slider 735 slider 734 slider 733 slider 732 slider 730 slider 729 slider 727 slider 725

  Yazdır

Tarih : 17.06.2008

Yazar : Dr.Veysi SEVİĞ

Dolandırıcılık

14.06.2008 | Veysi Seviğ | Haber

Son aylarda piyasalarda ödenmeyen çeklerde gözlenen artış dikkat çekici boyutlara varmıştır. Ancak bu çeklerin bir bölümü art niyetli kişiler tarafından düzenlenerek piyasaya sürüldüğünden, çek hamilleri tam anlamı ile bu çekleri bilinçsizce kabullenmeleri nedeniyle dolandırılmaktadır.

Ülkemizde mevcut yasal düzenlemeler çerçevesinde 5.000 YTL sermaye ile bir limited şirket kurmak mümkündür. Böyle bir şirketin kuruluşunda sermayenin nakden ödenmesi zorunluluğu da yoktur. Hatta söz konusu sermayenin işi bilenlerce ödenmesi de hiçbir vakit gerçekleşmemektedir.

Kurulan limited şirket için günümüzde herhangi bir bankada yine beş on bin liralık bir hesap açılması ve bu hesabın bir-birbuçuk ay içerisinde ufak montanlı giriş çıkışlara konu edilmesinden sonra ilgili bankadan çek karnesi almak ve kullanmak da mümkündür.

Şirket hesaplarının kısa bir süre hareketli olması halinde yine uygulamada bu tür şirketlere çek kullandırma teklifleri bankalarca da yapılmaktadır. Hatta bu çek karneleri birden fazla da verilebilmektedir.

Yine ilk kullanımda söz konusu çeklerin karşılıklı çıkmasını sağlamak için şirket ortakları kendi kendilerine işlem yapmayı tercih etmektedirler. Bir süre sonra söz konusu şirketler tarafından düzenlenen yüksek montanlı çeklerle bazı orta çaplı kuruluşlardan mal alımları yapılmakta, bu aşamada düzenlenen çekler genellikle vadeli olabilmektedir.

Bu tür çekleri alarak mallarını ilgili şirketlere satmış olanlar gerçekte yine tam anlamı ile dolandırılmaktadır. Çünkü mallarını vadeli çek karşılığı satanlar, yine uygulamada söz konusu çekleri ya ciro ederek kullanmakta veya vadesi geldiğinde tahsil etmek için muhafaza etmeyi tercih etmektedirler.

Söz konusu çekler yine uygulamada çoğu kez karşılıksız çıkmakta ve bu durumda ilgili bankalar tarafından sadece güvence altında bulunan miktar hak sahiplerine ödenmek suretiyle söz konusu bankaların bu konudaki sorumlulukları da sona ermektedir.

Bankalar çek karnelerini verirken kanunen ödemek zorunda oldukları miktarları başlangıçta her çek yaprağı üzerinden hesaplayarak tahsil etmeyi tercih ederken işlemlerin giderek yoğunlaşması halinde bu asgari bedel kadar teminatı muhafaza etmeyi de ihmal etmektedirler.

Buna karşılık çek karşılığı mal satanlar malların bedellerini vadesi geldiğinde tahsil edememenin getirdiği ekonomik sorunları da kabullenmek zorunda kalmaktadırlar.

Bazı iş sahipleri bu tür ekonomik sorunları aşamadıkları için iflas etmekte ve dolayısıyla ticari yaşam dışında kalarak sefalete sürüklenmektedirler.

Geçen günlerde basına yansıyan bir haberden de anlaşılacağı üzere İstanbul'da sahte kimlik bilgileriyle 7 şirket kurup, bankalardan çek alarak, almış olduğu bu çeklerin bir kısmını satarak, bir kısmı ile de mal alarak piyasaya süren bir kişinin piyasadan on milyon lira dolandırdığı tespit edilmiştir. Hakkında 24 dolandırıcılık davası açılan bu kişi yine basından öğrenildiği üzere yeni bir şirket kuruluşu aşamasında ihbar üzerine yakalanmış bulunmaktadır.

Bu olayların giderek artmasına göz yummak suretiyle ticari yaşam belli bir güvensizlik ortamına sürüklenmektedir.

Konuya ilişkin olarak yapmış olduğumuz bazı çalışmalarda, piyasada masum bazı kişiler üzerine bu tür şirketlerin kurulduğu ve şirket ortağı olarak belirlenen kişilerin kendi üzerlerine böyle bir şirket kurulduğunun farkında bile olmadıkları anlaşılmıştır.

Diğer yandan yine bazı masum kişilerin kimlik bilgileri elde edilerek bu kişiler adına kayıtlı bulundukları nüfus idarelerinden başkalarının fotoğrafı ile sahte nüfus kâğıtları edinilerek onlar adına şirket kurulduğu da tespit edilmektedir.

Günümüzde mevcut mevzuat ve uygulamada bazı dolandırıcıların bu tür işlemlerle piyasaya girmek suretiyle servet sahibi oldukları, buna karşılık giderek zorlaşan piyasa koşulları içerisinde malını hazarlayarak geçimini sağlamaya çalışanların da tam anlamıyla dolandırıldığı gözlenmektedir.

Bu durumun ilgili yasalarda gerekli değişikliklerin yapılması suretiyle acilen önlenmesi gerekmektedir.

Türk Ceza Yasası'nda yer alan dolandırıcılık ve hileli dolandırıcılık suçları ile ilgili hükümlerin uygulanması ancak bu suçları işleyenlerin tespit edilmesi ve yakalanması halinde mümkün olabilmekte, yine bu suçları işleyenlerin sahip oldukları parasal birikimler dikkate alındığında hem yakalanmaları ve cezalandırılmaları gecikmekte hem de bazen imkânsız hale gelebilmektedir.

Özellikle düşük sermaye gereksinimi gösteren şirket kuruluşlarında şirket kurucularının ekonomik amaçlı suç işleme eğilimleri, şirket kuruluşlarından önce yapılacak ciddi araştırmalar ve şoruşturmalarla belirlenmeli ve düşük sermayeli şirket oluşumları ile piyasaların dolandırılmasına yönelik gerekli yasal önlemlerin alınması artık kaçınılmaz hale gelmiş bulunmaktadır.

Giderek zorlaşan ekonomik koşullar içersinde yaşam mücadelesi verenlerin bir de giderek artan bu tür dolandırıcılık olaylarında yok olmalarına ilgisiz kalmak kanımızca geleceğimiz açısından tehlike arz etmektedir.

 

Kaynak:Referans Gazetesi

Son aylarda piyasalarda ödenmeyen çeklerde gözlenen artış dikkat çekici boyutlara varmıştır. Ancak bu çeklerin bir bölümü art niyetli kişiler tarafınd...

( KB)