slider 735 slider 734 slider 733 slider 732 slider 730 slider 729 slider 727 slider 725

  Yazdır

Tarih : 06.10.2008

Yazar : Bumin DOĞRUSÖZ

Kriz ve kapitalizmin gidişatı

06.10.2008 | Bumin Doğrusöz | Yorum

Bu yıl bayram tatili işe yaradı. Tatil piyasaları da dinlendirerek, özellikle Amerikan Temsilciler Meclisi'ndeki 700 milyar dolarlık kurtarma planını içeren yasa teklifinin reddinin, dünyadaki olumsuz etkisini hissetmemizi önledi.

Ülkemiz açısından bugün tekrar çarkları dönmeye başlayacak olan ekonomik sistem ve göstergeler, Amerika'nın revize edilmiş kurtarma planının önce Senato sonra Temsilciler Meclisi'nde kabulü ve Bush'un imzasının yarattığı olumlu hava ile güne başlayacak.

Ancak bu olumlu havaya fazla kapılmamak gerek. Amerikan ekonomisi şimdilik toparlanıyor izlenimi verse dahi, bu toparlanmanın olumlu etkilerini Avrupa'da göstermesi aynı hızda olmayacak. En azından AB ülkelerinin liderlerinin, kriz karşısında ortak tedbirler paketinde uzlaşma sağlayamaması ve Almanya'nın tutumu bunu açıkça gösteriyor. Amerika'da dahi likidite sıkıntısına karşı alınan tedbirler ve piyasaya para pompalanması, likidite sıkıntısını gerçekten yaşayan aktörlere gerektiği gibi yansıyamıyor veya daha pahalı yansıyor. Bu da çözümlerin kalıcılaşmasını zorlaştırıyor.

Türev piyasaların büyüklüğünün dünyanın gayri safi hasılasının iki katını aştığının, yani türev piyasaların oluşturduğu sanal ticaret hacminin dünyanın yaratabildiği gerçek gelirin iki katını aştığının söylendiği günümüzde, Amerika'nın başkan adaylarının ağız birliği etmişçesine söyledikleri söz, "bu kurtarma planının krizi durdurmak ve sonlandırmak için yeterli olmadığı".

Dış piyasalardaki olumsuzlukların, dış ticaret açığı veren, ödemeler dengesi açık veren, borsasının yaklaşık yüzde 70'i yabancı yatırımcılarla dönen, bankacılık ve sigortacılık sektörlerinde yabancı payı görmezden gelinemeyecek düzeyde olan ülkemize yansımayacağını söylemek, bence pek kolay değildir.

Bankacılık sektöründe yabancı payı yüzde 40'ın üzerinde. Avrupa'da veya Amerika'da zor durum sebebiyle devletleştirilen bankaların zararlarının ve konumlarının Türkiye'deki mülkiyet iştirak ilişkisine dayanan bankalara nasıl yansıyacağı şimdilik belirsiz.

Bankalar açık pozisyonlarını büyük ölçüde kapatmış durumdaysalar da dışarıdan yeniden borçlanma olanakları artık o kadar kolay değil. Ancak özel kesimin dış borcu, bilindiği kadarı ile yüksek boyutlarda.

Bu noktada TCMB ve BDDK'nın izleme-düzenleme-denetleme işlevi ve bu işlevi yerine getirmede şeffaflığı ön plana çıkmaktadır. Bankalar ve finans kurumlarının bağımsız denetime tabi oldukları ve onların raporlarının şeffaflığı ile yetinilemez. Hele 2001 krizinde batan bütün bankaların bağımsız denetim raporlarının "olumlu" olduğu nazara alınırsa bu konuda bağımsız denetimden bir şey beklenemeyeceği daha net görülür. Zira bizde denetimin ve denetleyenin denetimi anlayışı henüz pek yoktur. Bu konudaki sorumluluk hukukunun yeterince gelişmiş olduğu da söylenemez.

Yurtdışı krizde ortaya çıkan ve giderek tetikçilik görevini üstlenen unsur, günümüzde "güven" unsurunun yitirilmesidir. Finans sistemi dışarıda güvenilirliğini yitirdikçe krizlere daha açık hale gelmektedir.

Amerika ve AB, güven kaybının halka inmesi ve bankaları hedef almasını önlemek için mevduata tanınan sigorta sınırlarını ya kaldırıyor ya da yükseltiyor. (Bu da AB içerisinde farklı sigorta sınırları dolayısıyla haksız rekabet kavgasını başlatmış durumda). Bu tedbirin bizde de bir an önce, global kriz ülkemize sıçramamışken alınması, halen 50.000 YTL olan sınırın yükseltilmesi gerek. Zira kriz belirtilerinden sonra böyle bir tedbir alınması, halkı "hangi banka batıyor" sorusuna yanıt aramaya itecektir.

Böyle bir ortamda "güven"i korumak gerekir. Güveni korumak, istikrarı gerektirir. İstikrarı korumak için ise belirsizlikler yaratan mevzuat değişikliklerinden kaçınmak gerekir.

Gelir Vergisi Kanunu'nu silbaştan değiştirmek, Ticaret Kanunu'nun yerine yenisini koymak, ticari yaşantıda çalkantıları da beraberinde getirebilir.

Maliye Bakanı yeni Gelir Vergisi'nin yapısını açıkladıysa da önemli olan açıklama değil, tasarı metnidir. O da ortada değildir. Hukukta kelimeler ve virgüllerin yeri önemlidir. Ticaret Kanunu ile şirketlerin yapıları değişecektir. Değerleme ölçüleri ve dolayısıyla bilançolar farklılaşacaktır. Bence önemli yapısal değişiklikler için, global krizin yatışmasını beklemek gerekir.

Gözlemimiz ve algılamamıza göre kriz, ulus devlet ve onun gözetimindeki sermaye ile kendini ulus devletlerin üzerinde gören uluslararası finans sermayesinin çatışması şeklinde sürmektedir.

Uluslararası finans sermayesinin olabildiğince özgürleşmesi, denetimsiz hedge fonlarla saldırgan tutumlara girişmesi, üretmeden para ile para kazanma ve bunu da kısa vadelerle kâr doruklaştırması anlayışı ile gerçekleştirme sevdasına dayalı sistem, giderek zaaflarını ortaya koymakta, ulus devlet kökenli sermaye de bu zaafları kendi lehine değerlendirmektedir.

Bütün bu gelişmeler neticesinde kapitalizm yeniden şekillenmektedir. "Görünmeyen el"in düzenleyici işlevine dayalı anlayış bir kez daha tökezleyerek yerini "Görünen el"in düzenleyici ve denetleyici işlevi ışığında kapitalizme bırakmaktadır.

 

Bir de duyuru

Ayşenur Koroğlu ve Sosyal Güvenlik Uzmanı Resul Kurt ile birlikte bugünden itibaren her pazartesi saat 15.00'te TRT 2'de yayımlanacak "İş'te Gündem" programıyla izleyicilerin karşısında olacağız. Çalışma hayatında en çok merak edilen, vergi mevzuatındaki yenilikler, sosyal güvenlik reformu, iş hukukunun sorunları, yeni Ticaret Kanunu Tasarısı gibi iş yaşantısının bütününü içeren soru ve sorunlara bu programda cevap vermeye çalışacağız.

Değerli okurlar interaktif olan bu programa, 0212 259 90 70 veya 259 70 91 numaralı telefonlardan canlı olarak ulaşabileceği gibi, "istegundem@trt.net.tr" elektronik posta adresine sorularını, yorumlarını ve eleştirilerini göndererek de katılabilirler.

Değerli okurlarımın sorularına ve mail'lerine, çarşamba günleri Veysi Seviğ Hocam'la yanıt vermeye de tabii ki devam edeceğiz.

 

Kaynak:Referans GazetesiBu yıl bayram tatili işe yaradı. Tatil piyasaları da dinlendirerek, özellikle Amerikan Temsilciler Meclisi'ndeki 700 milyar dolarlık kurtarma planını ...

( KB)