slider 735 slider 734 slider 733 slider 732 slider 730 slider 729 slider 727 slider 725

  Yazdır

Tarih : 05.12.2007

Yazar : Dr.Veysi SEVİĞ

Seçilmiş şirket denetçilerinin sorumluluğu

04.12.2007 / Veysi Seviğ / Yorum

 

Son yıllarda yaşanan ekonomik ve hukuki olaylardan anlaşıldığı kadarıyla özellikle şirket denetçilerinin (murakıplarının) Türk Ticaret Yasası'nda bu kişilerin seçiminde herhangi bir hukuki kriter aranmadığı için ortaya çıkan olumsuzluklardan dolayı sorumlu tutuldukları görülmektedir.


Türk Ticaret Yasası'nın 347'nci maddesi uyarınca anonim şirketlerde, beşten fazla olmamak üzere bir veya daha fazla sayıda denetçi (murakıp) bulunması gerekmektedir. Eğer murakıplar (denetçiler) birden fazla ise bu takdirde bir heyet oluştururlar.

 

Denetçiler pay sahibi olan ve olmayanlar arasında ilk defa bir yıl için, kuruluş genel kurulu ve sonradan da en çok üç yıl için genel kurul tarafından seçilmektedir.

 

Eğer denetçiler bir kişi ise onun, birden fazla ise yarısından bir fazlasının Türkiye Cumhuriyeti yurttaşı olması gerekmektedir.

 

Denetçi ile şirket arasındaki ilişki vekâlet akdi niteliğinde bulunması ve denetçinin işini işverenin sürekli denetimi ve gözetimi altında yapmaması itibariyle işverenin ücretli çalışanı olarak kabul edilmemesi gerekir. Bu bağlamda şirket genel kurulunca denetçinin seçimi hukuki bir icaptır. Bu icabın denetçi tarafından kabulü ile de anonim ortaklıkla denetçi arasında bir özel hukuk sözleşmesi kurulmuş olur.

 

Denetçilerin görevleri Türk Ticaret Yasası'nın 353'üncü maddesinde sayılmak suretiyle belirlenmiş bulunmaktadır. Gerçekte tam anlamı ile şirketin seçilmiş denetçilerinin görevi şirketin iş ve muamelelerini denetlemektir. Bu doğrultuda denetçiler;

 

* Şirketin yönetim kurulu üyeleriyle işbirliği yaparak bilançoyu düzenlemek,

* Şirketin işlemlerinden bilgi edinmek ve gerekli kayıtların düzenli bir şekilde tutulmasını sağlamak amacıyla en az altı ayda bir şirket defterlerini incelemek,

* Üç aydan fazla ara vermemek koşuluyla, sık sık ve herhangi bir bilgi vermeksizin ansızın şirket kasasını teftiş etmek, daha açıkçası sayım yapmak,

* En az ayda bir defa şirketin defterlerini inceleyerek rehin veya teminat, yahut şirketin veznesinde (kasasında) saklanmak üzere emanet olarak teslim olunan her nev'i kıymetli evrakın mevcut olup olmadığını denetlemek ve kayıt altına almak,

* Ana sözleşmede pay sahiplerinin genel kurul toplantılarına katılabilmeleri için gerekli koşulların yerine getirilip getirilmediğini incelemek,

* Bütçe ve bilançoyu denetlemek,

* Tasfiye işlemlerine nezaret etmek,

* Yönetim kurulunun ihmali halinde olağan veya olağanüstü olarak genel kurulu toplantıya davet etmek,

* Genel kurul toplantılarında hazır bulunmak,

* Yönetim kurulu üyelerinin yasa ve ana sözleşme hükümlerine tam anlamıyla uygun çalışıp çalışmadıklarını denetlemek

zorundadırlar.

 

Mevcut yasal düzenleme gereği olarak denetçilerin bu yetkileri ana sözleşme veya genel kurul kararı ile kısıtlanamaz.

 

Türk Ticaret Yasası'nın 354'üncü maddesi gereği olarak denetçiler; her yıl sonunda şirketin hal ve durumuna, yönetim kurulunun düzenlemiş bulunduğu bilançoya ve diğer hesaplara ve dağıtılmasını teklif ettiği kâr paylarına yönelik olarak yönetim kurulunun vereceği rapor ve benzeri belgeler hakkında da genel kurula bir rapor sunmak zorundadırlar. Uygulamada bu raporlar genellikle yönetim kurulu icraatını onaylar nitelikte düzenlenir. Ancak daha sonra ortaya çıkan olaylar dolayısıyla raporu olumlu düzenleyen denetçilerin de sorumlu tutulduğu gözlenmekte ve bilinmektedir.

 

Denetçiler, görevlerini yaparken idare işlerine yönelik olarak öğrenecekleri noksanlık ve yolsuzlukları veya yasa yahut ana sözleşme hükümlerine aykırı hareketleri, bundan sorumlu olanların üstü olan makama ve yönetim kurulu başkanına ve çok önemli hallerde de genel kurula bildirmekle yükümlüdürler.

 

Denetçiler (murakıplar) zorunlu ve müstacel (acele) hallerde genel kurulu olağanüstü toplantıya çağırmak zorundadırlar. Bu bağlamda denetçi sayısının birden fazla olması halinde denetçilerden sadece birisinin genel kurulu olağanüstü toplantıya çağırması genel kurulun toplanması için yeterli olmaktadır.

 

Her pay sahibi, şirketin yönetim kurulu azası veya müdürleri hakkında murakıplara şikâyette bulunabilir. (TTK. Md: 356) Murakıplar (denetçiler) bu şikâyetleri araştırmakla yükümlüdürler. Eğer şikâyet konusu doğru ise bu durum denetçilerin yıllık raporlarına intikal ettirilir.

 

Başvuru sahiplerinin ana sermayenin onda birini temsil eden ortaklardan oluşması halinde, denetçiler lüzum gördükleri halde genel kurulu derhal olağanüstü toplantıya çağırmak zorundadırlar.

 

Yukarıda da belirttiğimiz gibi şirket denetçilerinin genellikle bir anlamda sembolik olarak seçilmesi sonucunda ortaya çıkan uyuşmazlıklarda sorumlu tutuldukları ve yargılandıkları ve değişik nitelikte cezalara muhatap oldukları gözlenmektedir.

 

Kaynak:Referans Gazetesi