slider 735 slider 734 slider 733 slider 732 slider 730 slider 729 slider 727 slider 725

  Yazdır

Tarih : 30.04.2008

Yazar : Dr Veysi SEVİĞ-Bumin DOĞRUSÖZ

Akrabaların iş ilişkisinde düşük fiyat uygulanamaz

Veysi Seviğ - Bumin Doğrusöz
30.04.2008 | Veysi Seviğ - Bumin Doğrusöz | Yorum
 

Akrabaların iş ilişkilerinde birbirlerine piyasadan daha düşük fiyat uygulandığı durumda piyasa ile arasındaki fark işletmeden alınmış sayılıyor. Bu durumda vergi hesaplanırken bu fark da gelire eklenerek vergilendirme yapılıyor.

 

SORULAR SORUNLAR VE YANITLARI

 

İLİŞKİLİ KİŞİLER ARASINDA FİYAT

SORU: Toptan bakkaliye işi ile uğraşıyorum. Eşimle ben ortak olarak bir limited şirket olarak faaliyet gösteriyoruz. Ben bazı ürünleri ayrıca bir paketleme şirketi bulunan kayınbiraderimin tesislerinde paketletiyorum. Aynı zamanda kayınbiraderimin sahibi bulunduğum ticarethaneden de mal alıyorum. Gerek paketleme işinde ve gerekse kayınbiraderimden paketlenmiş olarak almış bulunduğum kuru gıda maddelerinde kayınbiraderim ile benim aramda olan ve yıllarca öncesinden başlayan iş ilişkisi nedeniyle piyasaya göre farklı fiyat uygulamaları olabilmektedir.

Muhasebecimizin beni uyarması üzerine bu nedenle bazı konularda tereddüde düştüm. Biz ve kayınbiraderim birbirimizle olan iş ilişkisinde piyasa fiyatlarından farklı bir fiyat uygulaması yapamaz mıyız" Bu durum nasıl olacaktır"

YANIT: Gelir Vergisi Yasası'nın 41/5 maddesi uyarınca 01.01.2007 tarihinden itibaren geçerli olmak üzere "Teşebbüs sahibinin, ilişkili kişilerle emsallerine uygunluk ilkesine aykırı olarak tespit edilen bedel ve fiyatlar üzerinden mal veya hizmet alım ya da satımında bulunması halinde, emsallere uygun bedel veya fiyatlar ile teşebbüs sahibince uygulanmış bedel veya fiyat arasında işletme aleyhine oluşan farklar işletmeden çekilmiş" sayılmaktadır.

Söz konusu yasa maddesinde yapılan tanımlamaya göre de "Teşebbüs sahibinin eşi, üstsoy ve altsoyu, üçüncü derece dahil yansoy ve kayın hısımları ile doğrudan veya dolaylı ortağı bulunduğu şirketler, bu şirketlerin ortakları, bu şirketlerin idaresi, denetimi veya sermayesi bakımından kontrolü altında bulunan diğer şirketler ilişkili kişi" sayılmaktadır.

Diğer yandan yasal düzenleme gereği olarak "imalat ve inşaat, kiralama ve kiraya verme, ödünç para alınması veya verilmesi, ücreti, ikramiye ve benzeri ödemeleri gerektiren işlemler her hal ve şartta mal veya hizmet alım ya da satımı olarak" değerlendirilmektedir.

Dolayısıyla işletmeden çekilmiş kabul edilen farklar, ilişkili kişi tarafından beyan edilmiş gelir veya kurumlar vergisi matrahının hesabında dikkate alınmış ise ilişkili kişinin vergilendirme işlemleri buna göre düzeltilecektir.

Bakanlar Kurulu'nun 27.11.2007 gün ve 2007/12888 sayı ile almış olduğu kararda da belirtildiği üzere kayın hısımları da ilişkili kişi olarak kabul edilmektedir.

İlişkili kişilerle yapılan işlemlerin mevcut yasal düzenleme çerçevesinde emsallere uygunluk ilkesi ile örtüşmesi gerekmektedir. Bu bağlamda emsallere uygunluk ilkesi, "ilişkili kişilerle yapılan mal veya hizmet alım ya da satımında uygulanan fiyat veya bedelin aralarında böyle bir ilişkinin bulunmaması durumunda oluşacak fiyat veya bedele uygun olmasını ifade etmektedir. Bu durumda örneğin sizin kayınbiraderinizin işletmesi ile yapmış olduğunuz ticari işlemlerde, kayınbiraderinizin size uyguladığı fiyat düzeyinin altında veya üstünde uygulayacağı fiyat böyle bir durumda Gelir Vergisi Yasası'nın 41/5. maddesi kapsamında değerlendirilecektir. Aynı durum sizin içinde geçerli olmaktadır.

Söz konusu yasal düzenleme yukarıda da belirttiğimiz gibi 01.01.2007 tarihinde yürürlüğe girmiş bulunmaktadır.(V. Seviğ)

 

EĞİTİM DANIŞMALIĞININ NİTELENDİRİLMESİ

SORU: Ben bir anonim şirkette personelin eğitimi için eğitim danışmanı olarak görev yapıyorum. Bu şirkete sözleşme gereği haftada üç gün gidiyorum.

Ayrıca, haftada en az bir günümü personele eğitim vererek değerlendiriyorum. Diğer günlerde ise insan kaynakları bölümünde eğitim ve personelin verimli çalışmasına, dolayısıyla performans değerlendirmesine yönelik çalışmaların koordinasyonunu sağlıyorum.

Sözleşme gereği söz konusu kurumdan yıllık belirlenen ücretimin on ikide birini aylık olarak alıyorum.

Benim vermiş bulunduğum bu hizmet karşılığında bana sağlanan maddi imkanı ben ücret olarak mı yoksa serbest meslek kazancı olarak mı elde etmiş sayılırım" Bu durumda benim vergilendirmem açısından mükellefiyetim nasıl olacaktır"

YANIT: Gelir Vergisi Yasası'nın 61. maddesinde yer alan tanımlamaya göre "ücret, işverene tabi ve belirli bir işyerine bağlı olarak çalışanların hizmet karşılığı verilen para ve ayınlar ile sağlanan ve para ile temsil edilebilen menfaatlerdir." Buna karşılık "Her türlü serbest meslek faaliyetinden doğan kazançlar serbest meslek kazancı" olup, serbest meslek faaliyeti sermayeden ziyade şahsi mesaiye, ilmi veya mesleki bilgiye veya ihtisasa dayanan ve ticari mahiyette olmayan işlerin işverene tabi olmaksızın şahsi sorumluluk altında kendi nam ve hesabına yapılmasıdır.

Buna göre danışmalık hizmetinin devamlılık arz edecek hizmet sözleşmesine istinaden yapılması halinde alınan ücretin vergilendirme açısından ücret olarak, şahsi sorumluluk altında hizmet sunanlar açısından ise, işin kendi nam ve hesabına yapılması durumunda yapılan bu işin serbest meslek faaliyeti olarak kabul edilmesi gerekmektedir.

Dolayısıyla yapmış olduğunuz sözleşmede eğitim de dahil olmak üzere haftada üç gün işveren niteliğindeki kurum bünyesinde bulunmanız ve bu bağlamda yine sözleşmede yazılı bulunan işleri yapmanız öngörülüyorsa, bu takdirde söz konusu sözleşmenin bir hizmet sözleşmesi olarak kabul edilmesi ve dolayısıyla size aylık olarak yapılan ödemelerin ücret niteliğini taşıması nedeniyle Gelir Vergisi Yasası'nın 94.maddesi uyarınca gelir vergisi tevkifatına tabi tutulması gerekmektedir. Bu bağlamda da mevcut sözleşmenin başlığı değil, içeriği önem arz etmekte olup, eğer söz konusu sözleşmenin içeriğinde sizin işletmede çalışma biçiminize daha çok işverenin istekleri geçerli bulunuyorsa ve çalışma saatlerinizi veyahut da süresini belirleyen ve bu çalışmaları da zorunlu kılan hükümler varsa bu takdirde size yapılan ödemelerin ücret olarak değerlendirilmesi gerekmektedir. .(V. Seviğ)

 

ÇALINAN MALLARDA KDV

SORU: İşletmemizde çalınan bir malın muhasebe kaydını yaparken tereddüde düştük. Çünkü söz konusu malın daha önce katma değer vergisini indirim konusu yapmıştık. Şimdi ise bu katma değer vergisini tekrar beyan etmemiz ve ödememiz gerektiği söyleniyor. Ne şekilde hareket etmemiz gerekmektedir.

YANIT: Çalınan mal için öncelikle "689-Diğer Olağandışı Gider ve Zararlar" hesabını borçlandırarak, bu hesaba çalınan mal bedeli ile bu mala ait çalınan mal katma değer vergisini kaydetmeniz, bu hesabın altına "Nazım hesaplarda" izlenmek üzere "950-Kanunen Kabul Edilmeyen Giderler" hesabını açarak mal bedelini ve bu malın edinimine yönelik ödemiş bulunduğunuz ve daha önce indirim konusu yapmış olduğunuz katma değer vergisi toplamını aktarmanız gerekmektedir. Buna karşılık "153-Ticari Mallar Hesabına" çalınan mal bedelini, "391-Hesaplanan Katma Değer Vergisi" hesabına çalınan mala ait katma değer vergisini alacak  kaydetmeniz gerekmektedir. Ayrıca yine Nazım hesaplarda "951-Kanunen Kabul Edilmeyen Gider Karşılığı" hesabını açarak bu hesaba da mal bedeli ile buna ait katma değer vergisi toplamını alacak olarak kaydederek, çalınma olayını nazım hesaplarda izleme olanağını sağlamanız mümkündür. (V. Seviğ)

 

YURTDIŞI ÇIKIŞ YASAĞI

SORU: Nevşehir vergi dairesine borcum olduğu için yurtdışı çıkış yasağı konulmuştur. Anayasa Mahkemesi Pasaport Kanunun 22 maddesindeki ilgili kısmı iptal etmişti Bu yasak şimdi 6183 sayılı Kanuna eklemek istenmektedir. Bu düzenleme de tekrar Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesine ve Anayasa aykırı durumdadır. Şimdi bu Kanuna bireysel olarak itirazda bulunabilir mi veya dava başvuru sürecini kaçırdığım için yeni uygulamayla tekrar dava açma hakkını elde edebilir miyim" (R. Tanrıkulu)

YANIT: Halen Plan ve Bütçe Komisyonunda bulunan tasarı düzenlemesinin Anayasa'ya aykırı olduğu yolundaki görüşünüze katılıyorum. Bu konuyu daha önce köşemde yazmıştım. İleride tekrar değinmeyi düşünüyorum. Ancak tasarı yasalaşırsa, bireylerin doğrudan Anayasa Mahkemesine başvuru yapması mümkün değil. Düzenleme ancak, mevcut bir dava yoluyla Anayasa Mahkemesine götürülebilir. Sorunuzda dava açma süresini kaçırdığınızı yazmaktasınız. Ancak bu gibi hallerde, idareden yasağın kaldırılmasını talep edip, idarenin reddi üzerine yeniden bir dava hakkı yaratabilirsiniz. Kaldı ki Tasarının yasalaşması ile birlikte, yasal dayanak değiştiğinden bütün yurt dışı çıkış yasaklarının düşmesi ve idare tarafından yeniden konulması gerekecektir. Bu durumda yasağın yeniden konulması, yeni bir idari işlem olacağından, bu işleme karşı da dava açabilirsiniz. (B. Doğrusöz)

 

YARGI KARARLARINDA KDV'NİN KONUSU

Danıştay 9. Dairesi E.2004/1462 K.2005/1209 T.5.5.2005

Davacı Şirket hakkında, ortaklarına borç para kullandırmak suretiyle faiz geliri elde ettiği ve elde edilen bu faiz gelirleri için fatura düzenlemediği ve KDV hesaplamadığından bahisle cezalı KDV tarhiyatı yapılmıştır. KDV Kanununun 1/1. maddesine göre ticari, sınaî, zirai faaliyet ve serbest meslek faaliyeti çerçevesinde yapılan teslim ve hizmetlerin KDV'ye tabi olduğu, 4/1. maddesine göre teslim ve teslim sayılan haller ile mal ithalatı dışında kalan işlemlerin hizmet sayılacağı hükme bağlanmıştır. Olayda ortaklarına borç para vermek suretiyle faiz geliri elde ettiği ve bu gelirleri için fatura düzenlemediği ve KDV hesaplayarak beyan etmediği sabit olan davacı şirketin, yukarıda sayılan madde hükümlerine göre ortaklara borç para vermek suretiyle finansman hizmeti sağlamasının, anılan Kanun kapsamında ticari faaliyet olarak kabul edilmesi ve dolayısıyla söz konusu borç para verme işleminin sonucunda elde edilen faiz gelirlerinin katma değer vergisine tabi olması sebepleriyle, hakkında yapılan tarhiyatta isabetsizlik yoktur.

Danıştay 7. Dairesi  E.2002/4471 K.2003/3462 T.9.6.2003

Davacı kurum olan Telekomünikasyon Kurulu Telsiz Genel Müdürlüğü hakkında, beyanname vermemesi nedeniyle takdir komisyonu kararına dayanılarak cezalı KDV tarhiyatı yapılmıştır. KDV Kanununun 1/3-f hükmüne göre, Gelir Vergisi Kanunu'nun 70. maddesinde belirtilen mal ve hakların kiralanması işlemi KDV'ne tabi olup, GVK'nun anılan 70.maddesinin 5.fıkrasında da, arama, işletme ve imtiyaz hakları ve ruhsatları, ihtira beratı, alameti farika, marka, ticaret unvanı, her türlü teknik resim, desen, model, plan ile sinema ve televizyon filmleri, ses ve görüntü bantları, sanayi ve ticaret ve bilim alanlarında elde edilmiş bir tecrübeye ait bilgilerle gizli bir formül veya bir imalat usulü üzerindeki kullanma hakkı veya kullanma imtiyazı gibi hakların sahipleri, mutasarrıfları, zilyetleri, irtifak ve intifa hakkı sahipleri veya kiracıları tarafından kiraya verilmesinden elde edilen iratların gayrimenkul sermaye iradı sayılacağı hükmü yer almıştır.  Telsiz Kanunu'nun 5/14.maddesinde ise, kurumun gelirlerinin her türlü vergi, resim ve harçtan muaf olduğu hükmüne yer verilmiş olup, olayda, davacı Kurum tarafından işletme hakkının devri, 3065 sayılı Kanunun yukarıda açıklanan hükmü karşısında, KDV'ne tabi ise de; davacı kurumun gelirlerinin, anılan yasaya nazaran özel olan 2813 sayılı Telsiz Kanunu'nun 5. maddesiyle her türlü vergi, resim ve harçtan muaf olması sebebiyle, hakkında yapılan KDV tarhiyatında hukuka uyarlık yoktur.

 

Danıştay 9. Dairesi E.1999/3421 K.2000/2772 T.10.10.2000

Davacı hakkında, 29.12.1997 tarihinde sattığı aracının değerini düşük beyan ettiğinden bahisle, takdir edilen matrah üzerinden cezalı KDV tarhiyatı yapılmışsa da, 213 sayılı Kanununun 161. maddesinde vergiye tabi olmayı gerektiren muamelelerin tamamen durdurulması ve sona ermesinin işi bırakmayı ifade edeceği, 193 sayılı Kanunun 82. maddesinde ise ticari veya zirai bir işletmenin faaliyetiyle serbest meslek faaliyetinin durdurulması veya terk edilmesi karşılığında elde edilen hasılatın arızi kazanç olduğu hükme bağlanmış olup, olayda davacının nakliyecilik faaliyetinde kullandığı aracını satmasıyla vergiye tabi olmayı gerektiren muamelelerin son bulması, işi bırakmaya ilişkin tespitin araç satışından 2 gün sonra yapılmış olmasının olayın gerçek mahiyetini değiştirmeyecek olması dolayısıyla elde edilen kazancın arızi kazanç olması ve katma değer vergisine tabi bulunmaması sebepleriyle, davacı hakkında yapılan tarhiyatta yasal isabet yoktur.

 

MAYIS AYI MALİ TAKVİMİ

7 Mayıs 2008

* Nisan 2008 dönemi çeklere ait değerli kâğıtlar vergisi bildirimi ve ödemesi

 

9 Mayıs 2008

* 16-30 Nisan 2008 dönemine ait noterlerce yapılan makbuz karşılığı ödemelere ait bildirimlerin verilmesi ve ödenmesi

 

12 Mayıs 2008

* 16-30 Nisan 2008 dönemi petrol ve doğalgaz ürünlerine ilişkin özel tüketim vergisinin beyanı ve ödemesi

 

14 Mayıs 2008

* 2008 1. geçici vergi dönemine ait Gelir Vergisi beyanı

* 2008 1. geçici vergi dönemine ait Kurumlar Vergisi beyanı

 

15 Mayıs 2008

* Nisan 2008 dönemi kolalı gazozlar, alkollü içecekler ve tütün mamullerine ilişkin Özel Tüketim Vergisi beyanı ve ödemesi

* Nisan 2008 dönemi motorlu taşıt araçlarına ilişkin (tescile tabi olmayanlar) Özel Tüketim Vergisi beyanı ve ödemesi

* Nisan 2008 dönemi dayanıklı tüketim malları ve diğer mallara ilişkin Özel Tüketim Vergisi'nin beyanı ve ödemesi

* Nisan 2008 dönemi BSMV beyanı ve ödemesi

* Nisan 2008 dönemi Özel İletişim Vergisi beyanı ve ödemesi

* Nisan 2008 dönemi KKDF kesintilerinin bildirim ve ödemesi

 

20 Mayıs 2008

* 2008 1. geçici vergi dönemine ait Gelir Vergisi ödemesi

* 2008 1. geçici vergi dönemine ait Kurumlar Vergisi ödemesi

* Nisan 2008 dönemine ait petrol ve doğalgaz ürünlerine ilişkin Ek:4 No'lu ÖTV bildirim formu

* 2008 Nisan 2008 dönemine ait kolalı gazozlara ilişkin Ek:7 No'lu ÖTV bildirim formu

* 2008 Nisan 2008 dönemine ait alkollü içeceklere ilişkin Ek:8 No'lu ÖTV bildirim formu

* Nisan 2008 dönemine ait tütün mamullerine ilişkin Ek:9 No'lu ÖTV bildirim formu  

* Nisan 2008 dönemine ait dayanıklı tüketim ve diğer mallarına ilişkin Ek:10 No'lu ÖTV bildirim formu

* Nisan 2008 dönemine ait yarışma ve çekiliş ile futbol müsabakalarına ve at yarışlarına ait intikal vergisi beyanı ve ödemesi

* Nisan 2008 dönemi ilan ve reklam vergisi beyanı ve ödemesi

* Nisan 2008 dönemine ait şans oyunları vergisinin beyanı ve ödemesi

* Nisan 2008 dönemi müşterek bahislere ait eğlence vergi beyan ve ödemesi

* Nisan 2008 dönemine ait yangın sigortası vergisi beyanı ve ödemesi

* Nisan 2008 dönemine ait elektrik ve havagazı tüketimi vergisi beyanı ve ödemesi

 

23 Mayıs 2008

* Nisan 2008 dönemine ait istihkaktan kesinti suretiyle tahsil edilen damga vergisi ile sürekli mükellefiyeti bulunanlar için makbuz karşılığı ödenmesi gereken damga vergisinin beyanı

* Nisan 2008 dönemine ait Kurumlar Vergisi stopajının muhtasar beyanname ile beyanı

* Nisan 2008 dönemine ait Gelir Vergisi stopajının ve damga vergisinin muhtasar beyanname ile beyanı

* GVK geçici 61. maddesi uyarınca hesaplanan yatırım indirimi stopajının beyanı  

 

26 Mayıs 2008

* Nisan 2008 dönemi Katma Değer Vergisi'nin beyanı

* 1-15 Mayıs dönemi petrol ve doğalgaz ürünlerine ilişkin Özel Tüketim Vergisi'nin beyanı ve ödemesi

* Nisan 2008 dönemine ait Kurumlar Vergisi stopajının ödenmesi

* Nisan 2008 dönemine ait Gelir Vergisi stopajının ve damga vergisinin ödenmesi

* Nisan 2008 dönemine ait istihkaktan kesinti suretiyle tahsil edilen damga vergisi ile sürekli mükellefiyeti bulunanlar için makbuz karşılığı ödenmesi gereken damga vergisinin ödemesi

* GVK geçici 61. maddesi uyarınca hesaplanan yatırım indirimi stopajının ödemesi

 

27 Mayıs 2008

* 1-15 Mayıs 2008 dönemine ait noterlerce yapılan makbuz karşılığı ödemelere ait bildirimlerin verilmesi ve ödenmesi

 

2 Haziran 2008

* Nisan 2008 dönemine ait haberleşme vergisinin beyanı ve ödemesi

* Nisan 2008 dönemi SSK sigorta primlerinin ödemesi

* Bağ-Kur sigortalılarının mayıs 2008 sigorta primi ve sağlık sigorta primlerinin ödemesi

* 2008 Yılı Emlâk Vergisi 1. taksit ödemesi

* 2008 yılı çevre temizlik vergisi 1. taksit ödemesi

* Veraset Ve İntikal Vergisi 1. taksit ödemesi

* Vergi levhalarının tasdiki

 

SÖZÜN ÖZÜ

Mum başka bir mumu yakmakla ışığını yitirmez.

HZ. MEVLANA

 

Kaynak:Referans Gazetesi