katma Değer Vergisi Yasası'nın 17'nci maddesi "Sosyal ve askeri amaçlı istisnalarla diğer istisnaları" belirlemiş bulunmaktadır. Bu maddede yer alan istisnanın özelliği, teslimi vergiden istisna edilmiş bulunan mal ve hizmet ifası için bu işlemleri yapanların üstlenmiş bulundukları Katma Değer Vergisi'ni giderleştirebilmeleridir. Söz konusu yasanın 30/a maddesi uyarınca "Vergiye tabi olmayan veya vergiden istisna edilmiş bulunan malların teslimi ve hizmet ifası ile ilgili alış vesikalarında gösterilen veya bu mal ve hizmetlerin maliyetleri içinde yer alan Katma Değer Vergisi, mükellefin vergiye tabi işlemleri üzerinden hesaplanan Katma Değer Vergisi'nde indirilemez.

 

Gerçekte genel kural olarak mükellefler; yaptıkları vergiye tabi işlemleri üzerinden hesaplanan KDV'den, aynı yasada aksine hüküm olmadıkça, faaliyetlerine ilişkin olarak;

 

*Kendilerine yapılan teslim ve hizmetler dolayısıyla hesaplanarak düzenlenen fatura ve benzeri vesikalarda gösterilen Katma Değer Vergisi'ni,

 

*İthal olunan mal ve hizmetler dolayısıyla ödenen Katma Değer Vergisi'ni,

indirim konusu yapabilirler.

 

Diğer yandan Katma Değer Vergisi Yasası'nın 33'üncü maddesi hükmü gereği olarak "indirim hakkı tanınan eylemlerle indirim hakkı tanınmayan işlemlerin bir arada yapılması halinde, fatura ve benzeri vesikalarda gösterilen Katma Değer Vergisi'nin ancak indirim hakkı tanınan işlemlere isabet eden kısmı indirim konusu" yapılabilmektedir.

 

Katma Değer Vergisi Yasası'nın 17'nci maddesinde kısmi istisna konusu işlemler dört ana grupta toplanmış bulunmaktadır. Şöyle ki;

*Kültür ve eğitim amacı taşıyan istisnalar,

*Sosyal amaç taşıyan istisnalar,

*Askeri amaç taşıyan istisnalar,

*Diğer istisnalar.

 

Yukarıda sayılan istisnalar kapsamına giren teslimler Katma Değre Vergisi'ne tabi tutulmasına karşılık bu tür teslimlerle ilgili olarak edinilen mal ve hizmetlerin önemli bir bölümü vergiye tabi bulunmaktadır.

Katma Değer Vergisi Yasası'nın 58'inci maddesinde yer alan düzenleme gereği olarak "Mükellefin vergiye tabi işlemleri üzerinden hesaplanan Katma Değer Vergisi ile mükellefce indirilebilecek Katma Değer Vergisi, Gelir ve Kurumlar Vergisi matrahında gider olarak kabul" edilmemektedir.

 

Bu hükme göre kısmi istisna kapsamında olan ve indirim konusu yapılamayan Katma Değer Vergisi giderleştirilebilmektedir.

 

Bir başka anlatımla Katma Değer Vergisi Yasası'nın 58'inci maddesi "mükellefçe indirilebilecek Katma Değer Vergisi'nin Gelir ve Kurumlar Vergisi matrahının tespitinde gider kabul edilemeyeceği" şeklinde olmasına karşın bu hükmün "mefhum-u muhalifi"den (tersi anlamında) hareket edilirse, mükellefçe indirilemeyen Katma Değer Vergisi'nin gider olarak kabul edilebileceği sonucu çıkmaktadır. Dolayısıyla bu bağlamda da Katma Değer Vergisi Yasası'nın 30/a maddesine göre vergiye tabi olmayan veya vergiden istisna edilen işlemler dolayısıyla hesaplanan Katma Değer Vergisi'nden indirilmesi kabul edilmeyen alış ve giderlere ait KDV, mal ve hizmet bedeliyle birlikte gider yazılabilecek veya ilgili malın maliyetine intikal ettirilecektir.

 

Katma Değer Vergisi Yasası'nın 17/1 maddesinde sayılmak suretiyle belirlenmiş bulunan kurum ve kuruluşların, hastane, nekâhathane, klinik, dispanser, pervantoryum, sanatoryum, kan bankası, organ nakline mahsus bankalar, anıtlar, botanik (bitki) ve distofajin laboratuvarları, öğrenci veya yetiştirme yurtları, yaşlı ve sakat bakımevleri, huzurevleri, parasız fukara aşevleri, düşkünevleri, yetimhaneler işletmek veya yönetmek suretiyle yaptığı teslim ve hizmetler, aynı maddenin 2/a fıkrası ile Katma Değer Vergisi'nden istisna edilmiştir.

 

Ancak yasal düzenleme gereği olarak Katma Değer Vergisi'nden istisna edilen bu faaliyetlerin sürdürülmesi için satın alınan mal ve hizmetler Katma Değer Vergisi'nden bağışık tutulmamıştır. (Konuya ilişkin daha fazla bilgi için bakınız Oktar, Kemal, KDV İstisnalar ve İadeler Maliye ve Hukuk Yayınları, 2007, 7. baskı, sf: 522)

 

Kaldı ki Gelir İdaresi Başkanlığı tarafından verilen bir özelgede tıp merkezlerinin hastane statüsünde olmadığı, bu nedenle dernek bünyesinde işletilen tıp merkezlerinin faaliyetlerini Katma Değer Vergisi Yasası'nın 17/2-a maddesi kapsamında hastane işletmek olarak mütalaa edilmesinin ve vergiden bağışık tutulmasının mümkün olmayacağı bildirilmiştir.

 

Uygulamada Katma Değer Vergisi Yasası'nın 17'nci maddesi bir torba madde düzenlenmesi biçimine dönüşmüş olup, söz konusu maddenin uygulanmasına yönelik duraksamalar giderek çeşitlenmekte ve artmaktadır. Dolayısıyla söz konusu düzenlemenin bu bağlamda daha az uyuşmazlık yaratır hale getirilmesi gerekmektedir.

 

Kaynak:Referans Gazetesi