- Makaleler
-
Kurumlar Vergisinde form soruları
Yazdır
Tarih : 03.04.2008
Yazar : Bumin DOĞRUSÖZ
Kurumlar Vergisinde form soruları
03.04.2008 | Bumin Doğrusöz | Yorum
Dünden önceki gün İş Kulelerinin toplantı salonunda İstanbul SMMM Odası'nın her yıl düzenleyerek gelenekselleştirdiği "Kurumlar Vergisi Semineri", yine binin üzerinde meslek mensubunun katılımı ile yapıldı. Ücretsiz olan bu seminere katılmak, salonun koltuk sayısı sınırı dolayısıyla önceden rezervasyon koşuluna bağlı. Gelen rezervasyon talebi de son yıllarda iki binin altına düşmüyor. Odanın yine her yıl mart başında düzenlediği geleneksel Gelir Vergisi Semineri ile birlikte düşünüldüğünde, meslek mensuplarına sunulan bu hizmet, kutlanacak bir eğitim çalışmasına dönüşmüş vaziyette.
Seminerlerin bir başka özelliği ise konuşmacıların vergi yönetiminden, meslek mensuplarından ve akademisyenlerden seçilmesi ile kürsüde farklı bakış açılarının buluşmasını sağlaması.
Bugünkü yazım da bu seminerde sunulan ve kurumlar vergisinin üç yeni düzenlemesini konu alan iki tebliğ ile ilgili. Bu iki tebliğden birincisi, benim sunduğum, "kontrol edilen kurum kazancı ve örtülü sermaye faizi" başlıklı, ikincisi ise YMM Zeki Gündüz'ün sunduğu "transfer fiyatlandırması yoluyla örtülü kazanç dağıtımı" başlıklı tebliğ.
Bu sunumları izleyen bölümde gelen soruların büyük kısmı, Transfer Fiyatlandırması Yoluyla Örtülü Kazanç Dağıtımı Hakkında Genel Tebliğ ile ihdas edilen ve kurumlar vergisi beyannamesi ile birlikte verilmesi gereken "Transfer Fiyatlandırması, Kontrol Edilen Kurum Kazancı Ve Örtülü Sermayeye İlişkin Form" ile ilgili oldu.
Gelen sorular meslek mensuplarının veya işlerini üstlendiği müşterilerinin özel durumları ile ilgili değil, genel sorulardı. Genel soruların çoğunluğu oluşturması, bir tek şeye işaret ediyor. O da, Genel Tebliğ açıklamasının yeterli olmadığı. Bu nedenle Bakanlığın, beyan dönemi bitmeden formun doldurulmasına ilişkin bir sirküler açıklaması yapmasında yarar var. Bizden söylemesi.
Bu soruların ve yanıtlarının, toplantıya katılamayan veya diğer illerdeki meslek mensuplarını da ilgilendirebileceği düşüncesi ile bir kısmını aşağıda aktarmak istiyoruz.
Soruların bir kısmı, söz konusu formda sorulan "ilişkili kişilere ilişkin bilgiler" tablosunda bütün ilişkili kişilere mi, yoksa sadece yıl içerisinde çeşitli şekillerde ticari ilişki kurulmuş olan ilişkili kişilere mi yer verileceği noktasındaydı. Bu soruya verilen yanıt, tabloda sadece yıl içerisinde çeşitli şekillerde ticari ilişki kurulmuş olan ilişkili kişilerin yer almasının yeterli olacağı şeklinde oluştu. Bu Formun amacı, kurumu tanımak değil, ilişkili kişilerle olan işlemlerden idarenin haberdar olmasını temindir. Zaten anılan Genel Tebliğin 7.1 maddesinde "kurumlar vergisi mükelleflerinin ilişkili kişilerle bir hesap dönemi içinde yaptıkları mal veya hizmet alım ya da satım işlemleri ile ilgili olarak" söz konusu formun doldurulup beyanname ekinde verileceğinin açıklanması da benimsenen görüşü doğrulamaktadır.
Soruların neticesinde formun transfer fiyatlandırması tabloları ile ilgili olarak ortaya çıkan bir diğer sonuç da, "ilişkili kişilerle yapılan transfer fiyatlandırmasına ilişkin işlemler" tablosu ile "transfer fiyatlandırmasına ilişkin işlemlerde kullanılan yöntemler" tablosunun toplam satırlarının uyumlu olmasına dikkate edilmesi gereği.
Örtülü sermaye faizi ile ilgili olarak gelen soruların bir kısmı da anılan Formun "ilişkili kişilerden temin edilen borçlar" tablosunda, ilişkili kişilerden YTL cinsinden ve faizsiz olarak alınan, yani işletmeye hiçbir yük yüklemeyen borçların da yer almasının gerekip gerekmediği ile ilgiliydi. Bu sorunun yanıtı da olumsuz şekilde, yani işletmeye her hangi bir yük getirmeyen borçlanmalara bu tabloda yer verilmesine gerek olmadığı yönünde oluştu.
Bir grup soruda, kuruma YTL cinsinden ve faizsiz borç veren gerçek kişi ortağa bu yüzden ilerde bir eleştiri getirilip getirilemeyeceği noktasında toplandı. Bilindiği gibi Gelir Vergisi Kanununun 41. maddesinde 5615 sayılı Kanunla yapılan değişiklik sonucu, transfer fiyatlandırması müessesesi Gelir Vergisi açısından da ticari ve zirai kazanç mükellefleri için kabul edildi. Bu nedenle aktardığımız şekilde kurumlara ticari veya zirai işletmesinin varlıklarından borç veren gelir vergisi mükellefine, transfer fiyatlandırması yoluyla kazanç aktarımı eleştirisi gelebilir. Örneğin bir kollektif şirketin, ortağının ortak olduğu bir anonim şirkete faizsiz borç vermesi halinde, bu kolektif şirketin ortakları aleyhine transfer fiyatlandırması yoluyla kazanç aktarımı sebebiyle cezalı tarhiyat yapılması mümkündür. Buna karşılık ortak olduğu bir kuruma söz konusu şekilde kendi şahsi varlıklarından borç veren gerçek kişi ortağa, bir eleştiri getirilmesi mümkün değildir. Bir başka deyişle gerçek kişi ortak faiz alsa idi, bu faizin alacak faizi olarak onun menkul sermaye iradını oluşturacak olduğu hallerde bir eleştiri getirilmesi mümkün değildir. Çünkü menkul sermaye iratları için bu yönde bir düzenleme yoktur.
Gelen sorulardan en önemlisi, Bakanlığın açıklama yapmaktan sanırım özenle kaçındığı bir konu ile ilgiliydi. Kurum veya tacir ortaklardan alınan borcun öz sermayenin üç katını aşan kısmı için ödenen faizler üzerinden KDV hesaplanıp hesaplanmayacağı şeklinde özetlenen bu soruya verilen yanıt da olumsuz şekilde oluştu. Çünkü örtülü sermaye faizi kabul edilen faizler Kanuna göre, faiz olarak değilde temettü olarak kabul edilip temettü rejiminde vergilendiğine göre, temettülerin de KDV Kanununun konusuna girmemesi sebebiyle bu kısım için faiz üzerinden KDV hesaplanmasına ve bu KDV'nin indirim konusu yapılmasına olanak yoktur.
Köşemin sınırları elverdiğince seminerde sorulan soruları ve oluşan yanıtları aktarmaya çalıştım. Eğer Gelir İdaresi Başkanlığı oluşan yanıtların aksini düşünüyorsa ve bir yanıt gönderirse onu da yayınlarım. Bu nedenle, bazı TV programlarında denildiği gibi, "bizi ve Referans'ı izlemeye devam edin".
Kaynak:Referans GazetesiDünden önceki gün İş Kulelerinin toplantı salonunda İstanbul SMMM Odası'nın her yıl düzenleyerek gelenekselleştirdiği "Kurumlar Vergisi Semineri", yin...
( KB)