slider 735 slider 734 slider 733 slider 732 slider 730 slider 729 slider 727 slider 725

  Yazdır

Tarih : 19.03.2008

Yazar : Dr.Veysi SEVİĞ- Bumin DOĞRUSÖZ

Akrabaya karşılıksız verilen daireye emsal kira bedeli uygulanabilir

Veysi Seviğ - Bumin Doğrusöz
19.03.2008 | Veysi Seviğ - Bumin Doğrusöz | Yorum
 

Bedelsiz olarak akrabaların kullanımına sunulan daireler için de vergi hukuku açısından işlem yapılabilir. İdare, bu tür dairelere emsal kira bedeli

uygulamak suretiyle matrah belirleyerek, bu matrah üzerinden re'sen vergi tarh edebilir.

 

SORU: Sahibi bulunduğum daireyi yakın bir akrabamın oturması için tahsis etmiş bulunuyorum. Ancak dairemin bulunduğu apartman içerisinde yer alan altı daire sahipleri için yapılan vergi denetiminde, bana ait dairede oturan yakınımın da bilgisine başvurulmuş. Dairede oturan yakınım her ne kadar kendisine imzalatılan tutanakta söz konusu dairede kira ödemeksizin oturduğunu ifade etmesine rağmen, beni de davet ederek bu dairenin kira alınmaksızın bir başkasının tahsis edilmesi halinde kira elde etmiş gibi beyanda bulunmam ve beyanname vermem gerektiğini söyleyerek ifademe başvurdular. Ben kira almadığımı söylememe rağmen hakkımda kira geliri elde etmiş ve bu geliri beyan etmemişim gibi muamele yaptılar.

 

YANIT: Gelir Vergisi Yasası'nın 73. maddesi gereği olarak "kiraya verilen mal ve hakların kira bedelleri, emsal kira bedelinden düşük olamaz. Bu bağlamda "bedelsiz olarak başkalarının intifaına (kullanımına) bırakılan mal ve hakların emsal kira bedeli, yetkili özel mercilerce veya mahkemelerce takdir veya tespit edilmiş kirası, bu suretle takdir veya tespit edilmiş kira mevcut değilse Vergi Usul Yasası'na göre belirlenen vergi değerinin yüzde beşidir. Diğer mal ve haklarda emsal kira bedeli, bu mal ve hakların maliyet bedelinin, bu bedel bilinmiyorsa, Vergi Usul Yasası'nın servetlerin değerlenmesi hakkındaki hükümlerine göre belli edilen değerlerinin yüzde onudur. Yasal düzenleme gereği olarak aşağıda yazılı hallerde emsal kira bedeli esası uygulanmaz.

* Boş kalan gayrimenkullerin muhafazaları amacıyla bedelsiz olarak başkalarının ikametine bırakılması,

* Binaların mal sahiplerinin usul, füru veya kardeşlerinin ikametine birden fazla konut tahsis edilmiş ise bu konutların yalnız birisi hakkında emsal kira bedeli hesaplanmaz. Kardeşler evli ise eşlerden sadece biri için emsal kira bedeli hesaplanmaz.

Dolayısıyla bina sahipleri ancak çocuklarının, anne ve babalarının veya kardeşlerinin ikametine birer daire tahsis edebilirler. Ancak, bu kimselerin ikametine birden fazla konut tahsis edilmiş ise bu konutların yalnız birisi hakkında emsal kira bedeli uygulanmaz.

* Mal sahibi ile birlikte akrabalarının da aynı evde veya dairede ikamet etmesi halinde de emsal kira bedeli uygulanmaz.

Buna göre sahibi bulunduğunuz daireyi sizinle yakınlık derecesi yukarıda da belirtildiği gibi ancak eşiniz, çocuklarınız, anne ve babanız ile kardeşleriniz için tahsis etmeniz halinde, kira geliri elde etmeksizin bu tahsis nedeniyle vergi hukuku açısından herhangi bir işlem yapılamaz.

Bu bilgiler çerçevesinde akrabalık bağı açısından Gelir Vergisi Yasası'nın 73. maddesinde belirlenen kişiler dışındaki kişilere bedelsiz olarak tahsis ettiğiniz daireniz için idarece emsal kira bedeli uygulanmak suretiyle matrah belirlenmesi, bu matrah üzerinden de re'sen vergi tarh edilmesi hukuken mümkün bulunmaktadır (V. Seviğ).

 

Tahsilat memurunun işten ayrılması

SORU:  Bir ıtriyat deposundan satın almış bulunduğumuz parfüm ve benzeri nitelikteki mallar için, tarafımıza düzenlenen fatura uygulamada "açık fatura" olarak tanımlanan, fatura altına imza atılmamış ve tahsilatla ilgili herhangi bir açıklama bulunmayan bir belge idi. Biz ıtriyat deposunun vermiş olduğu talimat çerçevesinde fatura bedelini bize bildirilen şirket yetkilisine makbuz karşılığı ödemiştik. Ancak bizim fatura bedelini ödediğimiz kişi ile şirket arasında ortaya çıkan bir ihtilaf nedeniyle, tahsilatı yapan kişi söz konusu şirketten ayrılmış. Bu nedenle ıtriyat deposu şimdi parayı bizden istiyor.

 

YANIT: Sizin sorunuzdan da anlaşılacağı üzere işletmenize düzenlenen fatura bedelinin, size mal satan ıtriyat deposunun ticari ilişkide bulunduğu başka bir şirkete ödenmesi istenmiş, ancak sizin ödeme yapmış olduğunuz kişinin şirketle olan ilişkisi bozulduğu veyahut da sorunlu olduğundan sizden tahsil ettiği mal bedelini şirkete aktarmamış bulunmaktadır. Böyle bir durumda sizin eğer fatura bedeli kadar bir ödemeyi sizden parayı tahsil ederken söz konusu şirketle ilişkisi devam eden kişiye, paranın tahsil edildiğini gösterir bir belge ile ödemiş iseniz, paranın tahsil edildiğini gösteren belge sizin lehinize delil olacaktır. Şirket yetkilisine ıtriyat deposu adına ödeme emri yaparken düzenlenen makbuz üzerine yapılan bu ödemenin, ne karşılığı olduğuna veyahut da ödemenin hangi amaca yönelik sizin tarafınızdan yapıldığına dair bir açıklama yazılmış bulunuyorsa, bu bilgi sizin lehinize delil olarak kabul edilebilir. Eğer söz konusu tahsilat makbuzu üzerinde herhangi bir açıklama yoksa bu takdirde tahsilatı yapan kişinin işten ayrılması da dikkate alındığında sizin bu ödemeyi hangi amaca yönelik yapmış olduğunuz hususunun ayrıca kanıtlanması gerekecektir.

Bir başka konu sizden yapılan tahsilatın şirket kayıtlarına ne şekilde intikal ettirildiği hususudur. Bu durumun hakkınızda yapılan takip sırasında dikkate alınabilmesi için, konuyu sizin takip aşamasında talep etmeniz gerekmektedir. Konu ticari nitelikte bir uyuşmazlık olup, yargı aşamasında lehinize çözümlenmesi elinizdeki belgenin içeriğine bağlıdır (V. Seviğ).

 

Limited şirketten ayrılma

SORU:  Bir limited şirketin ortağı iken ortaklık payını noter kanalı ile diğer ortağın kardeşine devrettim. Ancak bir süre sonra şirketin vergi borçları ile ilgili ihbarname adresime geldi. Bende avukatım aracılığı ile dava açtım. Ancak açılan dava reddedildi. Bunun nedenini öğrenebilir miyim"

CEVAP:  Limited şirket adına salınan bir vergi için düzenlenen ihbarnameye karşı sizin kişisel olarak dava açma hakkınız bulunmamaktadır. Bir başka anlatımla tüzel kişilik adına düzenlenen bir ihbarnameye karşı ihbarnameyi tebellüğ eden ortağın kendi adına dava açma hakkı yoktur. Bu nedenle "limited şirket hissesini devreden ancak ticaret sicilinde tescil ettirmeyen ortağa, limited şirket adına düzenlenen ihbarnamelerin tebliğ edilmiş olması durumunda, ortağın kendi adına dava açma ehliyeti" bulunmamaktadır. ( Danıştay 4. Dairesi E.2006/1525, K.2007/945) Daha fazla bilgi için bakınız, Kızılot, Şükrü "Danıştay Kararları ve Özelgeler (Muktezalar)" Yaklaşım Yayınları, Ankara 2008, sf:1022-1023) (V. Seviğ).

 

YARGI KARARLARINDA DAMGA VERGİSİNDE KONU

Danıştay 7.Dairesi E.2003/2319 K.2005/3273 T.14.12.2005

Davacı şirketin yurt dışında mukim yabancı şirketle yaptığı taahhüt sözleşmesiyle, yine yurt dışında mukim başka bir yabancı şirketle yaptığı taşeronluk sözleşmelerinin Türkiye'de düzenlendiklerinin kabulü suretiyle, hakkında cezalı damga vergisi tarhiyatı yapılmıştır. Olayda, her iki  sözleşmenin de taraflarca mutabık kalınan çerçevede yurt dışında hazırlanıp, sözleşmelerin yurt dışında mukim taraflarınca imzalandıktan sonra, davacı şirkete iki nüsha halinde gönderildiği ve birer nüshası imzalandıktan yani imzaları tamamlandıktan sonra da ilgili yabancı şirketlere geri gönderildiği hususunun taraflarca ihtilafsız olması ve imza safhası Türkiye'de tamamlanan ve bu suretle herhangi bir hususu ispat ve belli etmek için ibraz edilebilecek nitelik kazanan sözleşmelerin,  Türkiye'de düzenlendiği yani vergiyi doğuran olayın Türkiye'de gerçekleştiği sonucuna varılması sebepleriyle,  söz konusu sözleşmelerin damga vergisine tabi tutulmasında yasaya aykırılık bulunmayıp, yapılan tarhiyatta isabetsizlik yoktur.

 

Danıştay 7.Dairesi E.2001/3926 K.2004/2676 T.27.10.2004

Limited  Şirket iken nev'i değiştirmek suretiyle anonim şirkete dönüşen davacı Şirket adına, anonim şirketin ana sözleşmesinin damga vergisine tabi olduğundan bahisle tarh işlemi yapılmışsa da; T.T.K.'nun 152. maddesinde bir ticaret şirketinin nev'inin diğer bir ticari şirketi nev'ine çevrilmesinde kanunda aksine hüküm olmadıkça yeni şirket nev'ine ait kuruluş aşamalarındaki işlemlerin yapılacağı, böylece yeni nev'e çevrilen şirketin eskisinin devamı olduğu belirtilmiştir. Buna göre bir şirketin nev'i değiştirmesinin hukuki şeklini değiştirmesi anlamına gelmesi, nev'i değiştirmenin şirketin yalnız dış şeklinde ve iç yapısında bir değişiklik meydana getirip, hükmi şahıs sıfatıyla bünyesinde bir değişiklik meydan getirmeyecek olması, olayda limited şirketin gerek sermayesinin gerekse öz varlığının davacı anonim şirkete intikalinin değil de sadece kayıtlı sermayenin ve öz varlığının sahibinin hukuki şeklinin değiştirildiğinin sabit olması, yani limited şirketin mal varlığına, hukuki anlamda anonim şirket ünvanı giydirilmiş olması sebepleriyle ve limited şirketin anonim şirkete dönüştürülmesinin eski şirketin feshi yeni bir şirketin kurulması olarak kabul edilemeyecek olması ve şirket mal varlığının intikalinin de söz konusu olamayacak olmasından dolayı, anonim şirkete dönüşme sırasında yeniden bir kuruluş sözleşmesi düzenlendiğinden bahisle yapılan tarh işleminin iptali gerekmektedir.

 

Danıştay 7.Dairesi E.1999/70 K.1999/4120 T.14.12.1999

Davacı şirket tarafından X A.Ş.'nin hisselerinin devralınmasına ilişkin olarak devir ve ferağ mukavelenameleri düzenlenmiş olmasına rağmen, damga vergilerinin ödenmediğinden bahisle cezalı damga vergisi tarhiyatı yapılmıştır. TTK'nun 409, 411,ve 416. maddelerine göre, ilmühaberler gerek nama gerekse hamiline yazılı hisse senedi yerine kaim olmak üzere çıkarılmış olsunlar, hisse senetleri gibi birer kıymetli evraktırlar, hisseleri belgeleyen ve bunların devrini kolaylaştıran belgelerdir. Nama yazılı hisse senetlerini yerini tutmak üzere çıkarılan ilmühaberler ciro edilmek ve karşı tarafa teslimle devir işlemi tamamlanmakta, pay defterine kaydedilme dışında, devrin sözleşmeye bağlanması vb başka bir işleme gerek olmamaktadır. Olayda, nama yazılı hisse senetleri yerini tutmak üzere çıkarılmış olan nama yazılı ilmühaberlerin ciro edilip davacı şirkete teslim edilmesiyle devir işlemi tamamlanmış ve mülkiyet davacıya geçmiştir. Damga Vergisi Kanununa göre, ciro damga vergisinden müstesnadır. Söz konusu ilmühaberlerin devralınması bakımından gerekli olmamasına rağmen, "hisse senedi devir ve ferağ mukavelenamesi" adı altında belgeler düzenlenmiş ve davalı idarece söz konusu kağıtlar mukavelename kabul edilmişse de; Borçlar Hukukunda mukavelenamenin, iki veya daha çok kimse arasında bir hakkın kurulması, değiştirilmesi veya ortadan kaldırılması amacıyla yapılan anlaşmaya ilişkin bir belge olması, bu belgenin damga vergisine tabi tutulması için herhangi bir hususu ispat veya belli etmek için ibraz edilebilecek nitelikte olmasının şart olması, olayda taraflar arasında düzenlenen ve vergiye tabi tutulan kağıda "mukavelename" denmişse de, X A.Ş.'deki hisseler, nama yazılı hisse senetlerini yerini almak üzere çıkarılmış nama yazılı ilmühaberlerin ciro edilmesi ve davacı şirkete teslim edilmesiyle devralınmış olduğundan, devir ve ferağ mukavelenamesi olarak adlandırılan kağıtların herhangi bir hakkın kurulması, değiştirilmesi, kaldırılmasına yönelik olmadığı gibi, hukuki bir sonuç doğurucu nitelik de taşımaması sebepleriyle, Damga Vergisi Kanununun 1. maddesi kapsamında değerlendirilemeyeceğinden, davacı şirket aleyhinde yapılan tarhiyatta isabet yoktur.

 

ÖZELGELERDE SERBEST MESLEK KAZANCI

-  Gelir İdaresi Başkanlığı'nın 18.12.2006 tarih ve 99346 sayılı özelgesi;

"GVK'nun 68/4. maddesi düzenlemesi gereğince mesleki faaliyette kullanılan ve envantere dahil taşıtlar için VUK hükümlerine göre ayrılan amortismanlar serbest meslek kazancı hasılatından indirilebilir. Yine GVK'nun 68. maddesinin 5. bendi düzenlemesi uyarınca kiralanan veya envantere dahil olan ve işte kullanılan taşıtlara ilişkin giderler de hasılattan indirilebilir. Bu hükümler gereğince, %50'si serbest meslek erbabına %50'si serbest meslek erbabının eşine ait olan aracın eşe ait kısmın da kiralanması suretiyle noterlik faaliyetinde servis aracı olarak kullanılması halinde, söz konusu araca ait giderlerin (serbest meslek erbabına ait kısmın envantere kayıtlı olması şartı ile) hasılattan indirilmesi mümkündür."

-   Gelir İdaresi Başkanlığı'nın 3.7.2003 tarih ve 28466 sayılı özelgesi;

"GVK'nun 68. maddesinin 1. fıkrasının 9. bendinde, serbest meslek erbabının meslek faaliyeti ile ilgili olarak kanun, ilam ve mukavelenameye göre ödemiş olduğu tazminatları, serbest meslek kazancının  tespitinde gider olarak indirebileceği düzenlenmiştir. bu hüküm gereğince, kiralanan iş yeri için öngörülen kiranın süresinde ödenmemesi nedeniyle, kira sözleşmesinin özel şartlarına dayalı olarak gecikme zammı oranında ödenen faiz, serbest meslek kazancının tespitinde gider olarak indirilebilir."

- Antalya Vergi Dairesi Başkanlığı'nın 2007 tarih ve GVK.ÖZ.07.149 sayılı özelgesi;

"255 seri no'lu GVK Genel Tebliği'nin ‘Vergi İndirimine konu Olacak Harcama Belgeleri' başlıklı bölümünde, vergi indirimi uygulamasında çocuk tabirinin, yaş sınırına bakılmaksızın ücretli ile birlikte oturan veya ücretli tarafından bakılan (gelir vergisine tabi geliri olmayan, nafaka verilmek suretiyle bakılan, evlat edinilen ile ana ve babasını kaybetmiş torunlardan ücretli ile birlikte oturan) kişileri ifade ettiği belirtilmiştir. GVK'nun 89/2. maddesinde de, beyan edilen gelirin %10'unu aşmaması, Türkiye'de yapılması ve gelir veya kurumlar vergisi mükellefi bulunan gerçek ve tüzel kişilerden alınacak belgelerle tevsik edilmek şartıyla, mükellefin kendi, eşi ve küçük çocuklarına ilişkin olarak yapılan eğitim ve sağlık harcamalarının gelir vergisi matrahından indirim konusu yapılabileceği düzenlenmiştir. Bu hüküm ve açıklamalar gereğince, mükellefin kızına ait eğitim harcamaları belgelerinden ... dershanesinden alınan faturaya konu tutarı, GVK 89/2 uyarınca indirim konusu yapması mümkündür. Ancak, ... Üniversitesine ödenen yurt ücretine ait faturanın söz konusu üniversitenin kurumlar vergisinde muaf olması sebebiyle indirim konusu yapması mümkün değildir."

- İstanbul Vergi Dairesi Başkanlığı'nın 26.10.2007 tarih ve 22055 sayılı özelgesi;

"GVK'nun 67. maddesinde, müşteri veya müvekkilden, serbest meslek faaliyeti ile ilgili olmak suretiyle para ve ayın şeklinde alınan gider karşılıklarının kazanca ilave edileceği düzenlemesine yer verilmiştir. Bu hükme göre, hukuk danışmanlığı için yurt dışına yapılacak seyahat ve konaklama giderlerinin GVK'nun 67. maddesine göre dikkate alınması, söz konusu gider karşılığının müvekkilden alınacak paraların kazanca ilave edilmesi ve bunun karşılığında serbest meslek makbuzu düzenlenmesi gerekir."