slider 735 slider 734 slider 733 slider 732 slider 730 slider 729 slider 727 slider 725

  Yazdır

Tarih : 11.02.2008

Yazar : Bumin DOĞRUSÖZ

Limitet şirket ortağının sorumluluğu genişliyor

11.02.2008 | Bumin Doğrusöz | Yorum

Ticaret Kanunu'nun bir sermaye şirketi olarak düzenlediği limitet şirketlerde ortakların, anonim şirketlerde olduğu gibi, şirket alacaklılarına karşı sorumlu tutulması öngörülmemiştir. Şirket alacaklıları şirketten tahsil edemedikleri alacakları için şirket ortaklarına sadece, taahhüt edipde ödemedikleri sermaye payı varsa, onun tutarı ile sınırlı olarak müracaat edebilirler. Türk Ticaret Kanunu'nun "Ortakların Mesuliyeti" başlıklı 532'nci maddesinde, limited şirket ortaklarının sermaye borçlarını yerine getirdikleri nispette mesuliyetten kurtulacakları hükme bağlanmıştır.

 

6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Kanunu'nda da önceleri aynı sınırlı sorumluluk esası benimsenmiş ve kanunun 35. maddesinde, "limitet ortaklıkların ödenmeyen ve tahsil imkanı bulunmayan amme borçlarından dolayı ortakların vaz ettikleri veya vaz'ını taahhüt ettikleri sermaye miktarında doğrudan doğruya mesul" oldukları kabul edilmiştir. Bu düzenlemeyle limitet şirket ortakları kamu borçlarından, koymayı taahhüt ettikleri sermaye payı kadar daha, ancak sermaye payı ile sınırlı olarak sorumlu tutulmuşlardır.

 

Mevcut düzenleme

 

Ancak 4369 sayılı kanunla 22.7.1998 tarihinden sonra doğmuş kamu borçları için bu sorumluluğun kapsamı genişletilmiş ve limitet şirket ortaklarının şirketten tahsil olanağı kalmayan kamu borçlarından sermayeleri oranında sorumlu olmaları benimsenmiştir. 4369 sayılı Kanundan sonra anılan 35. madde, "Limited şirket ortakları, şirketten tahsil imkânı bulunmayan amme alacağından sermaye hisseleri oranında doğrudan doğruya sorumlu olurlar ve bu kanun hükümleri gereğince takibe tabi tutulurlar" şeklinde değişmiştir. Maddenin bu şekli, halen yürürlükte olan şeklidir.

 

Yürürlükteki düzenlemeye göre limitet şirket ortakları, şirketten tahsil edilemeyen kamu borçlarından, borcun tamamı üzerinden hisseleri oranında sorumludurlar.

 

Geçtiğimiz günlerde Bakanlar Kurulu'nca yasama organına sevk edilen "Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanunda Ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Tasarısı" ile maddenin bu sorumluluğu da genişletici şekilde yeniden düzenlenmesi öngörülmüştür.

 

Gelen değişiklik

Maddede yapılması öngörülen ilk değişiklik, madde metninde yer alan "şirketten tahsil imkânı bulunmayan" ibaresinin "şirketten tahsil edilemeyen veya tahsil edilemeyeceği anlaşılan" ibaresi ile değiştirilmesidir. Buradaki tahsil edilemeyeceği anlaşılan kamu alacağı terimi; kamu borçlusunun haczedilen mal varlığına bu kanun hükümlerine göre biçilen değerlerin kamu alacağını karşılayamayacağının veya hakkında iflas kararı verilen kamu borçlusundan aranılan kamu alacağının iflas masasından tahsil edilemeyeceğinin anlaşılması gibi nedenlerle tahsil dairelerince yürütülen takip muamelelerine rağmen kamu borçlusundan tahsil edilemeyeceği kanaati oluşan kamu alacaklarını ifade etmektedir.

 

Kamu alacağının haczedilen mallardan veya iflas masasından tahsil edilemeyeceği bazen çok açık olabilir. Ancak bu netlik çoğu zaman mümkün olmayabilir. Yasa tasarısında bu gibi hallerde mükellef haklarını (olayımızda şirket ortaklarının haklarını) teminat altına alıcı hiçbir düzenleme yoktur. Alacağın haczedilen mallardan karşılanıp karşılanamayacağının takdiri tamamen alacaklı idarenin başına, yani vergi dairesi müdürüne bırakılmaktadır. Bu takdirin objektif ölçütlerinin yasada olması gerekir. Bu ölçütleri, sonradan genel tebliğ, sirküler gibi idarenin takdiri düzenlemelerine bırakamayız. Çünkü konu vergi alacağından ziyade "mülkiyet hakkı" ile ilgilidir.

 

Diyelim ki, 100 bin lira borcu olan bir şirketin 40 bin lira değerindeki arsası haczedildi ve vergi dairesinin müdürü veya başkanı arsanın borcu karşılayamayacağı kanaatine vardığından ortaklara gidildi. Yasada cevabı olmayan birinci soru ortağa ne kadarlık alacak için gidilecektir. 100 bin mi" Kalan 60 bin için mi" Diyelim ki idare mükellef haklarına saygılı davrandı ve 60 bin lirayı ortaktan tahsil etti. Bu arada arsa satılana kadar, oradan üçüncü köprünün yolunun geçeceği anlaşıldı veya orası önemli bir sanayi bölgesi olarak ilan edildi. Arsa satışa çıkarıldı ve 100 bin liraya satıldı. İkinci soru idare kalan alacağını alıp, bakiye 60 bin lirayı şirkete mi, ortağa mı iade edecektir. Satılan arsa, borçlu şirketindir. Paranın ona iadesi gerekir. Ortağın sadece rücu hakkından kaynaklanan alacak hakkı vardır. Bu arada ortak uyanıksa, satıştan önce satış bakiyesine haciz koyduracaktır.

 

Öte yandan bu durumda ortaktan yapılan tahsilat hasız duruma düşmeyecek midir" Tüzel kişilikten tahsilat olanağı gerçekleştiğine göre, ortağa paranın iadesi gerekmeyecek midir" Hiç şüphesiz gerekecektir. Çünkü tahsilat farklı bir mal varlığından, ortağın malvarlığından yapılmıştır. O halde maddeye bu gibi hallerde ortaktan yapılacak tahsilatın ortağa gecikme faizi ile iadesini öngören bir düzenlemenin yazılmasında yarar vardır.

 

Buradaki anlayış, "biz alacağımızı ortaktan alalım, şirket ve diğer ortaklar ne yaparlarsa yapsınlar, yıllarca rücu davaları ile uğraşsınlar, bizde kenardan seyredelim" şeklinde olamaz.

Hiç şüphesiz kamunun vergi alacağı (burada kamu alacağı ibaresi yerine vergi alacağı ibaresini özellikle ve kasten kullandım, çünkü kamu alacaklarının çoğu özünde kamu alacağı olmayıp, tahsilatta 6183 sayılı Kanunun tahsilat kolaylık, ayrıcalık ve eşitsizliklerinden yararlanmak için çeşitli kanunlarla kamu alacağı sayılan alacaklardır) kutsaldır. Vergi alacaklarının tahsilatında ayrıcalık, kolaylık, hızlılık ve verimlilik mutlaka olmalıdır. Ancak bunlar olurken, hukuk ilkeleri ve kişi hakları mutlaka ön planda olmalıdır.

 

Yasa maddeleri hep bana adaleti ile kaleme alınmaz. Tasarının bu maddesi de, yasama sürecinde mutlaka gözden geçirilmelidir.

 

Maddedeki limitet şirket ortağının sorumluluğunu genişletici diğer düzenlemeleri, köşemin sınırları itibariyle ilerideki yazılarıma bırakıyorum.

 

Kaynak:Referans GazetesiTicaret Kanunu'nun bir sermaye şirketi olarak düzenlediği limitet şirketlerde ortakların, anonim şirketlerde olduğu gibi, şirket alacaklılarına karşı ...