slider 735 slider 734 slider 733 slider 732 slider 730 slider 729 slider 727 slider 725

  Yazdır

Tarih : 08.05.2008

Yazar : Bumin DOĞRUSÖZ

Odalara demokrasi mi, seçimlere müdahale mi

08.05.2008 | Bumin Doğrusöz | Yorum
 

3568 sayılı Serbest Muhasebecilik, Serbest Muhasebeci Mali Müşavirlik ve Yeminli Mali Müşavirlik Kanunu'nda değişiklik yapılmak üzere Maliye Bakanlığı'nca hazırlanan ve 13.3.2008 tarihinde yasama organına sunulan kanun tasarısı, yasama organından hemen geçti ve 1.5.2008 günü 5760 sayılı kanun olarak yasalaştı.

Bu tasarıdan çok daha önemli ve çok daha önce sunulmuş tasarılar, henüz Meclis gündeminde beklerken üç ayrı meslek grubunu etkileyen bu tasarı, kamuoyunda ve meslek odalarında dahi yeterince tartışılmadan hızla yasalaşmıştır. Mesleğin sahibi meslek odaları da bu tasarıya karşı olduklarını gazete ilanları ile kamuoyuna duyurmuşlardır.  

Kanun, halen Sayın Cumhurbaşkanı'nın huzurunda imzalanmayı beklemektedir. Kanun incelendiğinde, meslek mensuplarının sorunlarının çözümünden ziyade mesleki örgütlenmeyi hedef aldığı görülmektedir.  

Oysa yeminli mali müşavirlerin tasdik işlemlerinden dolayı müteselsil sorumluluk ve uygulanma tarzından kaynaklanan sorunları, serbest muhasebeci ve serbest muhasebeci mali müşavirlerin imza yetkisinden kaynaklanan sorunlarının çözümü, mesleki sorumluluğunun kusur sorumluluğuna dayandırılması gereği açıkken, kanunda bu sorunlar görmezden gelinmiştir. Oysa çözüm bekleyen bu konular, mesleği ileri götürecek konulardır. Kanunun meslek sorunlarına çözüm getirmemesi, en büyük eksikliğidir.

Kanunda meslek mensuplarını meslekleri açısından ilgilendiren başlıca değişiklikler, serbest muhasebeciliğin kaldırılması, staj yerine geçen faaliyetlerin düzenlenmesi, yeminli mali müşavirlik mesleğine girişte sınavın asıl hale getirilmesi, serbest muhasebecilik mesleğini bağımlı veya denetim şirketlerinde çalışarak geçirenlerin bu sürelerinin yeminli mali müşavirliğe geçişte nazara alınmasının sağlanması şeklinde sayılabilir.

Kanun bu aktardığımız konularda getirdiği çözümler açısından, bahsettiğimiz eksikliklerin dışında, olumlu olarak nitelendirilebilir. Bizce en olumlu düzenleme, meslek içi eğitimin sürekli ve zorunlu hale getirilmesi.

Serbest muhasebeciliğin kaldırılması ile birlikte bu unvanla çalışanlara da SMMM olabilme olanağı sağlanmıştır. Bu olanağa göre mevcut SM'ler, altı aylık bir eğitim sonrasında, beş yıl içerisinde özel bir sınava girerek başarılı oldukları takdirde SMMM olarak mesleklerini sürdürebilecekler. Halen SM stajı yapanlara da staj bitiminde başarılı olmaları kaydı ile aynı hak tanınmaktadır. Özel sınavda başarılı olamayanlar ise yine SM unvanı ile ve mevcut faaliyet alanlarının sınırları içerisinde faaliyetlerini sürdürebilecekler.

Yapılan değişikliklerin en önemli kısmı, meslek örgütlerine ilişkin. Bu konuda göze çarpan ilk değişiklik, oda ve birlik başkanlığının iki dönemle sınırlandırılması. İki dönem başkanlık yapanlar, aradan iki dönem geçmeden tekrar aday olamayacaklar. Ancak bu düzenleme 1.4.2008 tarihinden sonra uygulanacak. Dolayısıyla bu tarihten önce anılan görevlerde bulunma, yeni düzenleme açısından dikkate alınmayacak. Bu arada halen iki yıl olan seçim dönemi de üç yıla çıkartılmakta.

En önemli ve ileride belki sorunlara yol açabilecek değişiklik ise odaların ve birlik yönetim organları ile genel kurullarının (birlik delegelerinin) seçiminde çoğunluk sisteminden nispi temsil sistemine geçilmesidir.

Nispi temsil sistemi meslek içi demokrasi açısından şirin görülebilir. Ancak bu şekilde oluşan organların başarılı çalışmalar yapabilmesi, uyumlu çalışma ortamını oluşturabilmesi son derece güçtür.

Bizim burada değinmek veya tartışmak istediğimiz konu, seçim sistemi değildir. Asıl üzerinde durulması ve tartışılması gereken konu, seçim sistemini değiştiren bu yasanın, zamanlamasıdır.    

Odalar için seçim zamanı ve süreci başlamıştır. Bu süreç aynı zamanda TÜRMOB'un genel kurul üyelerinin (delegelerin) de seçilme sürecidir. Yasanın zamanlaması ise adeta seçimlere müdahale görüntüsü vermektedir.

Bu pazar günü Türkiye'nin en büyük odalarından biri olan İstanbul SMMM Odası'nın seçimleri vardır. Davetiye göndermek nezaketleri dolayısıyla bildiğimiz kadar ile Antalya SMMM Odası'nın seçimleri de bu pazar yapılacaktır. İstanbul YMM Odası'nın seçimleri de bu pazardır.

Ancak seçim sonuçlarının nasıl belirleneceğini kimse bilmemektedir. Odalarda seçimlere belirsizlik ortamında girilmektedir. Kanun Sayın Cumhurbaşkanı'nın imzasına 2 Mayıs'ta sunulmuştur. Cumhurbaşkanı'nın inceleme süresi on beş gündür. Cumhurbaşkanı'nın kanunu süresinin son gününde imzaladığını, yani 17 Mayıs'ta imzaladığını kabul edersek, mevcut yasaya göre yapılmış seçimlerin mevcut kanuna göre açıklanmış sonuçları değişmek durumunda kalacaktır.

Kanunun odaların genel kurullarından önce imzalanması ve yayımlanması halinde dahi, seçimden iki-üç gün önce seçim ilkelerinin değiştirilmesi, odalara getirilmesi istenilen demokrasiye anti-demokratik müdahale gibi yorumlanabilecek, mevcut düzenlemelere göre seçilemeyecek olanlardan seçilenler çeşitli eleştirilere maruz kalabileceklerdir.

Odaların seçimlerinde mutlaka nispi temsil sistemi uygulanmak isteniyorsa bunun çok önceden yapılması gerekirdi. Madem ki yapılmadı veya yapılamadı, o halde uygulamasının bundan sonraki seçimlere bırakılması gerekir.

Bunun yolu da galiba Sayın Cumhurbaşkanı'nın kanunu, bir kez daha görüşülmek üzere yasama organına iade etmesinden geçiyor. Hem belki bu sayede meslek mensuplarının sorunlarını çözücü ve meslekleri güçlendirici düzenlemeler de kanuna girer.  

 

 

Kaynak:Referans Gazetesi