slider 735 slider 734 slider 733 slider 732 slider 730 slider 729 slider 727 slider 725

  Yazdır

Tarih : 23.04.2008

Yazar : Dr.Veysi SEVİĞ-Bumin DOĞRUSÖZ

İş kazasında işletme kusurlu ise tazminat gider gösterilemez

Veysi Seviğ - Bumin Doğrusöz
23.04.2008 | Veysi Seviğ - Bumin Doğrusöz | Yorum
 

İşle ilgili olmayan ya da işle ilgisi olsa dahi işletme sahibinin kusuru nedeniyle ödenen zarar, ziyan ve tazminatlar gider olarak kayıtlara intikal ettirilemez. Ancak, çalışanın kusuru nedeniyle ödenecek tazminat, yasal faiziyle birlikte gider olarak dikkate alınır.

 

SORU: İşyerimizde meydana gelen bir kaza sonucunda olay mahkemeye intikal etmiş olup, mahkeme tarafından verilen kararda firmamızda ücretli çalışan bir elemanın söz konusu kazadan dolayı yüzde 40 oranında, firmamızın da yüzde 60 oranında kusurlu olduğu tespit edilmiştir. Bu durumda ödenecek olan tazminatın giderleştirilip giderleştirilemeyeceği konusunda tereddüde düşülmüştür. Eğer ödenecek tazminat giderleştirilecek olursa yüzde kaçı gider olarak kayıtlara intikal ettirilecektir" Söz konusu giderleştirme işlemi ödemenin yapıldığı tarihte mi yoksa mahkeme kararının kesinleştiği tarihte mi olacaktır"

YANIT: Kurumlar Vergisi Yasası'nın altıncı maddesinin 1. fıkrası ile kurumlar vergisinin, mükelleflerin bir hesap dönemi içinde elde ettikleri safi kurum kazancı üzerinden hesaplanacağı hususu hükme bağlanmış olup, söz konusu maddenin ikinci fıkrasında da "safi kurum kazancının tespitinde Gelir Vergisi Yasası'nın ticari kazanç hakkındaki" hükümlerinin uygulanacağı belirtilmiştir.

Gelir Vergisi Yasası'nın 38.maddesi uyarınca da;

"Bilanço esasına göre ticari kazanç teşebbüsteki öz sermayenin hesap dönemi sonunda ve başındaki değerleri arasındaki müspet farktır. Bu dönem zarfında sahip veya sahiplerce;

- İşletmeye ilave olunan değerler bu farktan indirilir.

- İşletmeden çekilen değerler ise farka ilave olunur.

Ticari kazancın bu suretle tespit edilmesi sırasında Vergi Usul Kanunu'nun değerlemeye ait hükümleri ile bu Kanun'un 40 ve 41. maddeleri hükümlerine uyulur."

Aynı yasanın "İndirilecek Giderler" başlıklı 40.maddesinin 3. bendinde; işle ilgili olmak şartıyla, mukavelenameye veya ilama veya kanun emrine istinaden ödenen zarar, ziyan ve tazminatların ticari kazancın tespitinde gider olarak indirilebileceği, 41. maddesinin 6. bendinde ise, her türlü para cezaları ve vergi cezaları ile teşebbüs sahibinin suçlarından doğan tazminatların gider olarak indirilemeyeceği hükme bağlanmıştır.

Mevcut yasal düzenlemelerden de anlaşılacağı üzere ödenen tazminatların gider olarak kayıtlara intikal ettirilebilmesi için işle ilgili olması ve sözleşmeye, ilama ve yasa emrine bağlı bulunması gerekmektedir. Dolayısıyla işle ilgili olmayan ve işle ilgisi olsa dahi işletme sahibinin kusuru nedeniyle ödenen zarar, ziyan ve tazminatlar gider olarak kayıtlara intikal ettirilemeyecektir.

Bu durumda söz konusu kazadan dolayı ödenecek tazminatın yüzde 60'ı ile bu tazminata isabet eden faizin gider olarak kayıtlarınıza intikal ettirilmesi ve dönem kazancının tespiti aşamasında hem tazminatın yüzde 60'ının ve hem  de bu kısma ait ödenecek faizin dönem kazancından indirim konusu yapılması mümkün değildir.

Ancak çalışanınızın kusuru nedeniyle ödenecek olan yüzde 40 oranındaki tazminat ile yasal faizin Gelir Vergisi Yasası'nın 40/3. maddesi uyarınca kurum kazancının tespitinde gider olarak dikkate alınması ve indirim konusu yapılması mümkündür.

Gelir Vergisi Yasası'nın 40/3.maddesinde tazminatın giderleştirilebilmesi için ödenmesi öngörülmüş olup, yasa maddesi kapsamında tazminatlar ödenmeden giderleştirilemez.(V. Seviğ)

 

GEZİCİ PERSONELİN ARACINA ÖDEME

SORU:  Biz faaliyetimiz icabı gezici elaman çalıştırmak zorunda olan bir Anonim şirketiz. Bu nedenle gezici elaman alırken otomobili olanları tercih ediyoruz. Bu personele araçlarının işle ilgili kullanılması nedeniyle belli bir bedel ödüyoruz. Yapılan ödemeler genellikle aylık olarak hesaplanmakta çalışılmayan günlere ait araba kullanım bedeli ödenmemektedir. Yapılan bu ödemeler vergilendirme açısından nasıl değerlendirilecektir"

YANIT:  Her şeyden önce Gelir Vergisi Yasası'nın 70/8. maddesinde de hükme bağlandığı üzere, motorlu nakil ve cer vasıtaları, her türlü motorlu araç, makine ve tesisat ile bunların eklentilerinin sahipleri, mutasarrıfları, zilyetleri, irtifak ve intifa hakkı sahipleri veya kiracıları tarafından kiraya verilmesinden veyahut da benzeri nitelikte belli bir bedel karşılığında başkasının kullanımına terk edilmesi halinde sağlanan gelirler gayrimenkul sermaye iradı olarak kabul edilmektedir.

Gelir Vergisi Yasası'nın 94.maddesinin 1.fıkrasında ticaret şirketlerinin söz konusu maddede sayılan ödemeleri avans dâhil nakden veya hesaben yaptıkları sırada istihkak sahiplerinin gelir vergisine mahsuben tevkifat yapmak zorunda oldukları hususu hüküm altına alınmıştır. Buna göre söz konusu araçların kiralanması halinde yapılacak ödemeler yüzde 20 oranında vergi kesintisine (stopaja) tabi tutulacaktır.

Diğer yandan Gelir Vergisi Yasası'nın 98.maddesi hükmü gereği olarak aynı yasanın 94.maddesi uyarınca vergi tevkifatı yapmakla yükümlü olanlar yapmış oldukları tevkifatı ertesi ayın 23.günü akşamına kadar muhtasar beyanname ile beyan etmek ve beyan edilen stopaj (tevkifat) miktarını da 26. günü akşamına kadar ödemek zorundadırlar.

Buna göre kira gelirini elde eden personel de 2008 yılında  elde ettiği bu tür gelir miktarı eğer 19.800 YTL'yi aşıyorsa, yıllık gelir vergisi beyannamesi ile gelecek yıl Mart ayının 25.günü akşamına kadar bu gelirini beyan etmek zorundadır.

Ayrıca Katma Değer Vergisi Yasası uyarınca Gelir Vergisi Yasası'nın 70.maddesinde yer alan mal ve hakları ticari amaçla kiraya verenler bu durumları nedeniyle katma değer vergisi mükellefi olarak kabul edilmekte, konuya ilişkin olarak yayımlanan 30 seri numaralı Katma Değer Vergisi Genel Tebliğinde bu kişilerin kiralama işlemleri nedeniyle kiralamaya ait katma değer vergisinin kiracı tarafından sorumlu sıfatıyla beyan edilmesini, dolayısıyla kiraya verenin bu durumda mükellefiyet tesis ettirmemesini öngörmüş bulunmaktadır. Dolayısıyla personelden bu şekilde kiralanan veyahut da personele aracının işle ilgili kullanılması nedeniyle ödeme yapılması halinde, yapılan ödemeler hem stopaja ve hem de katma değer vergisine tabi olup, kira bedeli üzerinden %18 oranında hesaplanan katma değer vergisi (2) no'lu katma değer vergisi beyannamesi ile personelinden araç kiralayan mükellef tarafından beyan edilerek ödenmektedir.

Gerek Gelir Vergisi Yasası'nın 41/5 ve gerekse Kurumlar Vergisi Yasası'nın 13. maddesi uyarınca yapılan kira ödemelerinin emsal kira ödemelerinden fazla olmaması konusuna özen gösterilmesi gerekmektedir. (V. Seviğ)

 

YARGI KARARLARINDA TELLALLIK HARCI

 

Danıştay 9.Dairesi E.2005/607 K.2006/176 T.9.2.2006

Davacı hakkında, yetiştirmesi olan tayların 20.10.2003 tarihinde açık arttırma suretiyle satılması nedeniyle davalı idareye bildirimde bulunmaması ve satışlara tekabül eden tellallık harcını ödememesi nedeniyle tarhiyat yapılmıştır. Belediye Gelirleri Kanunu'nun  67. maddesinde,  belediye  ve mücavir alanlar içinde belediyelere ait hal, balıkhane, mezat yerleri ve ilgilinin isteğine bağlı olarak belediye münadisi veya tellalı bulunduran sair yerlerde gerçek ve tüzel kişiler tarafından her ne suretle olursa olsun her çeşit menkul ve gayrimenkul mal ve mahsullerin satışının tellallık harcına tabi olduğu, aynı Yasanın 68. maddesinde ise tellallık harcını, mal ve mahsulleri satan gerçek ve tüzel kişilerin ödemekle mükellef oldukları, gerçek veya tüzel kişilerin yapacakları satışları satış yapmadan önce belediyeye veya mahallindeki belediye ilgililerine haber vermekle ödevli oldukları, haber verilmediği takdirde harcın yüzde 50 fazlasıyla tahsil olunacağı hükme bağlanmış olup, olayda X Hipodromunda 20.10.2003 tarihinde satışın gerçekleştirileceğini ilan eden, yerini temin eden ve organizasyonu kendisi gerçekleştiren davacının, belediyeye ait yerlerde olmasa bile yukarıda anılan yasanın 68.maddesi gereğince tellallık harcının mükellefi olması, dolayısıyla belediyeye haber verme ve tellal veya münadi bulundurma zorunluluğunun bulunması sebepleriyle, gerçekleştirdiği satışlar nedeniyle adına salınan tellallık harcında yasal isabetsizlik yoktur.

 

Danıştay 9.Dairesi E.2003/1580 K.2004/3558 T.26.5.2004

Davacı şirketin müzayede evinde tertip edilen gayrimenkul müzayedesi nedeniyle yüzde 50 fazlası ile salınan tellallık harcının terkini istemiyle açtığı dava,  yerel mahkemece kabul edilmiştir. Belediye Gelirleri Kanunu'nun  68. maddesinde tellallık harcını, mal ve mahsulleri satan gerçek ve tüzel kişilerin ödemekle mükellef oldukları hükme bağlanmış olup, bu madde hükmünden harcın mükellefinin satıcı olduğu anlaşılmaktadır. Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonuna devredilen bankalara ait malların, davacı şirketçe organize edilen müzayede yoluyla satışının söz konusu olduğu olayda, Söz konusu 68.madde çerçevesinde, "satıcı" konumunda olan kurum Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu olduğundan, müzayede yoluyla  anılan satışa aracılık eden ve satıcı konumunda bulunmayan davacı şirketin mükellef kabul edilmesi suretiyle yüzde 50 fazlası ile tellallık harcı salınmasında isabet bulunmayıp, tellallık harcını terkin eden yerel mahkeme kararı hukuka uygundur.

 

Danıştay 9.Dairesi E.1998/3917 K.1999/3148 T.21.9.1999

Akaryakıt dağıtım faaliyetinde bulunan yükümlü şirket adına …… tarihine kadar yaptığı petrol ürünleri satışları için tellallık harcı salınmışsa da; petrol ürünlerinin satışının söz konusu olduğu olayda 2464 sayılı Kanunu'nun 67. maddesinde öngörülen biçimde gerçekleşen bir satış işleminin tespit edilememiş olması, dosyada bulunan yoklama fişinin bu harcın tarhı için yeterli tespitleri içermemesi, özellikle matrahın belirlenmemiş olması ve konunun açıkça ortaya konulmamış olması sebepleriyle,  salınan tellallık harcında yasal isabet yoktur.

 

ÖZELGELERDE KURUM KAZANCI

1. İzmir Vergi Dairesi Başkanlığı'nın 8.2.2007 tarih ve 144 sayılı özelgesi;

"KVK'nun 8/b maddesine göre, kuruluş ve örgütlenme giderlerinin ticari kazanç gibi hesaplanan kurum kazancının tespitinde, hasılattan indirilmesi mümkündür. Ayrıca, döviz cinsinden alınan avansın VUK'nun 280. maddesi uyarınca değerlemeye tabi tutulması sonucu ortaya çıkan kur farkından dolayı oluşan gelirin kurum kazancının tespitinde dikkate alınması ve vergilendirilmesi gerekir. Giderlerin ise, kurum kazancının tespitinde finansman gideri olarak indirim konusu yapılması mümkündür. Bununla beraber, kuruluş ve örgütlenme giderlerinin aktifleştirmesi ihtiyari olduğundan amortisman yoluyla itfa edilmeleri halinde doğrudan gider yazılmalarının mümkün olmadığı tabiidir."

 

2. İzmir Vergi Dairesi Başkanlığı'nın 25.12.2007 tarih ve 10954 sayılı özelgesi;

"Şirketin satışlarını artırmak amacıyla belli bir tutarın üzerinde ürün alan müşterilerine promosyon olarak çeyrek yılbaşı bileti vermek suretiyle yaptığı harcamalar, KVK'nun 6. ve GVK'nun 40. maddesi uyarınca reklam harcaması ve dolayısıyla genel gider niteliğinde olup, kurum kazancının tespitinde gider olarak indirim konusu yapılabilir."

 

3. İzmir Vergi Dairesi Başkanlığı'nın 28.12.2007 tarih ve 11107 sayılı özelgesi;

"Şirket personelinin ve misafirlerinin konaklaması amacıyla şirket tarafından kiralanan konuta ödenen kira ve aidat bedelleri KVK'nun 6. maddesi ve söz konusu maddenin atfı uyarınca GVK'nun 40. maddesi uyarınca, kurum kazancının tespitinde indirim konusu yapılabilir. Bu arada, kiralanan konut işyeri olarak kabul edileceğinden, yapılan ödemeler üzeriden GVK'nun 94/5-a maddesi uyarınca tevkifat yapılması gerekir. Ayrıca, konutun personele tahsisi halinde, konut kirasının GVK'nu 61. ve 63. maddesi uyarınca personele yapılan ek ücret ödemesi olarak kabul edilmesi ve toplam ücret üzerinden yine GVK'nun 94/1. maddesi uyarınca tevkifat yapılması gerekir."

 

4. İzmir Vergi Dairesi Başkanlığı'nın 11.9.2007 tarih ve 7477 sayılı özelgesi;

"204 seri no'lu VUK'nu Genel Tebliğinde, mükelleflerin ticari faaliyetlerine ilişkin olarak; işyerlerinde kullanılmak ve tüketilmek amacıyla satın aldıkları (Kırtasiye, büro ve temizlik malzemeleri gibi) ve bedeli fatura düzenleme mecburiyetini belirleyen kanuni haddi aşmayan diğer bir anlatımla perakende satış fişi (veya yazar kasa fişi) düzenleme sınırları içinde kalan mal ve hizmet bedelleri için düzenlenen perakende satış veya yazar kasa fişlerinin gider belgesi olarak kabul edilmiştir. İşletmenin tüketimi dışında satışa konu olacak mal ve hizmetlerin alımlarında ise bedeli ne olursa olsun fatura düzenlenmesi defterlere faturalara dayanılarak kayıt yapılması gerekmektedir. Bu düzenleme gereğince,  sadece işyerinde tüketilmek amacıyla satın alınan ve fatura düzenleme haddinin altında kalan mal ve hizmetler için alınan perakende satış fişleri gider belgesi olarak kabul edilmekte olup, şirket personelinin iş yeri dışında yemek bedelleri karşılığında lokantalardan alınan ödeme kaydedici cihaz fişleri bu tebliğ kapsamında nitelendirilmesi mümkün değildir."

 

5. İzmir Vergi Dairesi Başkanlığı'nın 24.9.2007 tarih ve 7854 sayılı özelgesi;

"GVK'nun ticari kazancın tespitinde indirilemeyecek giderlerin düzenlendiği 41. maddesinde, her türlü para cezaları ve vergi cezaları ile teşebbüs sahibinin suçlarından doğan tazminatlar (Akitlerde ceza şartı olarak derpiş edilen tazminatlar, cezai mahiyette tazminat sayılmaz.)''ın safi kazancın tespitinde gider olarak indirilemeyeceği hükme bağlanmıştır. Gerek GVK'nun ilgili hükmü gerekse söz konusu maddeye atıf yapan KVK'nun 6. maddesi uyarınca, şirketin motorin ile 95 oktan kurşunsuz benzini birbirine karıştırarak bozuk akaryakıt oluşturması ve bu akaryakıtı bedelsiz olarak imha edilmek üzere aldığı yere iade etmesi sonucu oluşan zararını, kurum kazancının tespitinde gider olarak indirim konusu yapması mümkün değildir."

 

6. İstanbul Vergi Dairesi Başkanlığı'nın 13.9.2007 tarih ve 18434 sayılı özelgesi;

"Gelişi ve müşterileri sevki esnasında kırılan yumurtaların maliyet bedeli ile VUK'nun 278. ve 267/3. maddesi uyarınca takdir komisyonunca belirlenecek emsal bedeli arasındaki tutarın stok maliyetlerinden indirilecek dönem hesaplarına gider yazılması mümkündür. Emsal bedelin ‘0' (sıfır) olarak tespit edilmesi ve anılan emtiaların imhalarına karar verilmesi halinde ise, bu malların vergi dairesi temsilcilerinin de bulunacağı komisyon huzurunda tutanakla tespit edilmek suretiyle imha edilmesi ve istenildiğinde Şirket tarafından bu tutanakların ibrazı şartıyla, stok maliyetlerinin, safi kurum kazancının tespitinde gider olarak dikkate alınması mümkündür."

 

SÖZÜN ÖZÜ

EN SAĞLAM ZİNCİR, EN ÇÜRÜK HALKASI KADAR SAĞLAMDIR

 

Latin Atasözü

 

Kaynak:Referans Gazetesi